Davacı, dava dilekçesi ile özetle; davalıdan fatura sebebiyle 60.003,10-TL alacaklı olduklarını, takip başlatttıklarını fakat Büyükçekmece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalının borcuna karşılık 25.000-TL bedelli ve 16.08.2020 keşide tarihli çeki verdiğini ve çekin tahsil edildiğini fakat davalının bakiye borcunu ödemediğini, yetki itirazı sonrasında icra dosyasının yetkili Küçükçekmece İcra dairesine gönderildiğini ve takibe devam edildiğini, davalının borcun 35.002,20-TL’lik kısmına itiraz ettiğini iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın 44.492,85-TL üzerinden iptalini talep etmiştir....
belgeler arasında yer alan üye eser bildirim listesine göre ... isimli eserin söz yazarı ve bestecisi olduğu belirtilen ... isimli sanatçının MESAM meslek birliği ile yapmış olduğu 2013 tarihli şikayet tarihini kapsayacak şekilde düzenlenen yetki belgesinin dosya içerisinde bulunduğu hususu da göz önünde bulundurularak hak sahipliği belgelerinin değerlendirilmesi; suça konu eserler arasında yer alan Evvelim Sen oldun Ahirim Sensin ile Kendim Ettim Kendim Buldum isimli eserlerin söz yazarı ve bestecisi olan ... varisi ... ile ... meslek birliği arasında düzenlenen şikayet tarihini de kapsayacak şekilde yetki belgesi bulunmasına rağmen veraset ilamının dosya içerisinde yer almadığı anlaşılmakla, ilgili veraset ilamı dosya arasına alınarak tüm kanıtların birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...
Takibin birden fazla borçlu hakkında başlatılmış olması ve borçlu davacı şirketin yetki itirazının süresinde olmaması karşısında, yetki itirazı kabul edilen davacı T3 yönünden icra dosyasının tefrikine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi, Beraat Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Avukatlık Kanunu’nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başkasını tevkil yetkisini haiz olduğu bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi, vekaletnamesinde birden fazla avukat tarafından tarafından temsil edildiği, şikayetçinin dosyada ise birden fazla vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat ...’in mazeret beyanında bulunduğu, diğer vekillerin mazeret beyanında bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Avukatlık Kanunu’nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başkasını tevkil yetkisini haiz olduğu bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi, vekaletnamesinde birden fazla avukat tarafından tarafından temsil edildiği ve temyize konu dosyada yer alan beyan dilekçesinde de yine birden fazla avukat ile temsil edilmesine karşın, vekillerden sadece Avukat ...’ün ve Avukat ...‘ın mazeret beyanında bulunduğu, diğer vekillerin mazeret beyanında bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....
tarafından açıkça belirtilmediğini yine aynı hüküm gereğince itiraz edilmemiş sayılması gerektiğini ancak icra müdürlüğünün İİK. nun 62/4 maddesinin bu açık hükmüne rağmen davalı şirketin yasaya aykırı kısmi itirazı geçerli sayılarak 24.11.2020 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, yetki itirazı ile takibin durdurulmasına yönelik 24.11.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....
Yetki kuralları kesin olmadığında, HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....
O halde, Mahkemece davacının yetki itirazının kabulü kararı usul ve yasaya uygun olup karar isabetlidir. Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davacı vekili her ne kadar yetki itirazı dışındaki iddialarına yönelik inceleme yapılmadığından bahisle istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; yetki itirazının kabulünden ve icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra ödeme emrinin yeniden tebliği üzerine borçlunun yetkili Mahkemede itirazlarını ileri sürmesi halinde incelenmesinin mümkün olduğu, yetki itirazının kabulünden sonra borçlunun sair itirazlarının incelenmesine olanak bulunmadığı, işin esası da incelenmediğinden yetki itirazının kabulü halinde yasada tazminat yaptırımı getirilmediğinden tazminata hükmedilmesine olanak bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusu sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle,tarafların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esas yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu nedenle, mahkemece davalının yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetki itirazı dışındaki diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.06.2015 (Çrş)...