YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine gönderilen tebligatın, adresin değiştiği ve yeni adresin bulunamadığı gerekçesi ile iadesi üzerine aynı adreste TK'nın 35. maddesine göre tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığını, Uyap-PTT entegresyonu sayesinde tebligat aşamalarının Uyap sistemi üzerinden takip edilebildiğini, yetki itirazının da usulüne uygun tebliğ nedeniyle süresinde olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrar ile istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ile İİK'nın 169. Maddesine dayalı yetki itirazına ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58/3., 61/1. maddeleri uyarınca ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun “Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesinin 2. fıkrasında, birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verileceği, bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacının elektronik tebligat adresi açık ve aktif olduğundan, tebligatın elektronik yolla yapılması yasal zorunluluktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itfa iddiasına dayalı olarak borca itiraz edildiği; mahkemece 14.12.2015 günü, dosya üzerinden verilen kararda borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ıttıla tarihi olan 11.11.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltildiği, borca itiraz hakkında herhangi bir karar verilmediği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmeksizin sadece tavzih talebinde bulunulması üzerine bu defa...
İcra Müdürlüğü'nün 2020/5380 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin davacıya tebliği işleminin usulsüz olduğunu, tebligatın doğrudan muhtara bırakıldığını, adresin kapısına 2 nolu ihbarname yapıştırılmadığını, davacının geçici veya sürekli olarak adreste bulunup bulunmadığının tespit edilmediğini, takipten 27/01/2021 tarihinde haberdar olunduğunu, takipte yetkili icra müdürlüğünün Ankara Batı İcra müdürlükleri olduğunu, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini bildirerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/01/2021 olarak düzeltilmesine, süresinde yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece; Yetki itirazının ve borca itirazlarının süreden reddine , usulsüz tebligat şikayetinin ve şikayetlerinin ayrı ayrı reddine, davalı T5 yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, yasal koşulları oluşmadığından davacı aleyhine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, yönelik karar verildiği görülmüştür....
Ancak davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği ve davalı cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği halde haklı çıkan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9086 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 14/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2020/641 Esas ve 2021/207 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile İzmir 15....
No:18/4 Yenişehir / MERSİN" olduğu, TK 10 maddesi uyarınca bu adresin bilinen adres olarak kabulünün gerektiği, takipte ise bilinen adrese tebligat yapılmaksızın "Pirireis Mah. 1120 Sk. Karakurtlar Sit. B Blok 13/1 Yenişehir/Mersin" adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iadesi üzerine borçlu şirketin ticaret sicildeki kayıtlı adresine TK.nun 35. maddesi uyarınca ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğu, borca itiraz yönünden ise takibin genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu ve takibin türüne göre borca itirazın icra dairesi nezdinde yapılması lüzumu karşısında, mahkeme nezdinde yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 3.İcra Müdürlüğünün 2021/1650 esas sayılı icra takibinde davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine, taraf leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir....
N.53 Nilüfer/ Bursa" adresine ödeme emrinin tebliğ edildiğini, icra dosyasından yapılan tebligat usulsüz olup iptali gerektiğini, ancak bu tebligat ve şerh usulsüzdür zira işbu adres senet üzerindeki adres olmadığı gibi müvekkilin bilinen adresi veya MERNİS adresi olmadığını, öncelikle takibin durdurulmasın yönelik teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibin iptaline, ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan ve takibe dayanak evrakın kambiyo vasfı taşımaması sebebiyle takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü bulunmakla davacı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz olunmuş ancak yetkili icra dairesi açıkça gösterilmediğinden, yasaya uygun olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiş, borçlunun anılan bono yönünden borca itirazını İİK. nun 169/a maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile ispatlayamadığına göre borca itirazının reddine ve takip durmadığından davalı tarafın tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacının davasının reddine, tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...