Dava, ticari satımdan doğan ve faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (Yargıtay HGK 2017/(19)/11-889 E. 2021/622 K.). Davanın esasına geçilmeden evvel, öncelikle davaya esas icra dosyasının dava şartları noktasında incelenmesi ve bu hususta icra dosyasının safahatı hakkında bilgi verilmesi de zorunludur. Eldeki itirazın iptali davasına dayanak ... 19....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; abonelik sözleşmelerine dair alacaklarda Merkezi Takip Sistemi üzerinden icra takibi başlatılmasının yasal zorunluluk olduğunu, Merkezi Takip Sistemi Yönetmeliğinde borçlu tarafından hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu ve hem yetki hem de borca itiraz durumunda yetkili icra dairesine gönderme gibi kullanılacak bir buton veya seçeneğin bulunmadığını, takibin devamı için borçlunun yetki itirazında gösterdiği yerde itirazın iptali davası açılmasından başka bir yol bulunmadığını, davalı tarafından yapılan itiraz da sadece yetkiye ve borca yönelik olup, davalının icra takibinin geçersizliğine ilişkin bir itirazı bulunmadığını, bu hali ile takip hukuku bakımından geçerli bir takibe yönelik itirazın iptali talep edilmiş olmakla, mahkemece re‘sen gözetilemeyen, davalı tarafça da ileri sürülmeyen bu hususun mahkemece usulden ret kararına esas alınması hatalı olduğunu, dava şartının yokluğu nedeniyle verilen...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK'nun 1472.maddesi gereğince sigortalısına halef olan davacı tarafından rücuen tazminat talebiyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafın süresinde yetki ve borca itirazı üzerine, İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz etmiş, davalının adresinin -- olduğunu belirterek --------yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir....
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 Esas, 2001/311 Karar 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 Esas, 2002/208 Karar) Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/7050 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiği, davalı/borçlu Belediye Başkanlığı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin 10/01/2019 tarihinde alacaklı ya tebliğ edildiği, davacı/alacaklı vekili tarafından 11/11/2019 tarihinde yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili Çameli İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının davacı/alacaklı vekilinin talebi üzerine Çameli İcra Müdürlüğüne gönderildiği, yetkili icra müdürlüğü tarafından borçluya ödeme emri çıkarıldığı, davalı/borçlu vekili tarafından borca itirazda bulunulduğu anlaşılmaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/390 ESAS, 2020/162 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine çek alacağından dolayı takip başlatıldığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin çeki avans olarak verdiğini ancak karşılığında malların gelmediğini, ayrıca avalimdir yazısı ile ciro silsilesinin bozulduğunu, senedin kambiyo senedi özelliğini yitirdiğini söyleyerek takibin durdurulmasına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından davacı borçlunun hesabına hatalı olarak para transferi yapıldığı, bununla ilgili alacaklı tarafından Giresun İcra Müdürlüğü'nün 2022/1025 sayılı ve 2022/1681 sayılı takiplerin başlatıldığını, takiplerin mükerrer olduğunu ileri sürerek 2022/1025 sayılı takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi; borçlunun takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmediği, akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmadığı, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmadığı, bu durumda HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde takibin yapılması gerektiği gerekçesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sadece yetki itirazında bulunduğunu, borca itiraz etmediğini, akdi ilişkiye bir itirazı bulunmadığını, HMK'nın 10 ve TBK'nın 89. maddeleri hükmü gereği müvekkilinin merkez adresinin bulunduğu İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller dikkate alındığında; davacı vekili davalının müvekkili hakkında Rize İcra Müdürlüğü aracılığı ile 29/02/2020 vade tarihli 35.000 TL bedelli bono ile ilgili takip yaptığını, söz konusu senedin 24.500 TL'lik kısmının müvekkili tarafından banka havalesi yoluyla ödendiğini beyanla borca kısmen itiraz ettiklerini ayrıca takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığını beyanla yetkiye itiraz istemi ile mahkememizce yetkiye ve borca itiraz davası açmış olduğu anlaşılmakla mahkememizce öncelikle davacının yetki itirazı değerlendirilmiş olup davacının yetki itirazı ile yetkili iki icra dairesini göstermiş olması nedeniyle yetki itirazının geçerli olmadığı görülmekle yetki itirazının reddi ile davacının kısmi ödemeye ilişkin banka dekontları celp edilmiş olup dekontların yapılan incelemesinde davacı tarafından gönderilen havalelerde ödemenin takip konusu senede ilişkin olduğuna...