Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, İcra Hukuk Mahkemesinde açılan imzaya ve borca itiraz davasının redle sonuçladığını, senedin yeniden dava konusu edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 29.12.2010 günlü raporu ile bono altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü'nün 2008/134 E.sayılı dosyasında takibe konu 18.900 TL bedelli bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, bononun sahtelik nedeni ile iptaline, Karşıya 1. İcra Hakimliğinin 28.05.2008 gün ve 2008/17-343 E.K sayılı ilamı ile davacı hakkında hükmolunan %40 icra inkar tazminatı ve %10 para cezasının iptaline, %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yanın takip ve dava konusu senetteki imzaya yönelik Karşıyaka 1....

    Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2018/1347 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafından borçlu Bahar Kuduğ aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının talebiyle borçlu murisin mirasçıları adına takip talebi ve ödeme emri düzenlendiği, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 21/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca itiraz etmediği ve takibin borçlu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının yetkiye, borca ve faize itirazının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin korunmasını istemiş, gerekçeli kararın 11/03/2020 tarihinde tebliği üzerine, 7226 Sayılı Kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile Covid-19 salgını nedeniyle süreler 15/06/2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin 30/06/2020 tarihinde sona ermesine rağmen, yasal süresi geçtikten sonra 03/07/2020 tarihinde ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesi verilmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı yetki itirazı, borca ve faize itiraz, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

    Davacı/borçlunun borca, imzaya ve işlemiş faize yönelik başvurusunun değerlendirilmesinde; İİK'nun 169. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 168/4- 5. maddesine göre; borçlunun, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, yetki itirazını ve de imza itirazını icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, davacı/borçlunun takipten ve ödeme emrinden 08/12/2021 tarihinde haberdar olduğu, davanın ise yasal beş günlük süreden sonra 29/12/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir. O halde mahkemece davacının imzaya ve borca itirazlarının süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması HMK297/2. Maddesi uyarınca isabetsizdir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının takibe itiraz ettiği, davacının takibe itirazı ile ilgili yargılama devam ederken 21.02.2019 tarihli celsede taraflarca dava takip edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın yenilenmesi üzerine yeniden duruşma günü verildiği, 19.06.2020 tarihli duruşmaya tarafların gelmemesi ve mazeret bildirmemesi nedeniyle HMK 150. madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; davacı vekilinin çek iptal kararı nedeni ile alacaklının yetkili hamil olmadığından bahisle şikayette de bulunduğu, borca ve ferilerine itiraz ile birlikte İİK 170/a maddesi kapsamında takibin iptalini istediği, İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen ve konusu şikayet olan davalarda HMK 150....

    Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Somut olayda borçlu 22/10/2009 tarihli itiraz dilekçesinin konu bölümünde yetkiye ve takibe itiraz şeklinde itirazda bulunduğunu bildirmiş ise de açıklama bölümünde takip yapılan İzmir İcra Müdürlüğü'nün değil Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple icra takibine ve yetkiye itiraz etttiğini bildirmiştir. İtiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçlunun takip konusu borca itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken itirazın içeriğinde yanılgıya düşülerek işin esası ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

      Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…. Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır.” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-...)...

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/67 ESAS, 2021/917 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/30 Esas sayılı dosyasında yetki , imza , borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, davacının imzası ile senetteki imzanın çıplak gözle görülür şekilde benzeşmediğini ileri sürerek, imzaya itirazının kabulü ile takibin davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraza ilişkin davada Yalova İcra Hukuk ve 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın imzaya ve borca itiraz davası olduğu İİK 169 ve 170. maddeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

          Somut olayda, davacı borçluların takibe konu borcun likit olmayıp mevcudiyeti ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu iddiası ve faize itirazı, İİK'nın 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. İcra mahkemesince işin şikayet yoluyla çözümlenmesi mümkün olmadığından ilk derece mahkemesinin anılan iddialara ilişkin kabulü isabetlidir. Diğer taraftan, davacılar vekili dava dilekçesinde sair nedenlerin yanında, aynı taraflar arasında aynı alacağa ilişkin olarak İstanbul Anadolu 22....

          UYAP Entegrasyonu