Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Yetkili İcra Dairesinin Kahramanmaraş İcra Dairesi olduğunu, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin borcu olmadığını, davacı alacaklı sözleşmeden döndüğünden kaporayı talep etme hakkı olmadığını, mahkemenin davada görevli olmadığını belirterek öncelikle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, aksi taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2019/537 ESAS 2021/17 KARAR DAVA KONUSU : BORCA KISMİ İTİRAZ KARAR : İzmir 5....
İcra Dairesi'nin 2019/11536 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlattıklarını, ödeme emrinin davacıya 07.02.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, yetkiye ve borca ilişkin itirazların, 5 gün içerisinde yapılması gerektiğini, davacı borçlunun yasal süre geçtikten sonra yetki itirazında bulunduğunu, bu sebeple davacının itirazları ve davası süresinde olmadığını, davacının borca, açıkça itiraz etmediğini, davacının icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse de takibe konu çekin Konya'da keşide edildiğini, çek metninden açıkça anlaşıldığını, çekin düzenlenme yeri olduğu için Konya İcra Dairelerinin takibe yetkili olduğunu, bu sebeple davacının yetki itirazının yersiz olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle süreden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacı aleyhine Konya 10....
- KARAR - Dava, icra takibine vaki yetki ve borca itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK 50. maddesi gereğince para ve teminat borcu için takip hususunda HUMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanarak davalı borçlunun ikametgah adresinin Ağrı olması ve özel yetki durumunun olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuştur. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir....
a gönderilerek 2012/1146 numarasına kaydı yapılmış, yeniden 02.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş ve davalı 05.11.2012 tarihinde itiraz etmiştir. Davacı bu itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı tarafından ilk icra takibine yetki ve borca ilişkin olarak borçlu tarafından 01.07.2008 tarihinde yapılan itiraz ile takip durmuş ve aynı zamanda KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre kesilmiştir. Bu tarihten sonra davacı 01.4.2010 tarihinde takibin yenilenmesi istemiş ve bu talep 05.05.2010 tarihinde red edilmiş ise de yetki ve borca itiraz ile ilgili bir karar alınmadan yapılan işlemlerin bir geçerliliği olmadığından zamanaşımını kestiğinden söz edilmez. 01.07.2008 tarihinden sonra geçerli olarak yapılan ilk işlem 19.03.2012 tarihli yetki itirazının kabulü ile dosyanın Kars İcra müdürlüğüne, gönderilmesi talebi olduğundan KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre geçmiştir. Eldeki davada ceza zamanaşımı süresinin ise uygulanmayacağı da sabittir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/7189 E sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, ancak icra dosyasına yapmı olduğu yetkiye, borca ve takibe itiraz sebebi ile takibin durduğunu, davalı borçlu aleyhine ödenmeyen toplam alacağın 5.580,38 TL olduğunu, toplam alacağın takip tarihinden itibaren %28,08 temerrüt faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile tahsilinin talep edildiğini, bu miktar üzerinde takibe geçildiğini, öncelikle borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi gerektiğini, davalı borçlunun borca ve takibe yapmış olduğu itirazlarının da hukuki mesnetten yoksun ve tamamen kötü niyetli ve takibin sürüncemede bırakılmasına sebebiyet vermek kasdıyla yapılmış itirazlar olduğunu belirterek, davalı borçlunun yasaya ve usule uygun olmayan yetki itirazının reddi ile takibin açıldığı yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna, haksız ve de yasal dayanaktan yoksun bulunan borca ve takibi de yapılan tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak itirazda...
Yetki, 1086 sayılı HUMK.nun ... vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı bu hükümlerle belirlenen yetkili mahkemelerden birinde ya da, yetki sözleşmesi ile belirledikleri mahkemede dava açabilir. Taraflar aralarında yaptıkları yetki sözleşmesi ile yasaca yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldıramazlar. Somut olayda, davalının akdi ilişkiyi inkar etmeden ... dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz ettiği ve davacının sözleşme şartlarına uymadığını belirterek borca itiraz ettiği ve davacı isteminin faturaya dayalı hizmet satımından kaynaklı para borcunun ifası olduğu dikkate alındığında Borçlar Kanunu’nun 73.ve HUMK’nun ....maddeleri uyarınca alacaklının yerleşim yeri ... dairesi de yetkili yerlerden birisidir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 02.01.2024 Tarihli ve 2023/1308 Esas, 2024/7 Karar Sayılı Kararı Borçlunun yetki ve borca itirazı üzerine itirazın kaldırılması yoluna başvurulmuş ise icra mahkemesinin öncelikle borçlunun yetki itirazını incelemesi, akabinde yetki itirazı haklı ise yani takip yetkisiz icra dairesinde başlatılmış ise alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine, takip dosyasının istem üzerine yetkili icra dairesine gönderilmesine ve borca yönelik itirazın kaldırılması istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerektiği, icra mahkemesince yetki itirazının yerinde olduğundan bahisle dava dosyası hakkında yetkisizlik kararı verilemeyeceği, zira takip... İcra Dairesinde başlatılmış olup, itirazın kaldırılması istemi de yetki kuralları gereğince icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesi olan... İcra Hukuk Mahkemesinden talep edilmesi gerektiği, bu nedenlerle......
Somut olayda, takip dayanağı bonoda tanzim yeri...olup itiraz eden borçlu avalistlerin bonodaki adreslerinin Kadıköy/İstanbul olduğu görülmektedir. Her ne kadar bonoda ...'e ilişkin yetki şartı bulunduğu, keşideci şirket ile lehtar şirketin tacir sıfatını haiz oldukları anlaşılmış ise de HMK'nun 17. maddesi gereğince, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile keşideci borçlu arasında geçerlidir. İtiraz eden avalistler tacir olmadıklarından HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi avalistleri bağlamaz. O halde mahkemece, borçlu avalistler ... ve ... yönünden yetki itirazının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilerek işin esasının incelenmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlular ... ve ...'...
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden...