Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak, dikkat edilmesi gereken husus 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır. Zira, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununda yetki sözleşmesinin kimler arasında yapılacağı belirtilmediği için yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar istedikleri mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilmektedirler. Davacının, davalı ile aralarında kira sözleşmesi düzenlendiği, "..." adresinde bulunan taşınmaza ait üç aylık kira bedelini ödemediği, kira bedelinin tahsili ile davalının taşınmazdan tahliyesi istemi ile dava açtığı anlaşılmıştır....

    Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde yetki belgesi ücretlerinin alınma usulleri kurala bağlanmış olup; buna göre ücretlerin tereddüde yer vermeyecek biçimde Yönetmeliğin ekinde her bir yetki belgesi türü için ayrı ayrı belirlendiği bu düzenlemede tüm (A1) belgeleri için tek ücret belirlendiği görülmüştür. Söz konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Yasa hükmünde de; verilecek yetki belgeleri ile ilgili hususlarda davalı bakanlığa düzenleme yapma konusunda yetki tanındığı anlaşılmakta olup; yetki belgesi verilmesi ile ilgili hususlarda; koşulları belirleme, bu kapsamda yetki belgesi için ücret belirleyip alma konularında yetkisinin bulunduğu açıksa da bu yetkinin mutlak ve sınırsız bir yetki olmadığı, kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararı maksadı ile sınırlı bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir....

      Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" denilerek yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin de yetkili olduğu düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır....

        Prosedür dosyası içerisinde bulunan davalı Bakanlığın 15/07/2016 tarih 103.02- 16891 sayılı yetki tespitine ilişkin yazılarının tebliğine ilişkin evrak incelendiğinde davanın süresinde açıldığı, davacı tarafa yetki tespiti yazısının 26/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Yetki tespiti prosedür dosyasından da anlaşıldığı üzere davalı Türk Metal Sendikasının 11/07/2016 tarihli başvurusu itibariyle, davacı 2 2829 01 01 1209589 016 08 51 000 işyeri sicil numaralı T1 işyerinde çalışmakta olan 105 işçiden 80' nin başvuru tarihi itibariyle davalı T5na üye oldukları, yetki dökümünün prosedür dosyası içerisinde yer aldığı görülmüştür. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 41/1. Maddesinde de belirtildiği üzere yetki tespiti prosedürü iş kolu esas alınarak yürütülen bir hukuki işlemdir. Yani yetki tespitinde o iş kolunda ve o işyerinde çalışan işçilerin dikkate alınması gerekmektedir....

        CEVAP 1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit işleminin 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince, Bakanlığa bağlı Genel Müdürlük bünyesinde kurulu sendika yetki tespit sistemine yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, 20.....2019 başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerinde 176 (yüzyetmişaltı) işçinin çalıştığı ve bunlardan 71 (yetmişbir) işçinin ... Çelik-... Sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin yetki tespit yazısının taraflara gönderildiğini, 24.....2019 tarihli yetki tespit yazısının davacıya 27.....2019 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz dilekçesinin 03.07.2019 tarihinde ... Çalışma ve ......

          yetkili olmak için gerekli koşulları sağladığına ilişkin gönderilen 24.08.2020 tarih ve 187306 sayılı ve yetki tespit yazısına istinaden işyerinde sendika üyesi çalışan sayısının yetki tespit yazısında belirtilen miktarda olmadığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ......

            Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının niteliğinin açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde görülür (HUMK. 9/1., HMK. 6. maddeler). Bundan ayrı olarak bazı davalar için davalının ikametgâhı mahkemesinin yanında başka yer mahkemeler de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak, istisna olarak bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusu olur. Kesin yetki halleri, genel yetki kuralının istisnasıdır ve mutlaka uygulanması gerekir....

            Anılan Kanun’un 17. madde hükmüne göre tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinin söz konusu olmaması kaydıyla ve (HUMK düzenlemesinde bu yöne ilişkin ayrım bulunmamaktayken) yalnızca tacirler veya kamu tüzel kişileri yetki sözleşmesi yapabilir ve taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava ancak sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabilir. HMK’nın 17. maddesinin “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindeki ikinci cümlesi hükmüne göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin, kanunda bu tabir kullanılmamış ise de münhasır yetkili mahkeme olacağı kabul edilmelidir. Münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı yetki itirazının reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen çeklere dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkeme de çeklere istinaden ihtiyati haciz kararı vermiştir. İhtiyati hacze itiraz edildikten sonra ihtiyati haciz isteyen, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğunu belirterek temel ilişkiye dayanmış ve bu sözleşmedeki yetki kaydına istinaden yetki itirazı reddedilmiştir. Ancak dosyada mevcut bayilik sözleşmesindeki yetki kaydının çeklere ilişkin olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır....

                Dosya içerisinde davacı alacaklı ... tarafından dava konusu 290 ada 12 parsel sayılı taşınmaza ilişkin İİK'nun 121. maddesine göre icra mahkemesinden alınmış yetki belgesine rastlanmamış olup, davacı alacaklı tarafından, anılan yasa hükmü doğrultusunda alınmış yetki belgesi var ise temin edilerek, yok ise davacı alacaklıya icra mahkemesinden yetki belgesi almak üzere süre verilerek, yetki belgesinin dosyaya sunulması sağlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 15/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu