İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca borcun ödendiğini, takibe geçerken gerekli hesap kat'ının yapılmadığını, mükerrer takip yapıldığını belirterek, borca, faiz oranına ve işlemiş faize itirazda bulundukları, bunun üzerine, alacaklının, borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazı, mükerrer takip yapıldığı itirazı ile işlemiş faize yönelik itiraz değerlendirilmeksizin sadece ödeme iddiası yönünden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2001/11430 sayılı dosyasından 23.05.2001 tarihinde takibe geçmiş, bu takibe davalı borçlu tarafından 04.06.2001 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edilerek takip durdurulmuştur. Bu itiraz üzerine alacaklı 06.07.2001 tarihinde itirazın iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesi yapılmadan önce davacı vekili 06.05.2004 tarihli dilekçeyle yetki itirazının kaldırılması davasından ve temyizden feragat ettiğine ilişkin bir dilekçe sunmuş, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nce feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, 16.06.2005 tarihinde davacının Şişli 2 İcra Müdürlüğünün 2001/11430 sayılı takip dosyasına yönelik itirazın iptali talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Alacaklı vekili, Şişli 2....
Başka bir deyişle, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK’nın 28.03.2001 tarihli ve 2001/19- 267 E., 2001/311 K.; 20.03.2002 tarihli ve 2002/13- 241 E., 2002/208 K. ve 25.04.2018 tarihli ve 2017/19- 902 E., 2018/973 K. sayılı kararları). Aynı Kanunun “Yetki ve itirazları” başlıklı 50'inci maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. Tetkik mercii tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki tetkik mercii arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” düzenlemesi bulunmaktadır....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akaryakıt satışı olduğunu, 12.723,65 TL alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, takip ve davanın yetkisiz yerde açıldığını, Ankara İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında satış sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı Kilis İcra Müdürlüğü’nün 2008/2673 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçmiş davalı Ankara İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu gerekçesiyle takibe itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında davalı süresinde yetki itirazında bulunmuş, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir....
Takibe konu bonoda Bolu Mahkemelerinin (İcra Dairelerinin) yetkili olduğunun belirtilmesi yetki sözleşmesi niteliğinde ise de, HMK'nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesi geçerli değildir. Bu durumda, yetkisiz Bolu İcra Müdürlüğü'nde takip başlatıldığı ve süresinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi'nce davacı borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Anılan hükümler çerçevesinde birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Somut olayda; ... İcra Daireleri'nin yetkili olduğuna dair yetki sözleşmesi yapılmış ise de, avalist borçlular ... ve ... gerçek kişi olup dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre, HMK.'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi kendilerini bağlamaz. Ancak itiraz eden borçlulara, ödeme emrinin 31.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu .... Yalı'ya ise, ödeme emrinin ikametgahı olan Başakşehir/... adresinde 10.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, takibin, adı geçen borçlu yönünden, itiraz tarihi olan 07.09.2015 tarihinden önce kesinleştiği, dolayısıyla ......
Ancak itiraz eden borçlulara, ödeme emrinin 31.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu Timuçin Devrim Yalı'ya ise, ödeme emrinin ikametgahı olan Başakşehir/İstanbul adresinde 10.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, takibin, adı geçen borçlu yönünden, itiraz tarihi olan 07.09.2015 tarihinden önce kesinleştiği, dolayısıyla İstanbul İcra Dairesinin yetkisinin de kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takibin yapıldığı İstanbul İcra Dairesi, borçlu Timuçin Devrim Yalı'nın ikametgahındaki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlular ... ve ...'ın yetkiye yönelik itirazları, HMK'nun 7/1. maddesinin ilk cümlesi uyarınca yerinde değildir. O halde; mahkemece yetki itirazının reddi ile borçluların diğer itirazları incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." ...nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir. Somut olayda, uyuşmazlık ...... bedelinin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki kuralı olmadığına göre, davalının yetki itirazı bulunmamasına rağmen Mahkemece, kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır....
Dosyanın yetki yönünden yapılan itiraz sonrasındaki inceleme neticesinde; İcra takibinde asıl olan borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde takibin açılacağı göz önüne alındığında; davalının yerleşim yeri Cuma Mah. Elektrik Sok. No: 12 /B İnegöl/Bursa olduğu yetkili icra dairesinin İnegöl İcra Müdürlüğü olması gerektiği açıktır. Diğer bir durumda ise; itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisini öncelikle incelemesi gerekeceği, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun bir şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekeceği göz önüne alınması gerekmektedir. Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; takibe başlanılan icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelendiğinde yetkili icra dairesinin İnegöl İcra Müdürlüğünün olduğu anlaşılmakla buna bağlı olarak da itirazın iptali davası usulüne uygun bir takibe dayanmadığından davanın yetki bakımından reddine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2020/339 ESAS 2021/205 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/91940 Esas sayılı dosyasından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların 19/04/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini bunun üzerine icra müdürlüğünce takibin durmasına karar verildiğini, davalı - borçluların yetki itirazının usul ve yasaya uygun olmadığını, bu nedenle yetki itirazının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....