Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/518 D.İş - 2022/524 Karar sayılı dosyasında verilen 16/06/2022 tarihli ek karar ile; "Mahkememizce görülüp karara bağlanan talebin, çek aslına dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olduğu, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından her ne kadar ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz edilmiş ise de; ihtiyati hacze dayanak çekin ibraz edildiği ve ödeme yasağı bulunduğundan işlem yapılamadığı, götürülecek borca dönüşen istem bakımından alacaklının kendi yerleşim yeri itibariyle yetkili olan mahkememizden talepte bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına yapılan yetki itirazının iş bu gerekçelerle yerinde olmadığı; yine itiraz eden vekilinin çek lehtarı tarafından dolandırıldığı ve çeke ilişkin olarak tanzim tarihinden önce ödeme yasağı kararı alındığı şeklindeki itirazlarının ise ihtiyati haciz kararına engel oluşturmadığı, zira bu yöndeki itiraz sebeplerinin yargılamayı gerektirdiği ve dosyanın mahiyeti gereği...

    Hukuk Dairesinin 2016/9638E- 2017/1526K sayılı kararında "6100 sayılı HMK'nun 76/1. maddesi uyarınca, avukat açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekaletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır. 6100 sayılı HMK'nun 73/1. maddesinde davaya vekaletin kanuni kapsamı, HMK'nun 74. maddesinde davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller düzenlemiş olup bu maddelere göre HMK 74. madde ya da bir başka yasada özel yetki verilmesi gerektiği konusunda hüküm yoksa, vekil davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar yapılması gereken işleri ve hükmün yerine getirilmesini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu durumda takibe itirazdan vazgeçme vekilin özel yetki istemeyen olağan yetkilerindendir. ") Öte yandan, icra dosyasında bulunan borçlu şirket tarafından borca itiraz ve itirazdan vazgeçme dilekçelerini veren Avukat T2 verilmiş Üsküdar 9....

    Maddesi uyarınca teminatsız olarak, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının İİK'da gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, borçlu müvekkilin adresinin Ankara olduğunu, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili hakkında kat ihtarnamesi tanzim ve tebliğ edilmediğini, geçerli bir kefalet ilişkisinin oluşup oluşmadığının TBK kapsamında ayrıntılı bir incelemeyi gerektirdiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. EK KARAR: Mahkemece, borçlu şirket ile ihtiyati hacze itiraz eden ...'...

      Davamızda her iki tarafın da tacir olduğu, kamu düzenini veya kesin yetki halini ihlal eden bir halin olmadığı dikkate alındığında, 01/06/2021 tarihli Ürün Satış Sözleşmesinin 8.maddesindeki yetki şartının geçerli ve uygulanabilir olduğu kanaatine varılmıştır. Bunun yanı sıra davalı tarafından uzatılmış esasa cevap süresi içerisinde yetki sözleşmesinin varlığından bahisle mahkememizin yetkisine itiraz edildiği, yetki itirazının da süresinde ve geçerli olduğu değerlendirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen Ürün Satış Sözleşmesi gereğince davacının sözleşmeye uygun olarak ödediği tutarda davalının üretmeyi ve satışını üstlendiği ürünü göndermemesi ve gönderilen ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle davalının gönderdiği ürün bedeli düşülerek bakiye fazla avansın iadesi istemli girişilen icra takibinde davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; davalı -alacaklının davacı-borçlular hakkında 30/04/2015 tanzim 24/04/2019 vade tarihli 4.000.000,00 TL bedelli senetten kaynaklanan 1.687.401,00 TL asıl alacak ve 38.061,00 TL işlemiş gecikme cezasına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, çıkarılan örnek 10 nolu ödeme emrinin davacılara 25/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da 29/07/2019 tarihinde yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır Davacı taraf dilekçesinde ödeme emrine itirazı ile birlikte yetki, borca ve imzaya itiraz etmiş olup, mahkemece ödeme emrine yönelik itiraz kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

        Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, huzurdaki davanın para borcuna ilişkin alacağın tahsili olduğundan müvekkilinin yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olup takibin Ankara'da açılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının yetki itirazında bulunmasına rağmen borca itirazlarını saklı tutarak 7 gün içerisinde borca ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle borcu ve akdi ilişkiyi kabul etmiş sayılacağını ve takibin kesinleşeceğini, akdi ilişkinin kabul edilmediği gerekçesinin yerinde olmadığını, itiraz hakkının süreye tabi olup, saklı tutulmasının mümkün olmadığını, süresi içerisinde itirazda bulunulmaması nedeniyle davanın kabulü gerektiğini belirterek, mahkeme kararının iptali ile davanın kabulüne, davalının yetki itirazının kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkememizde yapılan incelemede; davalılar ..., ... ve ... tarafından icra dairesine sunulan borca itiraz dilekçesinde iş bu davalıların yalnızca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesini gösterdikleri anlaşılmakla, sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edip, borca itiraz etmedikleri tespit edilmekle İİK 50/2 maddesi uyarınca alacaklının talebi ile icra hukuk mahkemesinde yetki itirazının kaldırılması talep edilmesi gerektiğinden, icra davası yetkisine yönelik itirazın icra hukuk mahkemesince incelenmesine ilişkin düzenlemesi dikkate alınarak dava dilekçesinin HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine şeklinde aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklılar tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlulardan ...'ye ödeme emrinin 16/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği keşideci borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, mahkemece itiraz eden borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait test cihazının 17.4.2005 tarihli “Teslim Tutanağı ve Ön Protokol” adı altındaki sözleşme ile davalı şirkete en fazla 30 gün içinde geri getirilmesi kaydıyla teslim edildiğini, ancak cihazın iade edilmediği gibi sözleşmenin diğer şartlarına da uyulmadığını, sözleşmenin (7) maddesinde belirtilen işkaybı bedeli olan 5.000.00 YTL.’nin ödenmediğini, girişilen icra takibine yetki ve esastan itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %100 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından girişilen icra takibine yetki ve borç yönünden itiraz edildiğini, yetkili icra dairesinin Ankara olduğu, yetkili mahkemenin Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi olmadığını bildirerek davanın öncelikle yetki yönünden reddine, neticede esastan reddine karar verilmesini istemiştir....

              Dava konusu senede davacı tarafından borca itiraz edilmek suretiyle icra takibine itiraz davası açtığı, davacının temsil ettiği şirket adına kaşe ve imzasının bulunduğu, senet üzerindeki ikinci imzanın aval hükümleri gereğince şahsın sorumluluğunu doğurduğu, davacının faize itiraz yönünden yapılan incelemede faiz hesap kaleminin tek olması sebebiyle usul ekonomisi açısından mahkememizce yapılan hesaplamada istenen faiz miktarından daha fazla çıkması sebebiyle itirazın yerinde görülmediği, davacının yetki itirazı yönünden incelemede her iki tarafın da tacir olduğu, tacirler arası yapılan yetki anlaşmasının geçerli olması sebebiyle yetki itirazının yerinde görülmediği, senede dayanan takibin ödendiğine dair davacı tarafından İİK 68.maddesinde belirtilen belgelerden herhangi birinin dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın REDDİNE" karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu