İcra Müdürlüğü'ne tevzi edilmesinden sonra yaptığı yetki itirazı hükümsüz olup kötü niyet taşıdığını, itiraz dilekçesinde taraflar arasında bir sözleşmenin varlığından bahsedildiğini, davalı taraf sözleşmede İstanbul Adliyelerinin yetkili olduğuna dair maddenin bulunduğuna da değindiğini, tacirler arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen mahkeme ve ya icra dairesinin yetkisi kesin olduğunu, nedenlerle her açıdan kötü niyetli ve hukuki dayanaktan tamamen yoksun olan yetki itirazının doğrudan reddedilmesi gerektiğini, davalı taraf itiraz dilekçesinde, müvekkile karşı herhangi bir borcu olmadığını ve ayıp ihbarında bulunduklarını belirtildiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu, müvekkili satmış olduğu ürünler eksiksiz ve kusursuz olduğunu ayıplı mal iddiası dayanaksız oduğunu, gerekli görülmesi halinde fatura ve ticari kayıtlardan da bu husus ispatlanacağını, borçlu tarafın bütün itirazları borcun ifasını geciktirmek için yapılmış olup kötü niyetli olduğunu davalı / borçlu tarafın amacı...
E. sayılı dosyadan takibe geçilmiş davalılar vekili tarafından 17.10.2019 tarihinde ilk itiraz dilekçesi verildiğini, geçersiz itiraz dilekçesi üzerine yine de itiraz dilekçesi üzerine yetki itirazı kabul edilerek yetkili Beykoz İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosya üzerinden takibe devam edildiğini, yine davalılar vekili tarafından bu sefer geçersiz yetki itirazı ile Beykoz icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle geleceğini, davalılar vekilinin sunmuş olduğu karar karşı daha güncel tarihli Yargıtay 13....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yetkiye itirazının hukuken mesnetsiz olduğunu, mahkemece dikkate alınmamasını, takibe konu senedin düzenleme yeri ve davalının yerleşim yerinin her ne kadar Gaziantep olsa dahi takibi konu senet üzerinde tarafların yetki sözleşmesi yaptığını, davacı tarafın borca itiraz etmiş ise de, borcu ödediğine dair dosyaya bir şey sunmadığını, müvekkiline borcu ödemediğini, davacı tarafın takibe konu senedin sadece ön yüzünü dava dilekçesinin ekinde sayın mahkemeye sunduğunu, mahkemeyi gerçeğe aykırı olarak yanıltmaya çalıştığını, borcu ödediğine dair resmi ve imzası ikrar edilmiş belge sunmadığını, itirazının mesnetsiz olduğunu, amacın alacağı sürümcede bırakmak olduğunu, davacı tarafın yetki itirazının reddine, takibin halihazırda açılmış olduğu icra dairesinin yetkisinin kabulüne karar verilmesini, davacı tarafın mal kaçırma durumu ve dosyadaki delil eksikliği de göz önünde bulundurularak öncelikle teminatsız olarak verilmiş olan tedbirin...
yetki olarak tanındığını, taraflarınca yapılan icra takibinde tüketici müvekkilinin yerleşim yeri olan Gebze Mahkemeleri/İcra Dairelerinin de yetkili olduğunu, borçlu şirket tarafından yapılan yetki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle yetki itirazının kaldırılarak itiraz ile durdurulan takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İtiraz dilekçesinde belirtilen ikamet adresi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği adres aynı olup, bu dilekçeyle yetki, borç, faiz ve fer’ilerine itiraz edilmiştir.Anılan dilekçenin yetki itirazına ilişkin bölümü aynen; “Takip borçlusu yapılan müvekkil şirketin halen faaliyet göstermiş olduğu adres ... Cad. No:... Beşiktaş/İstanbul olup öncelikle takibin yetkili yer icra müdürlüğünde başlatılmamış olması sebebiyle takibe yetki yönünden itiraz ediyoruz” şeklindedir. Borçlu bu dilekçesiyle takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını ileri sürmüş olup aynı zamanda ikamet adresini de açıkça gösterdiğine göre yetkili olduğunu belirtmek istediği icra dairesini anlaşılacak şekilde gösterdiğini kabul etmek gerekir. Bu itibarla mahkemece takibin yetkili icra dairesinde başlatılmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....
e ... adresinde 12/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile bu borçlu yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği, muteriz borçlu ...'ın ise diğer takip borçlusu... yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 11/02/2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK.nun 7/1.maddesi gereğince; itiraz eden borçlu ... yönünden ... İcra Müdürlüğünde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.O halde, mahkemece, yetki itirazının reddi ile borçlunun sair itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ayrıca davalı icra takibine itirazında yetki itirazı ileri sürmemiş ise de, mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Kural olarak yetkisiz icra takibinin bulunması itirazın iptali davalarında özel bir dava şartıdır ve mahkemece icra takibinin yetkisine itiraz edilmiş ise bu husus resen gözetilir. Fakat eğer icra takibinin yetkisine süresi içerisinde itiraz edilmemiş ise, bu durumda icra takibinin yetkisi kesinleşir ve takibin yetkisiz yerde yapıldığı ileri sürülemez. İcra takibinin yetkisine itiraz edilmemiş olmasının itirazın iptali davasının yetkisine bir etkisi yoktur. İcra takibinin yetkisine itiraz edilmese dahi itirazın iptali davasında yetki itirazı ileri sürülebilecektir. Bu husus ... 5. Hukuk Dairesi'nin 20.11.2023 Tarih, 2023/... Esas ve 2023/... Karar sayılı kararında " Somut olayda, davacının alacağının tahsili için ......
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle müvekkili şirketin davalı firmaya meşrubat sattığını, davalının borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe davalının icra dairesinin yetkisine ve kısmi olarak da borca itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının haksız olduğunu HUMK.nun 10 ve BK.nun 73/1.maddesi uyarınca yetkili icra dairelerinin Antalya olduğunu belirterek davalının icra dairesinin yetkiye ilişkin itirazının iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının Ankara olması nedeniyle yetki itirazının haklı olduğunu öncelikle yetki hususunda karar verilmesi gerektiğini ayrıca müvekkilinin davacıya olan borcunun 4.169.97 YTL olduğunu bu miktarın icra dosyasında kabul edildiğini öne sürerek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini savunmuştur....
a ödeme emrinin ... adresine 04/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile bu borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin 10/11/2014 tarihinde kesinleştiği itiraz eden borçlu .....'nın ise ... yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 11/11/2014 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK'nun 7/1. maddesi gereğince itiraz eden borçlu..... yönünden ... İcra Müdürlüğünde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Ancak dairemizce maddi hata yapılarak yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verildiği görülmektedir. Takibe dayanak yapılan çekte alacaklınin yetkili hamil olduğu da anlaşılmaktadır....
Davacı, kambiyo takibinde yetki itirazının yanı sıra takip dayanağı çeklerde borçlu şirket adına atılı imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını ve çeklerdeki imzanın düzenlendiği tarihteki şirket yetkilisi tarafından atılmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Davalı ise çeklerin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ileri tarihli olarak düzenlendiğini, düzenleme tarihi itibarıyla yetkili olan şirket yetkilisince imzalandığını savunmuştur. Davacı yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesinin Bolu veya Ankara icra dairesi olduğunu beyan ederek seçtiği yetkili icra dairesini bildirmediğinden HMK'nın 19/2. maddesine göre usulüne uygun olmayan yetki itirazının dikkate alınmasına olanak yoktur....