Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, cevap dilekçesinde yetkili icra dairesi ve mahkemenin Malatya icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, esasa verdiği cevabında ise davacıya borçlu olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, davacının ikametgahının Malatya'da bulunduğu, davacı vekilinin davalının yetki itirazını kabul ettiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili Malatya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine yönelik itirazını da tekrarlamıştır. Davacı vekili ise 12.05.2009 tarihli oturumda davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini bildirmiştir....

    İcra Dairesi olduğunun belirtildiği, takip dayanağı çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve itiraz eden borçlunun adresi itibariyle ... İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı ve yetki itirazında da yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak bildirilmediği, dolayısıyla bu durumda yetki itirazının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilip, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/222 ESAS, 2021/370 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE VE İMZAYA, BORCA İTİRAZ KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin adresinin, Ataşehir/İstanbul olması sebebiyle, İstanbul Anadolu İcra Dairesi yetkili olduğu halde yetkisiz İzmir İcra Dairesinde takip başlatıldığını, ayrıca müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını takip konusu bonoların teminat olarak verildiğini ileri sürerek borca, faize, faiz oranına,imzaya ve diğer ferilerine itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

      Mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddine karar verilip diğer itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki itirazının kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı idare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkeme kararında itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

          Bu durumda yetkili icra dairesini bildirmeden, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu belirtilerek, yapılan itiraz nazara alınmaz. Somut olayda, davalı borçlu ... İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2012/8384 E. sayılı dosyasından yapılan takipte, borca itirazlarını bildirdikten sonra “bununla birlikte icra takibi yetkisiz icra dairesinde açılmıştır” demek suretiyle yetkiye de itiraz etmiş ise de yetki itirazı, yetkili icra dairesinin belirtilmemesi nedeniyle usulüne uygun değildir. Mahkemece usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından davalı borçlunun, borcun esasına ilişkin itirazları incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra dairesinin yetkisiz olduğundan bahisle, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

            Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacıların yetki itirazlarını kabul etmediklerini, borca dayanak senetten anlaşılacağı üzere, Adapazarı Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu suretle davacıların yetki itirazlarının yersiz olduğunu, davacıların, borca dayanak senetlerin, kendilerine tebliğ edilmediğini iddia ettiğini, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, ödeme emrinin gönderildiği tebligat zarfının da borca dayanak senetlerin suretlerini de içerdiğini, bu suretle davacıların işbu itirazının dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların, borca dayanak senetlerin teminat amaçlı verildiğini iddia ettiğini, bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu iddia eden tarafın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacıların borca dayanak senedin zorunlu unsurlarının eksikliğini iddia ettiklerini, bu iddianın da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların ödeme itirazını kabul etmediklerini, zira işbu dava konusu borca dayanak...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1192 KARAR NO : 2021/1212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2021/168 ESAS 2021/228 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkili aleyhine başlatılan Niğde İcra Dairesi 2021/1827 Esas sayılı icra takibine ilişkin borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, başlatılan icra takibindeki % 16,75 den Avans faizi işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Merkez Bankasının belirtilen orandaki avans faizinin 19.12.2020 tarihinden itibaren...

            KARŞI OY YAZISI Davalı borçlu, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, ancak sayın çoğunluk mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bu durumda mahkeme önündeki uyuşmazlığın yargılama yetkisinin kendisinde mevcut olup olmadığı araştırılmalıdır. Kendisini yetkili görmesi halinde yetki itirazını reddederek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye başlamalıdır. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetli olduğundan kararın onanması gerektiği görüşündeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüşüne iştirak edemiyorum....

              UYAP Entegrasyonu