inkar etmediği, yine faiz oranına ilişkin açıkça bir itirazının bulunmadığı buna göre itirazın kaldırılması davasında itiraz sebeplerini genişletemeyeceği ve değiştiremeyeceği ve davalı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Ayrıca cevap dilekçesiyle mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.İİK 67.m. uyarınca açılan İtirazın İptali davalarında yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartı olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartıyla mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Bilindiği üzere İİK'nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıf yapılmış bulunmaktadır.Somut olayda ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından istinaf edilmemiştir. Ancak ;icra dairesinin yedöndüğümüzde, ilk derece mahkemesince icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden ;mahkemenin yetkisine itiraz karara bağlanarak davalının yetki ilk itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu husus HMk 353(1)a-4 gereği diğer dava şartlarına aykırılık teşkil etmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Genel Yetki Kuralı çerçevesinde yetkili İcra Müdürlüğünün davalının adresi İcra Müdürlüklerinin olduğunu, İcra Müdürlüğünün yetkisine ilişkin itiraz nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini , yine yetkili mahkemelerinde Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında takibe konu borca ilişkin herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2018/1913 sayılı takip dosyasıda davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Davalı taraf takipte yetkiye itiraz etmiş ve itirazında yetkili icra dairelerini de bildirmiştir. Bu sebeple geçerli bir yetki itirazı vardır....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile ... tarihinde davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ikamet adresinin Tokat ili sınırlarında olduğunu belirterek ve HMK'nun 5-6 ve devamı maddeleri uyarınca sadece yetkiye itiraz ettiğini, itiraza rağmen takip konusu fatura bedelleri nedeniyle asıl alacağın ödendiğini, yasal faiz, masraf ve vekâlet ücretine istinaden ödeme yapılmadığını, davalının itirazı haksız ve hukuka aykırı olup sadece borcun ferilerini ödememeye ve bu ferilerden doğan borcu ötelemeye maruf olduğunu belirterek takibe yönelik itiraz ile haksız yetki itirazının iptaline, % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, duruşmalara katılmamış, davalı vekili tarafından sadece UYAP sistemi üzerinden vekaletname ibraz edilmiştir....
Somut olayda; borçlunun yetki itirazı ile beraber sair itiraz ve şikayet nedenlerini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü nedeniyle sair istemlerin incelenmediği, Bölge Adliye Mahkemesince İİK'nun 50/2. maddesine uygun olacak şekilde öncelikle mahkemenin yetki itirazına ilişkin kararı değerlendirilerek yetki itirazının reddi gerektiğine karar verildiği, ancak buna ilişkin değerlendirmenin gerekçe kısmında yapılması ile yetinilerek sair itiraz ve şikayetlerin incelenmesi maksadıyla dosyanın HMK'nun 353/1-a-6. bendi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....
Somut olayda icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olduğu halde mahkemece icra dairesine yönelik yetki itirazı incelenmeden mahkemenin yetkisi yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Gerçekte de bu yetki itirazının araştırılması sonucunda kendisinin de yetkili olup olmadığı belirlenecektir. Aksinin kabulü halinde mahkeme İcra İflas Yasası'nın 4.maddesinin emredici hükmüne aykırı olarak yargı çerçevesinde olmayan İcra Dairesi ile ilgili bir karar vermiş olur ki, bu yön kabul edilemez. Davalı, hakkında yapılan Çatalca İcra Müdürlüğünün 2008/ 2193 sayılı takip dosyasına vermiş olduğu dilekçe ile, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bunun üzerine alacaklı itirazın iptali davasını açmış,davalı bu davada da yetki itirazını tekrarlamıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi usulüne uygun biçimde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada usulüne uygun yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse itiraz öncelikle incelenmelidir....
Dava, itirazın iptâli davası olup, icra takibi İzmir İcra Müdürlüğü'nde yapılmış, davalı borçlu ikametgahının Kiraz ilçesinde olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. İtiraz üzerine takip durduğundan İzmir Tüketici Mahkemesi'nde itirazın iptâli davası açılmıştır. Akdin ifa yerinin İzmir olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'nun 73/5. maddesinde öngörülen yetki kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, alacaklının akdin ifa yeri veya tüketicinin yerleşim yerinde dava açma hususunda seçimlik hakkı bulunduğundan, açılan itirazın iptâli davasında davalı borçlunun yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 6502 sayılı Yasa'nın 73/5. maddesindeki kesin olmayan yetki kuralına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, alacaklı tarafından, borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, itiraz tarihi itibariyle yetki itirazında bulunmayan takip borçluları yönünden icra takibinin yapıldığı İstanbul İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleşmediği, itiraz eden borçlu Müge Demet Çelen'e ödeme emrinin 13.12.2011 tarihinde Kartal/İstanbul adresinde tebliğ edildiği, süresinde borçlunun yetki itirazında bulunduğu, itirazında yetkili icra dairesi olarak gösterdiği İstanbul/Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece borçlu Müge Demekt Çelen yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." denilmiştir....
Yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Kambiyo senetlerine özgü takipte borca veya takibe itiraz eden borçlu yönünden değerlendirme yapılıp takibe itiraz etmeyen borçlular yönünden mahkemece karar verilmemiş olması hukuka uygundur. Davalı alacaklı vekili ön inceleme aşamasından önce 09/10/2020 tarihinde yetki itirazını kabul ettiklerine ilişkin cevap dilekçesi sunmuştur. Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yasaya uygun olmakla birlikte AAÜT uyarınca 6. maddesi gereğince ön inceleme aşamasından önce davanın kabulü halinde davalı aleyhine tarifede yazılı ücretin yarısına hükmedilmesi gerektiği, yine Harçlar Kanununun 22. maddesinde ilk celseden önce davanın kabulü halinde karar ve ilam harcının 1/3'ünün alınacağı belirtilmesine rağmen harçların tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş olması yasaya aykırı olduğundan vekalet ücreti ve harçlar yönünden istinaf başvurusu esastan kısmen kabul edilerek aşağıdaki karar verilmiştir....