Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. ” 6. 6100 sayılı Kanun'un “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir: “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” C. Değerlendirme 1.Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığından, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. 2.Dosya kapsamından, davanın ... 1....
Nitekim madde gerekçesinde de, yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararının mevcut veya yapılacak toplu ... sözleşmesini etkilemeyeceği ve işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir. Belirtmek gerekir ki, toplu ... sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir....
İİK'nin 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukukî sonuç doğurmaz. HMK'nın 6/1. maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nin 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında genel yetki kuralının uygulanacağı, İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ise borçlunun , icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde ya da alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açabileceği nazara alındığında davacı borçlunun İcra takibinden sonra açmış olduğu menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olacağıdır. Kaldı ki İİK'nın 72/son maddesinde " Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. " şeklinde yetki düzenlemesi yapılmış olup, bu düzenlemede yer alan yetki kurallarına göre anılan yetki kuralı kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı Şirket vekili cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmuş olduğu ve yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 1....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı hakkında davalı tarafından ... icra dairesinde takip başlatıldığı, itirazın iptali davasının icra takibinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği, davacı borçlunun usulüne uygun bir şekilde yetki itirazında bulunmamış olmasından dolayı yetki itirazında bulunmadığının kabul edilmesinin gerektiği, yetki itirazında bulunulmamış olması sebebiyle icra takibinin ... ilçesinde yapılmış olması da dikkate alındığında HMK m.19/4 gereğince ... Asliye Hukuk mahkemesinin yetkili mahkeme durumuna geleceği, bu aşamadan sonra cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulduğundan bahisle genel hükümler dahilinde HMK madde 6 uyarınca genel yetki kuralının uygulanamayacağı ve yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir....
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2023 Tarihli ve 2023/268 Esas, 2023/203 Karar Sayılı Kararı Davalı tarafça cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu ancak yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermediği, süresinden sonra sunmuş olduğu 04.04.2023 tarihli beyan dilekçesinde yetkili mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan ettiği, dolaysıyla davalının usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı, yetki itirazının usulüne uygun olmaması gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile tahakkuk ettirilen kaçak elektrik cezasının iptali istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
“Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki” başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” 5. 6100 sayılı Kanun'un "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkrası şöyledir: “(2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Davalı ... ... Maden İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından 16.11.2018 tarihli cevap dilekçelerinde yetki itirazından bahsedilmemiştir. Ancak daha önce sunulan davaya cevap süresinin uzatılması talepli dilekçelerinde yetki itirazlarının mevcut olduğu yazılmış ise de HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığı tespit edilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir....
Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....