Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci ile borçlunun tacir olduklarına ilişkin dosya kapsamında hiçbir delil ve belge bulunmadığından bononun üzerinde yazılı; ihtilaf halinde Erciş Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin ibarenin herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Ancak ihtiyati haciz talep dilekçesinde borçlu ...'ın adresi ... Mah. ... Cad. No:......

    Davacı, 08.06.2012 olan dava tarihinden önce imzalanmış yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yer dışında genel veya özel yetkili bir mahkemede dava açmışsa, artık açılan dava ile işlem tamamlanmış olup, 6100 sayılı HMK'nun .... maddesindeki münhasır yetki sözleşmesine ilişkin hüküm olayda uygulanmaz. Sonuç olarak 01.....2011 tarihinden önce tacirler arasında yapılan yetki sözleşmeleri, 01.....2011 tarihinden sonra da geçerliliklerini muhafaza etmektedirler. Somut olayda, mahkemece, HMK'nın .... maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysa, HMK'nın yetkiyi düzenleyen maddelerinde kesin yetki halleri açıkça belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nın 116-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiş, 117/.... maddesinde de cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen ilk itirazların dinlenemeyeceği hükmü getirilmiştir....

      İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Zira bu yön itirazın iptali davasının dava koşullarından biridir. Nitekim, bu yetki itirazının araştırılması sonucunda mahkeme kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26/05/2021 tarih, 2021/2974 Esas ve 2021/5491 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davacı yanca davalıya karşı Ankara 32. İcra Müdürlüğünde başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itiraz borca ve fer'ilerine kısmi itiraz niteliğinde olup icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiştir. Ankara 29....

      Davacı tarafından yetki tespit başvurusu, olumsuz yetki tespit yazısı dava dilekçesine ek olarak sunulduğu gibi on bir klasör üye kayıt fişlerinin de dosyaya sunulacağı bildirilmiştir. Ayrıca yine davacı tarafından itiraz dilekçesinde üyelik fişleri, işçi listesi, aylık sigorta bildirim listeleri, hizmet bildirgeleri, davalı idarenin işyerlerinin listesi, tanık bilirkişi ve keşif delillerine dayanılmıştır. Görüldüğü üzere, davacı sendika tarafından davalı idarenin işyerlerinde yetki mücadelesi yapılmaktadır. Ayrıca davacının itirazları somut delillere dayanmakta olup itiraz kapsamında işletmeye ilişkin iddiaları da hukuki değerlendirme ve yorumu gerektirmektedir. Dolayısıyla davacının itiraz 6356 sayılı Kanun'un 43. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesi kapsamında değerlendirilemez. Mahkemece belirtilen hükme dayanılarak esas hakkında değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı tarafın yetkiye usulüne uygun olarak itiraz ettiğini, önce yetki itirazı bulunduğundan mahkemenin, yetki itirazını değerlendirmeden müvekkili aleyhine hüküm kurduğunu, önce yetkiye itirazın değerlendirilip, yetkisizlik kararı verilerek daha sonra davaya devam edilmesi gerektiğini, bu durumda yetki itirazına karar verilmeden hüküm verilmesi halinde yetkisiz mahkeme tarafından karar verilmiş olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü takibe itiraz istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair karar verilmiştir....

        Dairemiz kararlarına göre HMK'nın 7/1 maddesinin 2.cümlesinde belirtilen yetki kuralı kamu düzeninden kesin yetki kuralı olmayıp mahkemelerce ancak yetki itirazı olması halinde değerlendirilebilecektir. Somut olayda, süresi içinde usulüne uygun olarak borçlulardan biri olan keşideci mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, mahkemece keşidecinin ikametgahı, keşide yeri ve ödeme yerinin ... olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. Sayın çoğunluk, muhatap bankanın bulunduğu yerin ortak yetkili mahkeme olduğu (HMK 7/1-2. cümle) gerekçesiyle mahkeme kararını onamış ise de HMK'nın 7/1-2. cümlesinde açıkca belirtildiği üzere ortak yetkili mahkemenin kanunda gösterilmiş olması gerekir. (Örneğin HMK 16. maddesindeki haksız fiilin işlendiği yer gibi) Oysa, muhatap bankanın bulunduğu yerin ortak yetkili mahkeme olduğuna dair kanunda hiçbir hüküm bulunmamaktadır....

          DELİLLER VE GEREKÇE : 6100 sayılı HMK 116. maddesi gereği kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ilk itiraz mahiyetinde olup, aynı yasanın 117.maddesi gereği cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 17. Maddesi ile yetki sözleşmesinin, tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında yapılabileceği ve bu sözleşme ile tarafların bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı düzenlenmiştir....

            (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.)...

              Davalı tarafından cevap süresi içerisinde yetki itirazı yapılmadığı görülmüştür. Taraflar arasındaki ihtilaf yetkinin kesin yetki hallerinden olup olmadığı, ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir, HMK 116- 1 maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde ancak yetki itirazının ilk itiraz olarak yapılması gerektiği düzenlenmiştir, Dava fark işçilik üzerinden kurum tarafından hesaplanan sigorta prim, gecikme cezası ve gecikme cezasının iptaline ilişkindir. Mahkemece, somut olayda, davalı tarafça usulüne uygun şekilde yetki itirazı olmadığı halde, re'sen mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın talep halinde yetkili Tarsus İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanunun yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde; “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir....

              Somut olayda, davalının yerleşim yeri Ankara olduğundan ve sözleşmenin 18.maddesindeki yetki şartına göre Ankara Ticaret Mahkemesi davaya bakmakta yetkili olduğu gibi, akdin ifa yeri olarak Sivas Asliye Ticaret Mahkemesi de yetkilidir. Dava yetkisiz olan Kadıköy Mahkemelerinde açılmıştır. Davalı ilk itiraz olarak yasal süresinde yetki itirazında bulunduğu ve seçimlik hakkını kullanarak yetkili mahkemeyi doğru olarak gösterdiğinden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan BK’nın 73.maddesine dayanılarak yetki itirazının reddedilerek işin esası hakkında hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yerolmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu