Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2019 NUMARASI : 2019/698 ESAS 2019/1036 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)| İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhide İstanbul 20. İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı görünen kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ödeme emrinde icra müdürlüğünün mührü ve ıslak imzasının eksik olması nedeniyle ödeme emrine itiraz etmiş, taraflar arasında yetkili icra müdürlüğü belirtilmediğinden ve müvekkilinin ikametgahının Ankara olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur....

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık borçlunun isteminin İİK'nun 169.maddesinde belirtilen borca itiraz mı; yoksa İİK'nun 170/a maddesine (borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti) dayalı bir şikayet mi olduğu, buna göre 5 günlük sürenin mi dikkate alınacağı, yoksa süresiz şikayete mi tabi olduğu, sonuç olarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durmakta yarar vardır. Kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 167 ve devamı maddelerinde, haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169-169/a maddelerinde, imzaya itiraz 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir....

    Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı hakkında davalı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde davacı tarafça senedin kambiyo vasfında olmadığı şikayeti ile yetkiye ve borca itiraz edildiği, mahkemece 2018/487 Esas 2018/548 Karar sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiği, Dairemiz 23.05.2019 gün ve 2018/1788 Esas 2019/1153 Karar sayılı ilamı ile "... şikayetçi borçlu alacaklı ile cari hesap ilişkisi bulunduğunu, takibe konu senedin bu kapsamda verildiğini, alacağın cari hesap incelemesi yapılarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş olup, mevcut haliyle anılan beyanlar değerlendirildiğinde, İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca şikayet konusu borç ve takip dayanağı senet altındaki imza, borçlu tarafça kabul edilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilemez...

    Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi ise: İcra ve İflas Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca icra mahkemelerinin kendilerine bağlanan icra dairelerinin muamelelerinin incelenmesinde yetkili olduğu, Erdek İcra Müdürlüğünün takip dosyası ile ilgili itirazlarda Erdek İcra Mahkemesi'nin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. İcra İflas Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca icra dairelerinin işlemlerine yönelik şikayet ve itirazları bu dairenin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesi incelemekle yetkilidir. Bu yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir. Somut olayda, Erdek İcra Müdürlüğünde başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlu, İcra Dairesinin yetkisine, borca ve imzaya itiraz etmiştir. İİK.nun 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın Erdek İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Bu haliyle davacı vekilinin dava dilekçesinde yer verdiği icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve fer'ilerine ilişkin itirazları fuzuli olup mahkemece bu husus ve takibin şekli gözetilmeksizin yetki itirazı uyarınca değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan davacı vekilinin takip talebine ve takibin şekline göre borçluya ödeme emri gönderilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, buna rağmen ödeme emrinin yanı sıra borçluya takip talebine aykırı şekilde icra emri gönderildiğine ilişkin iddiaları ise şikayet mahiyetinde olup icra mahkemesi nezdinde değerlendirilmesi gereken hususlardandır. Zira takibin şekline göre borçluya icra emri gönderilmesine imkan bulunmayan durumlarda borçluya gönderilen icra emrinin süresiz şikayet yoluyla iptali istenebilir. Esasen davanın konusu da bu yöne ilişkin şikayet olup mahkemece davanın mahiyetinin kavranamadığı görülmektedir....

      İcra İflas Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca icra dairelerinin işlemlerine yönelik şikayet ve itirazları bu dairenin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesi incelemekle yetkilidir. Bu yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir. Somut olayda, Sarayköy İcra Müdürlüğünde başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlu, İcra Dairesinin yetkisine, borca ve imzaya itiraz etmiştir. İİK.nun 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın Sarayköy İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Sarayköy İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkilinin takibe ilişkin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, asıl senet borçlusunun İsa Gündoğan'ın söz konusu borcu ödediğini ve sadece 4.000,00 TL gibi bir miktarın kaldığını, alacaklı görünen tarafından borcun ödendiğine dair ikrarını içeren imzalı beyanın olduğunu, beyanla alakalı evrak ve çek resminin mahkemeye sunulduğunu, icra takibinde haksız ve fahiş bir faiz hesaplamasının bulunduğunu, bu nedenle borca, faize ve fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini, takibe konu senette belirtilen yerin Çiftlik olduğunu ve yetkili icra dairesinin Çiftlik İcra Daireleri olduğunu, ancak takibin Niğde de açıldığını, senedin düzenleme şekli bakımından yanlış ve eksiklikler olduğundan kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, senette yer alan...

        Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen/gönderilecek ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir/verecektir.(Bkz.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/11983 E. 2017/4022 K.) İcra takip dosyasının yetki itirazının kabulü ve akabinde gönderilmesi ile yetki alanımız içinde bakılacak bir icra dosyası kalmadığı, yetkinin ilk önce ele alınması gerektiği anlaşıldığından, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....

        Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiğinden yetki hususu kabul edilerek dosya İstanbul Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi'ne gönderilerek ... 2022/... sayılı esas numarasını aldığını, neticeten davanın kabulü ile , ... 2022/... Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz yapıldığından dolayı %20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkeme’ce borçlunun harç ödenmeden takip yolunun değiştirilemeyeceğine ilişkin itirazının icra mahkemesinde ileri sürülebilecek İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olduğu icra müdürlüğüne yapılan başvurunun sonuç doğurmayacağı gözetilmeksizin, bu istemin borca itiraz olarak değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeye göre de borçlu aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu