Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanunun 23. maddesinin üçüncü fıkrasında ise “Tüketici davaları tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” hükmü mevcut olup kesin yetki düzenlemesi sözkonusu değildir. Buna karşın HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır....
Davalı, cevap dilekçesinde yetkili icra dairesi ve mahkemenin Malatya icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, esasa verdiği cevabında ise davacıya borçlu olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, davacının ikametgahının Malatya'da bulunduğu, davacı vekilinin davalının yetki itirazını kabul ettiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili Malatya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine yönelik itirazını da tekrarlamıştır. Davacı vekili ise 12.05.2009 tarihli oturumda davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini bildirmiştir....
İcra Dairesi olduğunun belirtildiği, takip dayanağı çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve itiraz eden borçlunun adresi itibariyle ... İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı ve yetki itirazında da yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak bildirilmediği, dolayısıyla bu durumda yetki itirazının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilip, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı borçlunun ödeme emrine verdiği itiraz dilekçesinde yetki ve borça itiraz ettiği, takibin faturaya dayalı olarak yapıldığı ayrıca yazılı bir sözleşme sunulmadığı, fatura düzenlenmesinin akdi ilişkinin ve alacağın varlığını katınlanmaya yeterli olmadığı, bu nedenle TBK'nın 89/1. maddesinin davada uygulama imkanınn bulunmadığı, genel yetki kurallarına göre İİK'nın 50 ve HMK'nın 6. maddesi uyarınca yetki, icra dairesinin davalı şirketin ikametgahı olan İstanbul İcra Dairelerinin olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmasına itiraz iptali davaların koşullarından olduğu, bu nedenle yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle dava şartı noksanlığına dayalı davanın reddine karar verilmiştir....
İş ortaklığına ait 1096146.033 sigorta sicil numaralı işyerinde çoğunluk tespitinde bulunulan 21/11/2018 tarihinden önce ihale sözleşmesi sona erip kesin kabul yapıldığından bu işyerlerinin 21/11/2018 tarihinde gayri faal olup, işçi çalışmadığından bu işyerlerinin işletme kapsamında olmadıkları anlaşılmıştır.)Birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise, Yetki tespitine itiraz edilerek (Yani asıl davanın konusunu teşkil eden yetki tespitine itiraz edildiğinden) davacı işveren şirketler tarafından dava açıldığından, itiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durduracağından, yetki belgesi, ancak yapılan itiraz mahkemece reddedildiğinde kesinleşmee şerhli mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde ilgili sendikaya bakanlıkça verilebileceğinden, davalı Bakanlık'ın henüz yetki kesinleşmeden daha açık bir anlatımla dava sonuçlanmadan davalı sendikaya verdiği yetki belgesinin yok hükmünde olması nedeniyle iptaline karar vermek gerekmiştir. ..."...
Yetki başvuru tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilmiş olsa da açılan dava neticesinde hakkında verilen işe iade kararı kesinleşen ve işe başlayan sendika üyesi 23 işçinin de yetki tespitinde dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, davacı Sendikanın yetki başvuru tarihi itibarıyla toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi için gereken yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı tartışmasızdır. 4. Diğer taraftan, ayrıntıları Dairemizin 26.11.2020 tarihli ve 2020/7861 Esas, 2020/17017 Karar sayılı ilâmında açıklandığı üzere başvuru tarihi itibarıyla yetki tespitine konu işyerinden farklı işkolunda yer alan bir işyerinin dikkate alınması gerektiğine dair itiraz, itiraz konusu işyeri bakımından işkolu itirazı niteliğindedir ve bu itiraz mevcut yetki uyuşmazlığında ileri sürülemez....
Şti. unvanlı işyerleri için 22 02.2021 tarihinde yetki tespit başvurusunda bulunduğunu, Bakanlıkta kullanılan yetki tespit sistemine göre, işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapmış olduğu bildirimlere göre 200 isçinin çalıştığı, e-Devlet üzerinden gelen sendikal bilgilere göre bu isçilerden 81'inin yetki tespiti için başvuran Sendikaya üye olduğu, bu bağlamda yetki tespiti için başvuran Sendikanın 6356 sayılı Kanun'da düzenlenen şartları taşıdığını belirten 04.03.2021 tarihli ve 544489 sayılı olumlu yetki tespit yazısının taraflara iletildiğini, yetki tespit yazısının işverene 10.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, yetki tespitine yasal itiraz süresi olan 6 iş günü içerisinde itiraz kaydının ......
Davacı, protokolde kararlaştırılan cezai şart bedelinin bir kısmının davalı tarafça ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu davayı açmıştır. Uyuşmazlığın 31.10.2011 tarihli protokolden kaynaklanması sebebi ile yine bu protokolün genel hükümler başlığı altında düzenlenmiş bulunan “Taraflar iş bu protokolün tatbik ve tefsirinden doğacak ihtilafların çözümünde yetkili yargı merciinin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri olmasını kabul ve beyan etmiştir.” şeklindeki münhasır yetkiye dair düzenleme somut olayda uygulama alanı bulacaktır. Sözleşmenin tarafları tacir olduğundan anılan yetki şartı, HMK'nın 17.maddesi hükmün uygun olup geçerlidir. Ne var ki, yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belirli bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilmez. Bu nedenle mahkemece sözleşmede yer alan yetki şartı kendiliğinden araştırılamayacaktır. (Yargıtay 3....
yetki sözleşmesi ile bağlı olduğundan yetki itirazları usul ve yasaya aykırıdır....
Toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde itiraz Ankara’daki iş mahkemesine yapılır. İşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır....” düzenlemesini içermektedir. Kural olarak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi tespiti istenen işyeri veya işyerlerinin bağlı bulunduğu Bölge Çalışma Müdürlüğüne göre, Bakanlık kararına itiraz edilecek mahkeme belirlenir....