Takibe dayanak yapılan ipotek, alacaklı banka lehine kurulan üst sınır ipoteği olup, ilam mahiyetinde olduğundan ve dolayısıyla İİK'nın 34. maddesi uyarınca alacaklı her yerde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde bulunabileceğinden, mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı, takibe konu senedin teminat olduğu olduğu iddiasıyla borca ve faize itiraz, alacak ipotek ile teminat altına alındığından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağına yönelik şikayet istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık bulunması halinde re'sen gözeteceği" düzenlemesine yer verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın, davalılardan ...’nun maliki,... Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortalısı, ...’nun sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirtip sigortalıya ödenen 6.614,00 TL’nin 08.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekili, yetki itirazında bulunup kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, kusura, hasara ve faize itiraz ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 22.3.2005 tarihli İnternet Erişimi Hizmet Sözleşmesi ve 08.07.2006 tarihli karasal hatlar üzerinden Veri İletişimi Hizmeti sözleşmesi yapıldığını, davalının hizmetleri aldığını, ancak borcunu ödemediğini, icra takibine yaptığı itiraz ile yetkiye,borca, takibe, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini, İİK.nun 50.maddesi yollaması ile HUMK.nun 10.maddesi ve BK.nun 73.maddesi gereğince itirazın iptalini ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermeyip duruşmaya da katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmesi nedeniyle somut olayda BK.nun 73.maddesinin uygulanamayacağı, genel hükümler gereğince ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen dosya kapsamı itibariyle; davacı borçlu aleyhine kambiyo takibi başlatıldığı, davacının faize, faiz oranına, takibe konu bononun kambiyo vasfına itiraz ettiği, takibin zamanaşımına uğradığını, vekilin sadece yetki itirazında temsil etmesi nedeniyle ilgili vekile ödeme emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile ödeme emrinin iptaline, şikayetin davalı T9 yönünden usulden reddine karar verildiği, kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Davacının yetkiye itirazına ilişkin yapılan yargılamada; takibe konu bonoda taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin olduğu, yetki sözleşmesi ile İstanbul İcra Dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yetkiye itirazın reddine karar verilmiş, borca itiraza ilişkin yapılan yargılamada davacı taraf borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edemediğinden borca itirazın reddine karar verilmiş, faize itiraza ilişkin yapılan yargılamada davalının reeskont faizi talep ettiği ve talep ettiği faiz türünün ve miktarının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla faize itirazın da reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/212 Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde müvekkiline borçlu olmadığını, bu nedenle asıl alacağa ve faize, itiraz ettiğini, davalının itirazlarının haksız olduğunu, tamamen borçtan kurtulmaya ve müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, sundukları faturalardan dolayı davalının müvekkiline borçlu olduğunu, söz konusu alacak ve borç ilişkisinin borçlunun kabulünde olduğunu, zira daha önce söz konusu faturalara istinaden müvekkiline ödemede bulunulduğunu, faturalara daha önce borçlu tarafından yapılan herhangi bir itiraz bulunmadığını, davalının müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiye ilişkin herhangi bir inkarda bulunmamış olmasına rağmen, ödeme olgusuna dair herhangi bir açıklama yapmayıp bu konuda bir belge de sunmaksızın soyut olarak borca ve faize itiraz ettiğini iddia ederek davalının...
Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20/03/2002 tarihli ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir ) İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK'nın 50. maddesinin yollaması ile HMK'nın genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2021 NUMARASI : 2021/267 E. 2021/771 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE ve BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Anadolu 14 icra müdürlüğünün 2021/8259 E....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davalının itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunurken yetkili icra dairesini bildirmediği, usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığı, bu nedenle yetki itirazının kaldırılması gerektiği, alacaklının icra takibine dayanak gösterdiği rehin açığı belgesinin İİK.nın 68/1. maddesinde yazılı nitelikte belge olduğu, rehin açığı belgesine bağlanan alacaklar için faiz talep edilemeyeceğine dair yasal bir düzenleme olmadığına göre borçlunun itirazına konu olan faiz alacağına ilişkin olarak faize yönelik itirazında kaldırılması gerektiği, borçlunun icra takibine ilişkin itirazlarının esasa ilişkin nedenlere dayandığı ve aynı kuvvette bir belge ile kanıtlanamadığı, bu nedenle borçlunun itirazı mahkemece kaldırıldığından ve alacaklının da talebi bulunduğundan İİK'nın 68/son maddesi uyarınca alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu anlaşıldığından istinaf talebinin esastan kabulüne...