İcra Müdürlüğü’nün 2004/17.843 sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçilmiş, davalı vekilinin yetki ve borca itirazı sonucu, davalının yetki itirazı davacı tarafça kabul edilip, aynı alacak için bu sefer dava konusu Gebze 2. İcra Müdürlüğü’nün 2005/541 sayılı dosyası ile yeniden ödeme emri çıkartılmış, davalının borca itirazı nedeni ile de bu dava açılmıştır. Başka bir anlatımla davanın konusunu Gebze 2. İcra Müdürlüğü'nün 2005/541 sayılı takip dosyası oluşturmaktadır. Buna rağmen mahkemece İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün 2004/17.843 sayılı dosyası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi, keşideci şirket ve lehtar banka arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olduğundan ve kambiyo vasıflarına sahip senetteki yetki sözleşmesi uyarınca icra müdürlüğü yetkili olduğundan yetki itirazının reddine ilişkin karar yerinde olduğu gibi takibe konu bononun sonradan doldurulduğu iddia edilmiş ise de senetteki imzaya itirazda bulunulmadığı, senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yargılamayı gerektirmesi bu hususta yasal delil ibraz edilememesi nedeni ile davanın reddine ilişkin mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/131 Esas sayılı dava dosyasıyla aynı iddialar ile dava açıldığı, mahkemece yargılama sırasında borca ve imzaya itiraz yönünden dosyanın tefrik edildiği ve aynı mahkemenin 2021/981 Esas nosunu aldığı, yapılan yargılama sonucunda 16/12/2021 tarihli 2021/981- 1796 E.K.sayılı ilam ile karar verildiği, İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/131 Esas sayılı dava dosyasında da yetki itirazı yönünden yargılama yapıldığı ve 07/07/2021 tarih, 2021/131- 1174 E.K.sayılı ilam ile yetki itirazının reddine dair karar verildiği, Bu durumda mahkemece eldeki dava yönünden dava şartı olan kesin hüküm ve derdestliğin de tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....
Somut olayda, borçlu vekilinin 08.03.2013 tarihli oturuma gelmediğinden ve davalı vekilinin de duruşmayı takip etmeyeceğini beyan ettiğinden bahisle dosyanın yetki itirazı bakımından da işlemden kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun yetki itirazını düzenleyen 50. maddesi gereğince yetkiye ve borca aynı anda itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinin öncelikle yetki meselesini karara bağlayacağı yönünde amir hüküm bulunmakla öncelikle davacı yanın yetki itirazı değerlendirilmiş; bu doğrultuda takip dosyasında bulunan çekin incelenmesi neticesinde çekin tanzim yerinin ve borçlunun adresinin Of olduğu, yetkili Mahkemenin ise belirlenmeyerek "T.C. Mahkemelerinin yetkili olduğu" yönünde düzenleme yapılmış olduğu görülmüştür....
. - K A R A R - Dava, lastik bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yetki ve esas yönünden yapılmış bulunan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, icra dairesine yaptığı yetki itirazında yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, ... İcra Dairesi’nin yetkili olmadığı kabul edildiğine göre, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi ile mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenerek, yetki itirazı yerinde görüldüğü takdirde dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, yetki itirazı yerinde görülmediği takdirde borca itiraza yönelik taraf delilleri toplanıp, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
İcra Müdürlüğü 2018/6018 esas sayılı icra takibine borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, takibin durduğunu, T8 ve T7 ayrıca yetki itirazlarında bulunduklaını, borca ve yetkiye itirazın iptaline,alacağın %20'den az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazı ileri sürerek, İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, öncelikle yetki itirazı nedeni ile davanın usulden aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, davalılar T8 ve T7 yönünden; davanın, İİK 67 maddesi ve HMK 114 ve 115 maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,davalı T3 yönünden; Mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin karar verilmiştir....
Buna göre icra takibinin yetkisiz Küçükçekmece İcra Dairesinde yapıldığının anlaşılmasına göre, davalılar tarafça süresinde ve usulünce yapmış olduğu yetkiye itirazının kabulü ile yetkisiz icra dairesinde takibin yapılmış olduğunun anlaşılmasına göre usulüne uygun bir takipten de bahsedilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi" gerektiği gerekçesi ile;"1-İcra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ve usulüne uygun bir takipte bulunulmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,2-Usulüne uygun bir takip bulunmadığından ve şartlar oluşmadığından icra inkar ve kötüniyet tazminatları taleplerinin REDDİNE" karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davaya konu icra takibinde, borçlular tarafından sunulan borca itiraz dilekçesi incelendiğinde geçerli bir yetki itirazı bulunmadığı,söz konusu icra takibine 2 adet borca itiraz dilekçesi sunulmuş olup ilgili itiraz dilekçeleri incelendiğinde görüleceği üzere; dosya...
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen İcra Hukuk Mahkemesi'nden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa'nın 141/son maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisine de aykırı düşecektir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/5324 Esas sayılı dosyasından takip başlattığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini belirterek, itirazının iptaline, BK'nın 42 maddesi gereği tazminata ve haksız inkar nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir....