Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/4409 Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin davacıya tebliğ tarihinin 21/06/2019 olarak DÜZELTİLMESİNE, 3- Davacının ödeme emrine ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz ve şikayetlerinin REDDİNE, 4- Davacının takibin iptali isteminin KABULÜ ile, Büyükçekmece 3....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/528 ESAS - 2021/304 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı şirket ve vekili İstanbul 36....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1277 KARAR NO : 2021/493 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2020 NUMARASI : 2019/854 ESAS, 2020/39 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET, BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/854 Esas, 2020/39 Karar sayılı dosyasında verilen itirazın ve şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13455 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emri ekinde borca dayanak kambiyo senedinin asıl veya bir suretinin gönderilmediğini, davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, takibin iptalini istemiştir....

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/12- 185 esas 2009/182 karar) Borçlu vekilince sunulan 13/10/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde, "Tarafımıza 06/10/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin takibin esasına ilişkin olarak borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine, ayrıca ve açıkça yasal süresi içerisinde itirazımızdır. Takibe konu alacak kalemlerine ilişkin yapılan incelemede müvekkil idarenin takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı tespit edildiğinden iş bu dosyaya ilişkin borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine ayrıca ve açıkça itiraz ediyoruz." şeklinde itirazlarını belirttikleri, İcra Müdürlüğünce önce takibin durdurulmasına karar verildiği, sonra itirazın kısmi itiraz olarak değerlendirilip durdurma kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun, icra dairesine itirazı, kısmi itiraz olmayıp borcun tamamına itirazdır....

a 29/11/2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin ise icra takibinde yer alan ödeme emrindeki borca ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz dilekçesini 24/02/2020 tarihinde icra dairesine sunmuş olduğu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 62. maddesinde; ''İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.'' hükmünün düzenlendiği, bu kapsamda ödeme emrine itirazın davalı borçlu ... yönünden 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 62. maddesinde yer alan kesin süre içerisinde icra dairesine sunulmadığı, belirtilen gerekçeler dahilinde davalı borçlu ... yönünden ödeme emrine yönelik olarak usulüne uygun şekilde ve süresinde yapılmış bir itirazdan bahsetmenin mümkün olmadığı, usulüne uygun şekilde ve süresinde yapılmayan itiraza yönelik olarak açılan itirazın iptali davası açısından davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır....

    DAVA Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde; düzenlenen 09.02.2021 tarihli ilk ödeme emrinin müvekkili şirket tarafından 11.02.2021 tarihinde tebliğ alındığı, 18.02.2021 tarihli dilekçe ile ilgili ödeme emrine karşı itirazlarının süresinde usulüne uygun olarak İcra Müdürlüğüne sunulduğunu, İcra Müdürlüğünce 19.02.2021 tarihli karar ile icra takibinin durdurulmasına rağmen aynı dosyadan 22.02.2021 tarihli ikinci bir ödeme emri düzenlendiğini ve bu ödeme emrinin müvekkili şirkete 23.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz edilerek durmuş olan bir takipte itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden yeniden bir ödeme emrinin gönderilmesinin mümkün olmadığını, ikinci ödeme emrinde borcun sebebi olarak "16.11.2015 tarihli sözleşmeden doğan alacağın tahsiline ilişkindir" denildiği, ancak sözleşme suretinin tebliğ zarfından çıkmadığını beyan ederek ikinci ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. II....

      ---- gönderildiğini, davalı tarafından ----Esas sayılı takip dosyası üzerinden gönderiler ödeme emrine karşı ---- itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, davalının borca itiraz dilekçesinde, müvekkile borcunun bulunmadığını belirterek itiraz etmişse de itirazını gerekçelendirmediğini, takip konusu çek bedelini ne şekilde ödediğini açıklayamadığından, davalı tarafın muaccel hale gelmiş borcunu ödememesi, mallarını --- bulunması sebebiyle müvekkilin ---için ihtiyati haciz kararı verilmesine, tensiple birlikte, --- dosyasının celbine, davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve dayanaksız itirazi ile müvekkilinin alacağına geç ulaşmasına sebebiyet veren kötü niyetli borçlunun alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatna çarptırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        İİK’nın 62. maddesinde ise ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği, İİK’nın 65. maddesinde de ödeme emrine gecikmiş itirazın ne zaman ve nasıl yapılacağı düzenlenerek, burada da borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceği, ancak borçlunun, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini bildirmeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere 2004 sayılı İİK’da sürelerin hangi hâllerde nasıl başlayacağına ilişkin farklı düzenlenmeler öngörülmüş, bir kısmında öğrenme tarihi esas alındığı hâlde bir kısmında da sürelerin başlangıcında tebligat esas alınmıştır....

        UYAP Entegrasyonu