Davalı vekili cevabında, öncelikle zamanaşımı husumet ve yetki itirazında bulunmuş, kusura, hasara ve faize de itiraz ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile 1.547YTL'nin 23.11.2005 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; öncelikle müvekkili aleyhine, ... 25. İcra Dairesinin 2020/7799 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin 30.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde taraflarınca icra takibine ve yetkiye itiraz edilmiş olup, icra takibinde yetkili İcra Müdürlüğünün ... İcra Müdürlükleri olduğunun belirtildiğini, yetkili İcra Dairesi olan ... İcra Dairesinin 2020/672 E. sayılı dosyası ile müvekkiline yeniden ödeme emri tebliğ edilmiş olup, taraflarınca süresi içerisinde bu dosya için de asıl borca, fer’ilerine, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edildiğini, ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında genel kredi taahhütnamesi imzalandığını ve davalıya kredi kullandırıldığını,kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalıya önce ihtarname gönderildiğini,daha sonra Şişli 8.İcra Müdürlüğünün 2009/19849 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, kötüniyetli davalı tarafından icra takibinin sürüncemede bırakılması amacıyla borca, yetkiye, faize ve faiz oranına itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, öncelikle ikamet adresinin Tuzla olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, talep edilen miktar kadar borcun bulunmadığını, borcu faiz ve faiz oranını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sayılı dosyası ile takip açıldığını, anılan takipte ödeme emirleri davalıya tebliğ edilince davalının takip konusu alacağa itiraz ettiğini, davalının itirazlarının takibi geciktirmeye yönelik olduğunu, bu yönüyle haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle davalının alacakların %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, davalının, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün ... esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte asıl alacağa ve faize ilişkin itirazının iptaline, takip konusu borçlara ve faizlere yapılan itirazların haksız ve takibi geciktirmeye yönelik olması nedeniyle davalının alacak miktarlarının güncel tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine bono alacağından bahisle kambiyo senedine özgü icra takibine gidildiği, davacı takip borçlusunun Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu iddiasıyla yetki itirazında bulunduğu, ayrıca takibe konu bonodaki keşideci imzasına ve borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince imzaya itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve davanın reddine karar verildiği, ilk itiraz niteliğinde olan yetki itirazı ile ilgili değerlendirme yapılmadan davacı tarafın esasa yönelik imzaya itirazı ile ilgili inceleme yapılarak davanın reddine karar verildiği, davacının yetki itirazı ile ilgili herhangi bir hüküm verilmediği görülmüştür....
Borçlu ödeme emrini karşı hem İcra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiş ise alacaklı yetki itirazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebileceği gibi itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde itirazın iptalini genel mahkemelerden talep edebilir. İtirazın iptali davasına bakan Asliye Hukuk Mahkemesi İcra Dairesinin yetkisine itirazı haklı görürse davayı usulden reddeder. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar veremez. Böyle bir kararın verilmesi halinde dahi takibin yapıldığı İcra Dairesi yetkisiz hale gelmez. Somut olayda davacının yerleşim yerinin Esenyurt İstanbul olduğu ve Bakırköy İcra Daireleri yetki sınırında bulunduğu, davalının yerleşim yerinin Çorum olduğu ve Çorum İcra Dairelerinin yetki sınırında bulunduğu görülmektedir. Böylece gerek davacı gerekse davalı yönünden İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili icra daireleri olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır....
Borçlu ödeme emrini karşı hem İcra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiş ise alacaklı yetki itirazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebileceği gibi itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde itirazın iptalini genel mahkemelerden talep edebilir. İtirazın iptali davasına bakan Asliye Hukuk Mahkemesi İcra Dairesinin yetkisine itirazı haklı görürse davayı usulden reddeder. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar veremez. Böyle bir kararın verilmesi halinde dahi takibin yapıldığı İcra Dairesi yetkisiz hale gelmez. Somut olayda davacının yerleşim yerinin Esenyurt İstanbul olduğu ve Bakırköy İcra Daireleri yetki sınırında bulunduğu, davalının yerleşim yerinin Çorum olduğu ve Çorum İcra Dairelerinin yetki sınırında bulunduğu görülmektedir. Böylece gerek davacı gerekse davalı yönünden İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili icra daireleri olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır....
Borçlu ödeme emrini karşı hem İcra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiş ise alacaklı yetki itirazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebileceği gibi itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde itirazın iptalini genel mahkemelerden talep edebilir. İtirazın iptali davasına bakan Asliye Hukuk Mahkemesi İcra Dairesinin yetkisine itirazı haklı görürse davayı usulden reddeder. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar veremez. Böyle bir kararın verilmesi halinde dahi takibin yapıldığı İcra Dairesi yetkisiz hale gelmez. Somut olayda davacının yerleşim yerinin Esenyurt İstanbul olduğu ve Bakırköy İcra Daireleri yetki sınırında bulunduğu, davalının yerleşim yerinin Çorum olduğu ve Çorum İcra Dairelerinin yetki sınırında bulunduğu görülmektedir. Böylece gerek davacı gerekse davalı yönünden İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili icra daireleri olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2019/21379 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi ile icra takibinin durdurulduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğunu, asıl alacağa, faize, masraf ve vekalet ücretine yönetilen itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesin hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesince, davalı taraf cevap dilekçesi ile borç ilişkisini inkar ettiği, taraflar arasındaki borç ilişkisi tartışmalı olduğu, dolayısıyla 6100 sayılı HMK'nın 10. Maddesi ile 6098 sayılı TBK'nın 89/1....
in adresinin ise Bursa olduğu ve icra takibi Bursa'da başlatıldığı, yetkinin kamu düzenine ilişkin ve kesin olmadığı hallerde icra dairesi ve mahkemeler yetki kuralını re’sen dikkate alınamayacağı, bu nedenle borçlunun yetki itirazında bulunması gerektiği, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğunu düşünen borçlu, yetkisizlik itirazını diğer itirazlar sebepleri gibi süresi içinde icra dairesine bildirmek zorunda olduğu, İİK m. 50/2 uyarıca borçlu yetki itirazı ile birlikte esasa yönelik itirazlarını sunması gerektiği, borçlu esasa ilişkin itirazlar sunmakla birlikte, itiraz ederken yetki itirazında bulunmamışsa, sonrasında icra dairesinin yetkisine itiraz süresi dolmamış olsa dahi itiraz edemez ve icra dairesinin yetkisi kesinleştiği, icra takip dosyası incelenecek olduğunda davalıların borca itiraz ederken yetki itirazında bulunmadığı ve icra takip dosyası bakımından yetkinin kesinleştiği, itirazın iptalini tetkike yetkili olan mahkemenin icra takibinin yapıldığı İcra Dairesi'nin...