Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının davalı ile arasındaki ilişkinin borç verme ve ticari ilişkiye dayandığını belirttiğinden, davanın belirtilen bu niteliği itibariyle alacaklı olan davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olacağı düşünülse bile dava dilekçesinin ekindeki vekaletnameden davacının ikametgahının da Şişli Mahkemelerinin yetki alanında kalmadığı, dolayısıyla eldeki davanın yetkili mahkemede açılmadığı, bu durumda yetki hususunda seçimlik hak yetkisinin davalıya geçtiği, davalının da yetkili mahkeme olarak İzmir Mahkemelerini bildirdiği, yetki itirazının süresinde olduğu gerekçeleriyle yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK.nun 6.maddesi hükmüne göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir (HUMK.nun 9.maddesi)....

    , yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı ifade edilmiştir....

      Davalı T4 de 06/03/2020 günlü cevap dilekçesinde; ikametgahının Kırklareli ile olduğunu, taşınmazın da bu yerde bulunduğunu, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece davalıların yerleşim yerinin Kırklareli olduğu ve süresi içerisinde yetki itirazında bulundukları, HMK'nın 6.maddesi uyarınca yetki itirazının haklı nedene dayandığı görüşünden hareketle; "1- Davalıların yetki itirazının kabulüne, yetkili mahkemenin Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, 2- HMK 20 Md.uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, " karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/241 E. sayılı dosyasında verilen kararın hüküm kısmında tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin bir karar verilmediğini, yetki itirazının ve diğer itirazların süresinde olup olmadığının da muamma olduğunu, tebligatın geçersizliğine yönelik bir mahkeme kararı bulunsa dahi buna ilişkin şikayetin kesinleşmesinin zorunlu olduğunu, ıttıla tarihi itibariyle dava açmamış olan borçlu davacının yetki itirazının da dinlenemeyeceğini, Malatya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/241 E. sayılı davasını istinaf ettiklerini, yetkisizlik kararı verilen dosyanın kesinleşmesi gerektiğini, bu nedenle dosya kesinleşmeden dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin mümkün olamayacağını, buna ilişkin emsal Yargıtay İçtihatlarının mevcut olduğunu, İcra Müdürlüğünün 12/03/2020 tarihli işleminin yasa gereği olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      itirazının yerinde olduğu gerekçesi ile itirazın kabulüne, muteriz borçlular yönünden İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca talep edilmesi halinde borçlular hakkındaki icra dosyasının tefriki ile yetkili Alanya İcra Dairesine gönderilmesine, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itiraz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        Davada yetki itirazının ilk itirazlardan olması nedeniyle davalının yetki itirazı nedeniyle yetki hususunun dava şartı olarak değil ilk itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafa dava dilekçesinin 01.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı alacaklı tarafından uyap sistemi üzerinden verilen cevap dilekçesinde yasal 2 haftalık süre içerisinde 14.02.2021 tarihinde yetki itirazında bulunulduğu, davacıların şikayet olarak bildirdiği ancak mahkememizce davacıların talebinin istihkak talebi olduğu yönündeki hukuki vasıflandırmaya göre davacıların istihkak talebi yönünden davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu, davacı 3. kişilerin istihkak davası bakımından öncelikle yetki hususunun değerlendirilmesi gerektiği, istihkak talepli 3. kişiler tarafından ikame edilen istihkak davasında genel yetkili mahkemenin HMK'nun 6. maddesi gereğince davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalı alacaklı şirketin adresinin Beşiktaş...

        A.Ş. yönünden yetki itirazının kaldırılması talebinin REDDİNE, -Ret kararları esasa ilişkin nedenlerden olmadığından tazminat taleplerinin REDDİNE, -Borçlu T3 yönünden ise Ankara 15....

        Davacı tarafından akdi ilişkiye de dayanıldığı iddia edilmiş ise de davalının borca itirazında akdi ilişkiyi de reddettiği, takibe dayanak belgede herhangi bir ödeme yerinin gösterilmediği, dolayısıyla Bakırköy Adliyesi'nin takipte yetkili olmadığı anlaşılmakla davalının yetki itirazının kanuna uygun olduğu ve takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşılmakla, davacının itirazın kaldırılması talebinin reddine “ dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı alacaklı istinaf dilekçesinde özetle : alacağının tahsili için davalı borçlu aleyhine İstanbul 9....

        Somut uyuşmazlıkta da davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde icra takibindeki yetki itirazına ek olarak itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, yerel mahkemece de isabetli bir şekilde öncelikli olarak icra takibine yapılan yetki itirazının değerlendirildiği görülmüş ise de, mahkemece icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkili olmadığına dair varılan sonuç doğru değildir.Zira; 6100 sayılı HMK'nın "Yetki Sözleşmesi" başlıklı 17. maddesinde, "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." hükmü düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesi ile getirilen bu yetki kuralı, kesin değil, münhasır yetki niteliğindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirketin müvekkiline ait taşınmazda kiracı olduğunu, kira bedellerini ödememesi üzerine davalı şirket hakkında çok sayıda ... takibi başlattıklarını, ancak davalının herhangi bir ödemede bulunmadığını, en son alacaklarının 50.000,00 TL'lik kısmı için davalı hakkında başlattıkları iflas yoluyla takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılması ile iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın .../......

          UYAP Entegrasyonu