Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte yetkiye, imzaya ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının yetkiye, imzaya ve borca yönelik itirazlarının reddine, icra takibi muvakkaten durdurulmamış olduğundan davalı yanın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan yetkiye ve borca itiraz davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, hem icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği, hem de imzaya itiraz edildiği, yetki itirazı sebebiyle davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilip, savunma hakkı tanındıktan sonra duruşma açılıp yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirken dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve duruşma açılmadan davanın açılmasından bir gün sonra dosya üzerinde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

    Mahkemece;"  Davacının Yetki İtirazının, İmzaya itirazının, Borca İtirazlarının ayrı ayrı reddine, yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

    T2 tarafından davacı vekili olduğuna ilişkin yetki belgesinin sunulduğu anlaşılmakla, artık borçluya tebligat gönderilmesine gerek kalmadığı da gözetilerek davacının imzaya, borca ve faize yönelik itirazının tüm deliller toplanarak esastan incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    ın cirosunun veya imzasının bulunmadığı ve davacıya husumetin yanlış yönlendirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçlunun başvurusu, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itirazlar duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez....

      Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; ödeme emrinin davacıya 16/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borca ve imzaya itirazın İİK'nın 169/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği halde davanın 01/11/2019 tarihinde 5 günlük süreden sonra açıldığı gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmiştir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrine dayanak belgenin eklenmemesi şikayeti, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı ve borca itiraza ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, dava konusu icra takibi İzmir 5. İcra Müdürlüğünde başlatılmış, davacı vekilinin icra hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, yetki itirazında bulunmasına rağmen, yetkili icra müdürlüğünü bildirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden, HMK’nın 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez....

        İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi, keşideci şirket ve lehtar banka arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olduğundan ve kambiyo vasıflarına sahip senetteki yetki sözleşmesi uyarınca icra müdürlüğü yetkili olduğundan yetki itirazının reddine ilişkin karar yerinde olduğu gibi takibe konu bononun sonradan doldurulduğu iddia edilmiş ise de senetteki imzaya itirazda bulunulmadığı, senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yargılamayı gerektirmesi bu hususta yasal delil ibraz edilememesi nedeni ile davanın reddine ilişkin mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        İCRA HUKUK) TARİHİ : 20/01/2020 NUMARASI : 2019/32 ESAS 2020/1 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mükerrer icra takibi yapıldığı yönündeki iddalarını kabul etmediklerini, ödeme emri ekinde senet suretinin gönderilmemesinin takibin değil ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, davacının yetki itirazını kabul ettiklerini ancak borca ve imzaya itirazlarının reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu