Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez." hükmünü içermektedir....

    İSTEMİN KONUSU : Davacı şirket tarafından, yatırım kuruluşlarına yatırım hizmetleri ve faaliyetleri için tek bir yetki belgesi verilmesi nedeniyle daha önce alınmış olan "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Yetki Belgesi", "Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Yetki Belgesi", "Halka Arza Aracılık Yetki Belgesi", "Alım Satım Aracılığı Yetki Belgesi", "Portföy Yöneticiliği Yetki Belgesi" ve "Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgesi"nin iptali üzerine, söz konusu belgeler için ödenen toplam 289.831,80 TL tutarındaki harcın iadesi talebiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarın iadesi istemiyle açılan davayı; her ne kadar, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (8) sayılı Tarifenin “XI-Finansal Faaliyet Harçları” başlıklı bölümünün 3. maddesinde, her bir yetki belgesi için her yıl ayrı ayrı olmak üzere harç ödenmesi öngörülmüş ise de 2015 yılında altı ayrı alanda faaliyet göstermek üzere yetki belgesi temin eden davacının bu faaliyetlere...

      Sözkonusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Somut olayda, takip dayanağı bonoda borçlu konumunda olan avalist ... gerçek kişi olup, dosyada tacir olduğuna ilişkin belge bulunmadığına göre İstanbul (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığına dair senettte yer alan yetki kaydı geçersizdir. Öte yandan, HMK'nun 19/2. maddesine göre yetki itirazında bulunanın, yetkili icra dairesini doğru olarak göstermesi gerekir. Aksi halde geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemez....

        Mahkemece, davalının yerleşim adresinin Avcılar olduğunu, davacının kambiyo senedi üzerindeki yetki anlaşmasına dayandığını, ancak davalı Sebahat'in senedi şahsi olarak imzaladığını ve tacir olmadığını, HMK.nun 17. madde uyarınca gerçek kişiler tarafından yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını, senedin düzenleme gününde HUMK. nun hükümleri yürürlükte olmakla birlikte ödeme günü olan 26/12/2011 tarihinde HMK. hükümleri ve yukarıda değinilen 17. madde hükmünün geçerli olduğunu,. düzenleme tarihindeki sözleşme devam eden bir usulü işlem olup, ödeme günündeki usul hükümlerinin esas alınacağını, bu nedenle taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli yetki sözleşmesi olarak görülmeyip genel yetki kuralları çerçevesinde davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğundan, yetki itirazı ile birlikte belirtildiğinden, yetki itirazının kabulü ile, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          etmişse de, icra dosyasının incelenmesinde davalı/borçlunun cevap dilekçesinin aksine icra takibine itiraz dilekçesinde ileri sürüldüğünde kesin yetki halini alan yetki sözleşmesine dayanarak değil, genel yetki kuralına dayanarak icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde alacağın sözleşmeye dayalı olması nedeniyle davacı/alacaklının genel yetkili yer dışında sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara ilişkin özel yetkili yer icra dairesinde de takip yapabilme imkanı bulunduğu, davacı/alacaklı bu durumda para borçlarında ifa yeri olan kendi yerleşim yerini seçtiği ve takip başlattığı, davalı/borçlu ileri sürüldüğünde kesin yetki halini alan yetki sözleşmesine dayanarak değil, genel yetki kuralına dayanarak itirazda bulunduğundan seçimlik olarak özel yetki kuralı da bulunması nedeniyle itirazında haksız olduğu, bu suretle itirazda bulunduğu tarihten sonra icra dairesinin yetkili hale geldiği, icra takibinin yetki sözleşmesinde belirtilen yer dışında başlatılmasına rağmen bu husus...

            Genel yetki kuralı dışında, genel yetkiyi kaldırmayan özel yetki kuralları da kabul edilmiştir. Davacının seçimine göre dava hem genel yetkili mahkemede hem de özel yetkili mahkemede açabilir ( HMKm.8,m,10,m.16,m11/2 ve 3,m.15 gibi). Yetki kuralları; kural olarak kamu düzeninden değildir. Kanun bazı hallerde kesin yetki kuralları öngörmüştür. Bu durumda, dava sadece kanunda öngörülen mahkeme veya mahkemelerde açılabilir. Kanunun ifadesinden, kanunda belirtilen yer veya yerler dışında başka bir yerde açılamayacağı anlaşılan davalarda yetki kuralı kesin yetki kuralıdır. Kesin yetkili olarak tek bir mahkeme öngörülmüş olabileceği gibi birden fazla mahkeme de öngörülmüş olabilir. HMK’ da düzenlenen kesin yetki kurallarının başında taşınmazın aynından doğan davalara ilişkin yetki kuralı gelir. Taşınmazın aynına ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yerde açılır(m.12). HMK. m.14/2, m.11/ 1-a ve 11/1-b, m.15/2 ’de düzenlenen yetki kuralları da kesin yetki kuralıdır....

              Avukat ...’dan aldığı yetki belgesine dayanarak davacı adına davayı takip etmiştir. Dosyaya sunulan tarihsiz yetki belgesinde, kimin adına Avukat ...’e yetki verildiği belirtilmediği gibi dayanak vekaletnamenin tarih ve numarası da gösterilmemiştir. Kimin adına verildiği belli olmayan ve dayanak vekaletnamenin tarih ve numarasını da ihtiva etmeyen bir yetki belgesinin vekaletname hükmünde ( 1136 Sayılı Av. K. md. 56 ) kabul edilmesi mümkün değildir. Vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen, usulüne uygun vekaletname yerine geçen bir yetki belgesi de sormayan vekil yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz....

                Bu nedenle, mahkemece davalının yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetki itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.06.2015 (Çrş)...

                  Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakameleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2017 (Per.)...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı usulünce yetki itirazında bulunmuş, mahkemece davacının adres kayıt sistemindeki yerleşim yerinin İzmir olduğu gerekçesiyle yetki itirazı reddedilmiştir. Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi aksi kanıtlanabilir karine niteliğindedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) belirlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu