Takibe konu çek fotokopisinin incelenmesinde, çekin keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yerin "Ankara" olduğu görülmüştür. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; her ne kadar mahkemece yetki sözleşmesi nedeniyle yetki itirazı kabul edilmiş ise de, çeke dayalı olarak takip yapıldığı, çekte yetki sözleşmesi yer almadığı gibi taraflar arasında da çekle ilgili düzenlenmiş ayrı bir yetki sözleşmesi yapıldığının iddia edilmediği, buna göre yetki itirazının yukarıda yazılı yasa maddeleri uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, davacı borçluların ikamet adresleri Çorlu ise de takibe konu çekin keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yer Ankara olduğundan Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu, bu nedenle mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bunlardan birisi İcra ve İflas ./.. -2- Kanunu’nun 68 ve 69. maddelerine göre tetkik mercicinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı Yasanın 67. maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir. Gerek mahkeme gerek tetkik mercii takibe yapılan itiraz nedenleri hakkındaki incelemesinde, bu nedenler içinde varsa yetki itirazını HUMK 190 ve 225. madde hükümleri uyarınca öncelikle incelemek ve karar vermek zorundadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, itirazın iptali davasında mahkeme icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı tetkik merciinin yerine geçerek çözümleyecektir. Bu nedenle, mahkemenin İcra ve İflas Kanunu’nun 50/2 maddesi hükmü doğrultusunda tetkik merci gibi önce icra dairesinin yetkisine karşı itirazı inceleyip kesin olarak sonuçlandırması gerekir....
O halde, HMK'nun 26. maddesi de nazara alınarak, borca ve fer'ilerine itiraz bakımından takibe devam olunacağının, mahkeme kararının sadece yetki itirazı yönünden sonuç doğuracağının, yani icra müdürlüğünce yetki itirazı yönünden takibin durdurularak açılacak bir itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davasında bu hususun değerlendirileceğinin kabulü gerekir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün yetkisiz olduğu anlaşılmıştır denilmiş ise de, daha sonra gerekçe olarak davacının yetkisiz icra müdürlüğünde takip yaptığı, borçluların yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının açtığı itirazın iptali davasında yetkiye ilişkin itirazdan hiç söz etmeksizin borcun esası ile ilgili açıklamalardan sonra davalıların itirazında haksızlığını dile getirerek netice-i talepte ise borçluların haksız itirazının iptalini talep ettiği, bu ibarelerin yetki itirazını da kapsadığı sonucunu çıkarmanın mümkün olmadığı, bu durumda icra müdürlüğünün yetkisine yönelik olan itirazın iptalinin istenmediği, davalıların yetki itirazının benimsendiği, bu itibarla mevcut bir icra takibinden bahsetmenin mümkün olmadığı ve itirazın iptali davasının dinlenmesinin olanaksız olduğuna dayanılarak yetkili icra dairesinde yapılan icra takibinin bulunmaması nedeniyle itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı borçluların ... 1....
Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia etmekte olduğunu, dava dilekçesinde alacağın hangi ayların kiraları olduğunun açıkça belirtilmediğini, öncelikle taraflar arasındaki 01/11/2010 tarihli kaynak suyu işletme ve imtiyaz sözleşmesinin 6. maddesine göre ... Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, bu itibarla yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, 2010 tarihli sözleşmede yıllık kira bedelinin 480,00 TL olarak yazılı olduğunu, talep edilen kira bedelini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine % 20'den az olmamak üzere haksız takip nedeniyle tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davalı vekilinin yetki itirazı takip tarihi itibariyle HMK'nun 17.maddesine uygun yetki sözleşmesi bulunmadığından ve kira borcu alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan takibin alacaklının ikametgahında yapılmış olması sebebi ile yerinde görülmeyerek davanın kabulü ile ......
O halde bu husus İİK' nun 67. maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı icra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." hükmü yer almaktadır....
Maddelerinde açıkça düzenlenmiş olup, anılan maddelerde alacaklının belirli sürelerde ve belirli şartlarda itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Alacaklı vekili tarafından borçlunun yetki itirazının icra müdürlüğünce reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, borçlunun yetki itirazı İİK.nın 67 ve 68. maddeleri doğrultusunda ilgili mahkemelerde açılacak davalarda mahkemece değerlendirilerek karar verilmesi mümkün olup, borçlunun itirazı üzerine, itirazın süresinde olması halinde İİK'nın 66. Maddesi gereğince İcra Müdürlüğü takibin durdurulmasına karar vermekle görevli olup, bunun dışında itirazı değerlendirerek karar verme görev ve yetkisi bulunmadığından icra müdürlüğünün şikayete konu kararı doğru görüldüğünden, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2021/574 ESAS - 2022/43 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 7. İcra Müdürlüğünün 2021/9856 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluların icra dosyasına yetki itirazında bulunduklarını, yapılan yetki itirazının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre, davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle reddine, mahkemenin yetkisine yönelik itirazın ise HUMK.nun 23.maddesine uygun bulunduğu gerekçesiyle kabulüne ve mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. HUMK.nun 23.maddesinin son cümlesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi beyana mecburdur. Davalı vekili, yetki itirazında bulunurken yetkili mahkemenin İstanbul veya Kadıköy mahkemeleri olduğunu açıklamış ancak, dava dosyasının bu mahkemelerden hangisine gönderilmesini istediğini bildirmemiştir. Bu şekilde iki yer birden yetkili olarak gösterilerek yapılan yetki itirazı usulüne uygun bir yetki itirazı olarak kabul edilemez....
HMK'nın 19/son maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir" denilmekle, somut olayda süresi içinde yetki itirazı ileri sürülmüşse de, mahkememiz yetki sahası içinde olmayan bir hususta yetki itirazı yoluyla mahkememiz yetkili olmayacağından itiraz usulüne uygun olmamakla, geçerli bir yetki itirazı söz konusu olmadığından, HMK'nın 19/son maddesi gereğince ........yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. (TMK'nın 605/2. maddesi). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz....