Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması gereklidir. Somut olayda, takip dayanağı bononun keşide yeri İstanbul , borçlunun adresi de ... ise de; alacaklı tarafından, takip borçlularından ...'...

    yerin Isparta olduğunu, müvekkilinin herhangi bir şubesinin bulunmadığını belirterek, yetki itirazının kabulü ile dosyanın Isparta Mahkemesine gönderilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline, takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve bonoyu imzalayan Cengiz Yüzer'e yetki ve vekaletname verilip verilmediğinin araştırılmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan imzaya itiraz davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve dairemizce benimsenen gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece; takibe konu dayanak senedin davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi için dosya öncelikle Aydın/Söke Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına gönderilmiş; 24/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu senet üzerindeki imzaların T1 eli ürünü olduğu yönünde rapor ibraz edildiği, davacının itirazları doğrultusunda dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş olup 13/10/2021 tarihli yapılan incelemede; söz konusu imzaların T1 eli ürünü olduğu hususlarının bildirildiği, davacı tarafından yetki itirazında bulunulmuş ancak yetki itirazında yetkili dairenin gösterilmemesi sebebi ile geçersiz olması nedeniyle yetkiye itirazının reddine, davacının imzaya yönelik itirazı hakkında hükme elverişli olarak alınan raporlarda imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacının itirazında haklı olmadığı anlaşıldığından, davacının borca ve imzaya yönelik itirazlarının reddine, icra takibi durdurulmadığından tazminat ve para cezasına...

    ın yetkilendirildiği, ... firması adına yetki belgesinin bulunmadığı saptanarak .... aleyhine açılan imzaya itiraz davasında borca itirazın reddine, ... firması adına yapılan itirazın kabulü ile takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmişse de, bu hükmün takip hukuku açısından imzanın kime ait olduğuna ilişkin olarak tarafları bağlayacağı, maddi hukuk açısından kesin hüküm oluşturmayacağı, ...'...

      Yukarıda da belirtildiği gibi İİK.nun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken H.U.M.K.nun 9/2.maddesinin 1.cümlesine göre, davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde H.U.M.K.nun 9/2.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz. Anılan kuralların somut olaya uygulanmasında; borçlunun örnek 10 numaralı ödeme emrinin 27.04.2009 tarihinde kendisine tebliği üzerine, yasal beş günlük süre içerisinde 04.05.2009 tarihinde icra mahkemesine başvurarak icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, diğer takip borçlusuna ise itiraz tarihinde henüz ödeme emrinin tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, yasal süresi içinde imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

        İİK'nın 169/a-1 maddesi, "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmünü içermektedir. Bu hükme göre, başvurunun niteliği de gözetilerek mutlaka duruşma açılmalı ve yetki itirazı duruşmalı olarak incelenmelidir. Bu bağlamda, daha özel bir kanun olan İİK'daki usul hükümlerinin, daha genel bir kanun olan HMK hükümleri ile değiştirildiği söylenemez....

        İcra Müdürlüğü'nün 2010/1984 E. sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazında icra müdürlüğünün yetkili olmadığını belirttiğini, ancak yetkili icra dairesinin Akşehir İcra Dairesi olduğunu, ayrıca davalının borca itirazının da açık olmadığını, senetteki imzaya da itiraz etmeyerek borcu kabul ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bononun zaman aşımına uğradıktan sonra icra takibine konulduğunu, ayrıca yetki itirazında bulunduklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; imzaya itirazın kanunda belirtilen 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından mahkemece itirazın esasa girilmeden süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, imzaya itiraz dilekçesinde borçlunun imzaya itirazının kabulü ile birlikte icra takibinin geçici olarak durdurulmasını isterse icra mahkemesinden ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunması gerektiğini, mahkemece gerekli olan incelemeler yapılmadan hukuka ve kanuna aykırı olarak imza itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek imza itirazının kabulü ile takibin durdurulması yönündeki kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu