Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 29/09/2020 tarih, 2019/2351 esas ve 2020/1508 karar sayılı kararı ile; Dairemizin önceki kararında davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti incelenip bir karar verilerek itirazın süresinde olup olmadığının tespiti ve daha sonra yetkiye, imzaya ve borca yönelik itirazların değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı kaldırılmasına rağmen, mahkemece yeniden yapılan yargılamada Dairemizin kararına ve dosya içeriğine uygun düşmeyecek şekilde davacının usulsüz tebliğe yönelik bir şikayetinin olmadığı kabul edilerek usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilip bir karar verilmeden diğer itirazların süre yönünden reddinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemizin kararına ve daha önceki 31/05/2018 tarih, 2018/423 esas ve 2018/1222 karar sayılı kararına uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere ilk...

tebliğ işlemi Tebligat Kanunun'nun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile tebligat yönetmeliğinin 30 ve 35.maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğunu, yapılan bu usulsüz tebligatlar nedeniyle takipten haberdar olmadıklarını, itiraz süresini kaçırdıklarını, haksız veyersiz olarak haciz işlemi uygulandığını ve zarara uğradıklarını, T1 hakkında 09/07/2019 tarihinde fiili haciz işlemi için adresine gelindiğinde ancak o zaman icra takibinden ve takibe konu senetlerden haberdar olduklarını, bu sebeplerle 11/06/2019 ve 13/06/2019 olarak kabul edilen ödeme emri tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 09/07/2019 olarak düzeltilmesini talep etmiş devamla; takip konusu senetteki imzaya ve borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, icra takibine konu senetlerle hiçbir ilgilerinin olmadığını beyanla, tüm itirazlarının kabulü ile takibin iptalini davalının kötüniyetli takip nedeniyle takip konusu alacağın %20 si oranında tazminata ve %10 oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin müvekkili şirkete usulsüz tebliğ edildiğini, tebligattan 12/11/2020 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürerek, , yetkiye, asıl alacağa, faize ferilerine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca ve yetkiye itirazın reddine karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır."...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava konusu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya/borca itiraza ilişkindir. Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/2072 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin davacı borçlu T6 26/11/2018 tarihinde, davacı borçlu şirkete ise 02/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz olarak 07/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada; davalı alacaklının takipten 05/02/2021 tarihinde feragat etmesi nedeniyle, icra dosyası feragat ile kapatıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığını, döviz alacağının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığını, dar yetkili icra mahkemesinde tanık dinlenemeyeceği gibi ticari defter ve kayıtların da incelenerek sonuca gidilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; davacıya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 10, 17, 20 ve 21. maddelerine uygun olarak yapıldığı ve Tebligat Kanunu'nun 20. maddesine göre tebligatın 16/10/2018 tarihinde yapılmış sayıldığı, bu tarihten itibaren 5 gün içerisinde itiraz edilmesi gerektiği, ancak itirazın bu süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine, diğer itirazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....

, davacının yetki itirazının reddine, davacı T6 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, sair taleplerin ise süre yönünden reddine" karar verildiği görülmüştür....

İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüzlüğün tespitine, ödeme emrinin tebliği tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olan 07.08.2020 olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini, tebligatın usulüne uygun olduğunun tespiti halinde ise, borçlu Tebligat tarihinde İstanbul il sınırları dışında olduğundan ve İstanbul'a 05.08.2020 tarihinde dönmüş olduğundan kusuru olmaksızın müddeti içinde itiraz edemediğinden gecikmiş itirazlarının kabulüne ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının kambiyo vasfına yönelik şikayeti ile yetkiye ve borca itirazının süreden reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....

Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kaldırma/Ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetki, imza, borca kısmi itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı-borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi (05.02.2020) olarak belirlenmesine, İİK'nın 169/a ve 170. maddeleri uyarınca davacı-borçlunun borca itirazının ve imzaya itirazının, yetkiye itirazının ayrı ayrı reddine, Kırklareli İcra Müdürlüğünün 2020/230 esas sayılı takibinin devamına, takip durdurulduğundan İİK'nın 170. maddesi uyarınca davacı-borçlu aleyhine Kırklareli İcra Müdürlüğünün 2020/230 esas sayılı icra dosyasında asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, iş bu icra inkar tazminatının borçludan tahsili ile alacaklıya verilmesine, İİK'nın 170. maddesi uyarınca davacı-borçlu aleyhine...

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; mahkemesince davacı tarafından dava dilekçesinde usulsüz tebligat iddiasınında bulunmadığı, davacı tarafından borca itirazlarını en geç 06/07/2021 tarihinde kadar yapması gerektiği halde davanın 20/09/2021 tarihinde açıldığı, bu durumda borçlunun itirazlarının süresinde olmadığı anlaşıldığından dava yasal sürede açılmadığından yetkiye ve borca itirazının süre aşımından reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür. Halbuki dava dilekçesi incelendiğinde açık bir şekilde davacının usulsüz tebligat şikayeti olduğu anlaşılmakta olup, bu hususun göz ardı edilerek açılan davanın süre aşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    UYAP Entegrasyonu