Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak borçlu tarafından borca kısmi itirazda bulunularak alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişki kabul edildiğine göre artık takip dayanağı belgenin İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden olması aranmaz. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki borç olup, bu husus da kabul edildiğine göre ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. Bu ilke HGK.nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12- 257 E. - 984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir. O halde, ödeme olgusu ve yine ispat yükünün borçluya geçtiği, borçlunun ödeme iddiasını icra ve iflas kanununda öngörülen biçimde ve yazılı şekilde ispat etmediği, borca itiraz dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların daha sonra ileri sürülemeyeceği, takibin usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

Davacı, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde takibe dayanak belge sureti gönderilmediği şikayetlerinin yanı sıra icra dairesinin yetkisine, borca ve fer'ilere itirazda bulunmuştur. O halde öncelikle davanın yasal süresi içerisinde açılıp açılmadığı tespit edildikten sonra, ileri sürülen itiraz ve şikayet sebepleri çerçevesinde inceleme yapılması gerekir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile takip dayanağı çekin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği iddiası, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük şikayet süresine, yetkiye ve borca itiraz ise İİK'nın 168 ve devamı maddeleri uyarınca 5 günlük süreye tabidir....

usulüne uygun ibraz edilmediğini belirterek takibin durdurulmasına ve itiraz konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısı bulundukları Gümüşhane İcra Dairesinin 2019/291 Esas sayılı dosyasında borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, dosyada düzenlenen 10/04/2019 tarihli tensip tutanağında takibin öncelikle yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, davalının itiraz dilekçesinde sadece yetki itirazında bulunduğunu ve hangi icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmediğini, bu nedenle itirazın geçersiz olduğunu ve Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini beyan ederek 2019/291 esas sayılı dosyasında 10/04/2019 tarihli kararının kaldırılarak icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı ile takip durduğundan borçlunun yetki itirazının mahkeme tarafından kaldırılması veya yetki itirazının alacaklı tarafından kabul edilerek dosyanın yetki itirazında belirtilen icra müdürlüğüne gönderilerek takibe devam edilmesi dışında duran takibe devam edilmesi yasaya uygun olmadığından icra müdürlüğü tarafından ve şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu ...'nin icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun yetki itirazının takibin iptaline yönelik sair şikayet ve itirazlarından önce değerlendirilmesinin zorunlu olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda kanunda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti nisbi vekalet ücreti olamayacağı gerekçeleriyle davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun şikayet ve borca itirazlarını ileri sürerek takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 19.10.2015 olduğu belirtilerek, bu tarihten itibaren 5 ve 7 günlük itiraz ve şikayet sürelerinde mahkemeye başvurulmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

        Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, her ne kadar icra takibine itiraz eden borçlu şirket yetkilisi Mustafa Düzün'ün itiraz tarihinde TCK'nun 53.maddesine göre şirketi temsil yetkisi bulunmamakta ise de yetki hususunun itirazdan sonra da tamamlanabilecek bir eksiklik olmasına, yetkili temsilci tarafından yapılan işlemlere daha sonra icazet verilebileceğine ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 9....

        UYAP Entegrasyonu