Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; takibe dayanak teşkil eden bononun tanzim yerinin Karamürsel olduğunun anlaşılması karşısında davacının yetki itirazının reddine karar verilerek borca itiraza yönelik incelemenin yapılması gerektiği halde yerinde olmayan gerekçeyle yetki itirazının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin yetki itirazının kabulüne yönelik kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

nin, müteselsil kefil olarakta şirket ortağı ünvanı ile T3 imzalarının bulunduğu, bu durumda sözleşmede düzenlenen yetki anlaşmasının tarafların tacir olması nedeniyle geçerli olduğu, ayrıca takibe dayanak kredi sözleşmesi ve kat ihtarlarına göre davacının İİK'nın 150/ı maddesi kapsamında mahkememizden yetki itirazının kaldırılmasını talep hakkı bulunduğu anlaşılmakla davalı T3 yetki itirazının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davanın KABULÜ ile davalı borçluların Erzurum 2. İcra Müdürlüğünün 2020/1988 Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları yetkiye itirazlarının KALDIRILMASINA, takibin kaldığı yerden devamına," şeklinde karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması istemi hakkında karar verildikten sonra yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazı gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması istemi hakkında karar verildikten sonra yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazı gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra müdürlüğünün 2016/20634 Esas sayılı dosyasında başlattıkları icra takibine karşı borçlu tarafından yapılan itirazda yetki itirazının yanı sıra borcun 105.683,40 TL’sinin kabul edildiğini, yetki itirazının kabulü ile Ankara 19. İcra müdürlüğünün 2020/9138 Esas sayılı dosyasında devam eden takip dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı bu sefer borçlu tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini, borçlunun açık ikrarı karşısında artık takibe dayanak belgelerin İİK. 68. Maddesi niteliğinde olup olmadığının araştırılamayacağını, taraflar arasında akdedilen 01/07/2012 tarihli rödovans sözleşmesinden kaynaklanan borcunun bulunduğunu, kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Ankara 19. İcra müdürlüğünün 2020/9138 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; İstanbul 36....

      Mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.” Somut olayda Daire satış sözleşmesinin taraflara edimler yüklediği ve bu edimlerin yerine getirilmesi halinde ücretin ödeneceği öngörüldüğünden dayanak belge kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemektedir. Bu nedenle yetki itirazının kaldırılmasına ancak itirazın kaldırılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kısmen kabul kısmen reddine, yetki itirazının kaldırılmasına, Bakırköy 10. İcra Müdürlüğününün 2020/6654 E. sayılı dosyasında borca ve faize itirazın kaldırılması talebinin reddine" karar verildiği görülmüştür....

      İİK’nun 50 nci maddesi yetki meselesini düzenlemektedir. Maddenin ikinci fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itirazla birlikte yapılacağı, Tetkik Merciinin önce yetki itirazını inceleyip kesin bir sonuca bağlayacağı, belirtilmiştir. Bu madde hükmünün itirazın iptali için müracaat edildiği hallerde de uygulanacağının kabulü gerekir. Zira, İİK’nun 67'nci maddesinde açıkça “Takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemeyen alacaklı” denildiğine göre, alacaklıya ya mahkemeye yada mercie müracaat imkanı bakımından bir tercih hakkı tanınmaktadır. Alacaklı tercihini mahkemeye müracaat şeklinde yapmışsa artık mahkemenin hem icra dairesinin yetkisine itirazı ve hem de borcun esasına ilişkin itirazı incelemesi gerekecektir. Esasen merciiden daha geniş yetkili bir mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir sebepte bulunmamaktadır. Bütün bu hususlar nazara alınarak somut olay incelendiğinde; ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetki itirazının kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Diğer taraftan takip talebinde yer almayan faize ilişkin bir kısım hususların yetki itirazının kaldırılması dilekçesinde istenmesi de mümkün değildir. Yetki itirazının kaldırılması halinde tazminata da hükmedilemez. Ancak, davalı Üniversitenin 2547 Sayılı Yasa’ nın 56/b ve “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanunun 56 ncı maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade ederler” şeklindeki Ek Madde 7  delaleti ile Harçlar Yasa’sının 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu anlaşıldığından davalının harç giderlerinden sorumlu tutulması yerinde değildir. İlk derece mahkemesi kararındaki diğer hatalar ise istinaf edenin sıfatına göre borçlu aleyhine sonuç doğurmadığından dikkate alınmamıştır....

          Bu hüküm uyarınca, yetki itirazının yerinde görülmesi hâlinde ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilir. Diğer bir anlatımla yetki itirazının kabulü hâlinde mahkemece HUMK’un 27. maddesine göre, dosyanın yetkili mahkeme belirtilmek suretiyle yetkisizlik kararı ile gönderilmesine karar verilemez ve aynı Kanunun 193. maddesindeki usul uygulanamaz. Birden fazla yetkili mahkemenin bulunması hâlinde ihtiyati haciz isteyen alacaklı, borçlunun yetki itirazında belirttiği yetkili mahkemede ihtiyati haciz talep etmek zorunda olmadığından, borçlunun HUMK’un 23.maddesi anlamında yetkili mahkemeye ilişkin seçimlik bir hakkı da bulunmamaktadır. Yetki itirazının kabulü suretiyle ihtiyati haczi kaldırılan alacaklı, borçlunun yetki itirazında belirttiği yerle sınırlı olmaksızın yetkili herhangi bir yerden tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğine göre, borçlunun da yetki itirazında birden fazla yer gösterebilmesi taraflar arası eşitlik ve menfaatler dengesine de uygun düşer....

            UYAP Entegrasyonu