Davacının dava dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte takibin ve icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece "icra takibine ilişkin itirazın reddine" "yetki itirazına yönelik itirazın reddine" "faize itirazın kabulü ile davalı alacaklının .... davacı Yener Yılmaz'dan 4.316.101,88 TL alacağı olacağının tespitine, fazla talep edilen kısmın reddine" karar verildiği, gerekçede ise yetki itirazının yerinde olmadığının, takibin iptali koşullarının bulunmadığının belirlenmesinden sonra, "4.316.101,88 TL tutarındaki toplam alacakları talep edebileceği ve takip emrinin bu miktar üzerinden devam etmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmış ve bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun yeterli inceleme ve gerekçeye dayanması nedeniyle karara esas alınmış olup ... aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca hükümde Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2019/34424 esas sayılı takip dosyası yazılmamış ise hükümde herhangi bir değişiklik olmaması adına müdahale edilmemiştir." denilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının yetki itirazı ile ilgili olarak karar verilmediğni, yetki itirazının kabulüne, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul anadolu icra müdürlüklerine gönderilmesine, Gebze 2....
İcra dairesinin yetkisi ile birlikte borca ve faize de itiraz edilmiş olduğundan, açılan iş bu itirazın iptali davasının ticari dava olması gedeniyle davaya bakmaya görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Şayet itiraz sadece icra dairesinin yetkisine olsaydı görevli mahkeme icra mahkemesi olacaktı. Hem Kredi Sözleşmesindeki yetki şartı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK m. 17), nedeniyle hem de davacı alacaklının merkez adresinin takibin başlatıldığı icra dairesinin yetki alanındaki İstanbul ili Sarıyer ilçesinde bulunması nedeniyle Türk Borçlar Kanunu (TBK m. 89-eBK m. 93), İcra İflas Kanunu (İİK m. 50) ve HMK m. 10 hükümleri uyarınca takibin başlatıldığı icra dairesi somut olayda yetkilidir. Dava açıldıktan sonra ise takip konusu borç ödenmiş olmakla dava konusuz kalmıştır. O nedenle mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğinden, mahkemenin yetkisine itiraz edilemeyeceğini ileri sürmekte ise de; İcra takibinde yetki itirazında bulunulmaması ancak icra dairesinin yetkisini kesin hale getirir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi mahkemenin yetkisine itiraz edilemeyeceği anlamına gelmez. Yargılama aşamasında mahkemenin de yetkisine itiraz edilebilir. Yetki itirazını engelleyen bir düzenleme olmadığı gibi Yargıtay'ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Taraflar arasındaki yetki anlaşmasının sözleşme içeriğine göre HMK.nun 18.maddesinde belirtilen kesin yetki hallerinden değildir. Öyleyse davaya bakmaya ve hukuki uyuşmazlığı çözümlemeye mahkememiz yetkili olmadığından yetkisizlik kararı vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davanın yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nun 114....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2019/611 ESAS 2020/21 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 1....
sözleşmesindeki borç tutarı üzerindeki asıl alacağa faize ve yetkiye itiraz ettiğini beyanla itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunmuş olduğu 22.03.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibi dosyasındaki borca, fer’ilerine, faize, faiz oranına, vekalet ücretine, yetkili icra dairesine ve icra giderlerine itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazın ardından 26.03.2019 tarihinde müvekkil şirkete cari hesap borcuna istinaden 9.845,00 TL ödeme yapıldığını, davalı borçlu tarafından ödeme tarihine kadar olan faiz de dahil olmak üzere ana para ödenmiş olmasına karşın icra takibine itiraz etmiş olması nedeni ile alacağın fer'ileri ödenmediğini belirterek davanın kabulü ile Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019 / ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 23/02/2017 tarih, 2016/9666 E. - 2017/2583 K. sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak borçlu mirasçılar aleyhine takibe geçildiği, borçluların yetkiye, faize ve borca itiraz ettiği, mahkemece; yetki itirazın reddine, faize itirazın reddine, senet metnindeki 70.000 TL'nin birler basamağındaki 0 rakamının senede sonradan eklendiğinin kabulü ile itirazın ve takibin iptali talebinin kısmen kabulü ile ; takibin 63.000 TL asıl alacak ve işlemiş faizi yönünden iptali ve takibin bu...
Sayılı dosyasında yetki itirazının kabulü ile Konya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna karar verildiği gerekçesiyle konusuz kalan kambiyo şikayeti, yetki-borca-faize itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş, gerekçede ayrıca dava konusuz kalmamış olsaydı, davacı vekilince yetkili icra müdürlüğünün doğru şekilde gösterilmemesi nedeniyle yetki itirazının reddine karar verileceği, davacı tarafın haksız çıkacağı belirtmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip dayanağı çekin kambiyo senedi vasfında olduğunu, takibin yetkili İstanbul İcra Dairesinde açıldığını, davanın süresinde açılmadığını, kararın HMK ve TTK uyarınca usul ve esas yönünden yerinde olmadığını öne sürerek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Tarafları ve konusu ve istemi aynı olan bir davanın bulunması HMK'nın 114/1- ı maddesi uyarınca derdestlik durumu oluşturur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Davalı tarafın takipte yetkiye itiraz ettiği ve itirazını da yetkili icra dairelerini de bildirdiği, bu sebeple geçerli bir yetki itirazının bulunduğu, itirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olmasının bir dava ön şartı olduğu, buna göre akdi ilişki inkar edilmediği hallerde bu ilişkiden doğan para borçlarında ifa yeri TBK 89/1-1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu yer olduğu, dolayısıyla para borçlarında alacaklının ikametgahı icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğu, Ancak borçlu tarafın sözleşme ilişkisinin varlığını kabul etmediği, Dolayısıyla genel yetki kuralı çerçevesinde yetkili icra müdürlüğünün borçlunun ikametgahına göre belirleneceğinden ve davalı taraf aradaki sözleşme ilişkisini açıkça inkar ettiğinden somut uyuşmatlıkta da TBK 89/1-1 maddesinin uygulanamayacağı, bu sebeple Bursa İcra Dairelerinin takipte yetkili olmadığından ve dava ön şartı bulunmadığından davanın reddine karar...