Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. unvanlı işyeri için yapmış olduğu yetki tespit başvurusu 13.12.2021 tarihinde Bakanlığımız kayıtlarına ulaşmıştır. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na yaptığı tesciller vasıtasıyla yetki tespit düzeyi, işyerinin hangi işkolunda bulunduğu ve işyerinde çalışan işçi sayısı; işçilerin e-Devlet üzerinden yapmış olduğu sendika üyelik ve üyelikten çekilme işlemleri ile de işyerinde çalışan sendikalı işçi sayısına ulaşılmaktadır. Sistemimize yansıyan bilgilere göre davacı işverene ait yetki tespiti için başvuran sendika ile aynı işkolunda bulunan 1 işyeri bulunmaktadır ve bu bağlamda işyeri düzeyinde yetki tespit işlemi yapılmıştır. İşyerlerinde başvuru tarihi itibarıyla 479 işçi çalışmakta olup 252 işçi yetki tespiti için başvuran sendikaya tarihi itibarıyla üyedir (% 52,61). Bu doğrultuda sendikaya olumlu yetki tespiti verilmiş ve akabinde işveren sendikası tarafından yasal süreç içerisinde yetki tespitine görevli makama kaydettirerek itiraz etmiştir....

HMK'nın 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinde belirlenen yetki şartının düzenlemesine göre yasadaki diğer yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmakta olup, davanın yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemeden başka, somut uyuşmazlıktaki gibi, Türk Mahkemesinde açılamayacağı açıktır. Bu açıklamalara göre, davacı vekilinin yetki şartında yetkili mahkemenin belirli olmadığı, yetki anlaşmasının tek taraflı olup geçersiz olduğu, yetki klozunun TBK'nın 20- 21. maddeleri uyarınca genel işlem şartı niteliğinde olup yazılmamış sayılması gerekeceği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. HMK'nın 114/1.a.maddesi uyarınca Türk Mahkemelerinin uluslararası yetkisinin bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Davalı tarafından cevap dilekçesinde ve süresinde milletler arası yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmaktadır....

Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde görülür (HMK m. 6, HUMK. m. 9/1). Bundan ayrı, bazı davalar için davalının ikâmetgahı mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu hâlde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki hâlleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır....

Milletlerarası yetki konusuna ilişkin genel kural olan MÖHUK m.40 uyarınca yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kuralı tayin eder. Bu kapsamda TTK.’nın 561. maddesinde belirtilen yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. HMK’nun 6. maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olup, davalının yerleşim yerinin bulunmaması halinde HMK.’nın 9. maddesi uyarınca davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesi genel yetkili mahkeme olacaktır. Ancak mahkemece bu husus gözetilmeyerek ...’nin mutad meskenine ilişkin dosyada bulunan belgeler değerlendirilmeden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yönden karar yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğundan yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir....

      Tüketici Mahkemesince, taşınmazın aynına ilişkin bir ihtilaf bulunmadığından kesin yetki durumunun söz konusu olmadığı, dava tarihinde ... ... Adliyesinde henüz tüketici mahkemelerinin kurulmuş olmadığı ve süresinde yapılmış usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadan ... 1. Tüketici Mahkemesi tarafından re'sen yetkisizlik kararı verilmiş olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. HMK'nın 6/1 maddesi uyarınca "(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....

        Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının HMK'nun 19/2 maddesi gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekir. Somut olayda, davalı alacaklı taraf süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuştur. HMK’nun 19/2. maddesi gereğince, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....

          Şti'nin yetki itirazında bulunduğu ancak diğer davalının yetki itirazında bulunmadığı ve mahkemenin yetkisinin kesinleştiği gerekçesiyle, karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesinde "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiştir. Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesine göre, "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir....

            Mürefte beldesi Şarköy ilçesine bağlı belde olup,Şarköy Mahkemelerinin yetki ve görev sınırları içinde olduğu halde davalı tarafça yetki itirazında bulunulurken yetkili mahkeme doğru gösterilmediğinden yetki itirazı geçersiz hale gelmiştir.O halde davacının ...'da açtığı eldeki davada esasa girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde geçersiz hale gelen yetki itirazı doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 30.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Borçlu mirasçının alacaklısı İcra Hakimliği' nden İİK' nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlu mirasçıya ait taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için İcra Hakimliği' nden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra Hakimliği' nden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hukuk mahkemesinden yetki belgesi alınmak üzere davacıya önel verilmelidir. Somut olaya gelince; davacı tarafça dosyaya sunulmuş usulüne uygun ve geçerli bir yetki belgesi olmadığı anlaşıldığından, alacaklı tarafça İcra Hakimliği'nden alınacak usulüne uygun ve geçerli yetki belgesi temin edildikten sonra yargılamaya devam olunması gerekmekte olup, usulüne uygun yetki belgesi olmadan davaya devamla hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu