-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine, Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal istinaf süresi içinde, İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/06/2021 Katip ... e-imza Hakim ... e-imza...
Bölge Adliye mahkemesinin bu kararı borçlu vekilince temyiz edilmiş, temyiz dilekçesinde bölge adliye mahkemesinin bu gerekçesinin gerçeğe aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu istinaf dilekçesinde defalarca itiraz edildiği dilekçenin hem konu hem de neticesi talep kısmında imzaya ve borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirtmiştir. Gerçekten de borçlu vekili hem rapora itiraz, hem de istinaf dilekçesinde aynı itirazlarını tekrarlamış borca ve imzaya itiraz etmiştir. Bu konudaki beyanlarında özetle borçluya ait imzanın görüntüsü, bilgisayar ortamında kopyalanarak kullanılmak sureti ile kendisine atfen sahte olarak oluşturulan imzanın borçlunun ıslak imzası olmadığı ileri sürülmüştür. Bu itiraz hem imzanın ıslak imza olmadığını, ıslak imza olduğu anlaşılsa dahi imzanın kendisine ait olmadığı itirazlarını kapsar....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2019/384 ESAS 2020/183 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12/03/2020 tarih 2019/384 esas 2020/183 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili hakkında Adana 11....
Davalı imzaya ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece Cumhuriyet Savcılığında alınan ekspertiz raporu gereği kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davalı eli ürünü olduğu bu nedenle davacının alacağını kanıtladığını, davalının dosyasına sunduğu ödeme dekontunun, alacağa ilişkin olduğu kanıtlanamadığından itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı kredi sözleşmesindeki imzaya ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece savcılıkta alınan rapor ile yetinilerek hüküm kurulması doğru değildir....
GEREKÇE: Alacaklı tarafından iki adet unsurları tam çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlular vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip konusu çeklerdeki imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece, İİİK'nun 170. maddesi ile 68/a maddesinin 5. fıkrası hükmü uyarınca kendisine yapılan usulüne uygun ihtaratlı davetiyeye rağmen şirket yetkilisinin mazeretsiz olarak talimat duruşmasına gelmediği, borca itiraz yönünden ise İİK'nun 169 ve 169/a hükmü uyarınca herhangi bir delile dayanılmadığından imzaya ve borca itirazın reddine kararkarar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.’nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. Yetkiye ve borca itirazın incelenmesi ile ilgili düzenleme olan İİK.'nın 169/a-1 maddesinde "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. " hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece hem yetki itirazı hem de borca itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmeli, ancak ilk celsede taraflar gelmese bile yokluklarında yetki itirazı ile ilgili gereken karar verilmelidir....
İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca, borcun zamanaşımına uğradığını, alacaklıya borçları bulunmadığını bildirerek borca ve fer'ilerine itirazda bulundukları, bunun üzerine, alacaklının, borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlular icra dairesine verdikleri itiraz dilekçelerinde, icra dairesinin yetkisine de itirazda bulundukları ve alacaklı bu yöndeki itirazın da kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğuna göre, anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. maddesi hükmüne aykırıdır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takipte, ödeme emrinin 11/09/2019 tarihinde borçlu şirket adına çalışanı Güler Aral'a tebliğ edildiği, yasal yedi günlük süre içerisinde, 13/09/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesi ekine vekaletname ve imza sirküleri eklendiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İtiraz dilekçesi altındaki imzanın borçlu şirket temsilcisine ait olmadığı iddia ve ispat olunamaz. (Kuru, Baki; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.207). Borçlu şirketçe karşı çıkılmadığı sürece, itiraz dilekçesi altındaki imza borçlu şirket temsilcisine ait olmasa dahi, itiraz başvurusuna borçlu şirket tarafından icazet verildiğinin kabulü gerekir....
AŞ vekili itiraz dilekçesinde; ihtiyati hacze konu çek ile ilgili olarak Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, 06/02/2023 tarihinde meydana gelen deprem felaketinde şirkete ait çek koçanları kaybolduğunu, çeklerde yer alan imza da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, dayanak olarak gösterilen çekin incelemesinde çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için öncelikle ödeme yasağının ne suretle verildiğinin bilinmesi gerektiğini, icra takibine yetki, imza ve borca yönelik yapmış oldukları itirazı sonucu İcra Hukuk Mahkemesinin durdurma kararı verdiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip talebinde alacaklının, borçlunun, alacaklı vekilinin adresinin yazılı olmadığını, İİK md. 58'de açıkça adreslerin yazılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ödeme emri ekinde senet suretinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca itiraz taleplerinin incelenmediğini ve bu hususlarda bir karar verilmediğini, her ne kadar mahkemece verilmiş yetkisizlik kararı doğru ise de, şikayet ve borca itiraz konularının yetkiden önce geldiğini ve öncelikle incelenip karara bağlanmasının zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı/borçlu dava dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, istinaf aşamasında yetki itirazı yönünden istinaf sebebi belirtmediğinden bu yönden inceleme yapılmamıştır....