Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda icra takibine yapılan yetki itirazının geçersiz olması nedeniyle mahkemece kendi yetkisine yapılan itirazın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

      Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

        hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir. Somut olayda, davacı vekili, davalı tarafından yapılan şikayet üzerine Tüketici Hakem heyeti tarafından alınan karar gereğince davalının hesabına ilgili tutar yatırıldığı halde, davalı tarafından Hakem Heyeti kararının icra dosyasına konu edildiği ve müvekkil şirketin istirdat hakkını saklı tutarak ikinci kez ödeme yaptığını iddia ederek, cebri icra tehdidi altında ödenen tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğiyle dava açmış olup Tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz edilmediği gibi davalının yetki itirazı da bulunmadığı ve takip ... ilçesinde yapıldığı ve davalı ... İlçesinde ikamet ettiği halde ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) çözümlenmesi gerekmektedir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan mal ve hizmet bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız yere borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, davacı şirketin merkezinin İstanbul olup, davaya konu alacağın Milas Şubesi'nin işlemlerinden kaynaklandığını ispat edemediği, hal böyleyken takibin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı mal ve hizmet faturasına dayanarak icra takibi başlatmış, davalı icra dosyasında borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur....

            İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanun'un 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur, hükmü yer almaktadır....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/518 D.İş - 2022/524 Karar sayılı dosyasında verilen 16/06/2022 tarihli ek karar ile; "Mahkememizce görülüp karara bağlanan talebin, çek aslına dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olduğu, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından her ne kadar ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz edilmiş ise de; ihtiyati hacze dayanak çekin ibraz edildiği ve ödeme yasağı bulunduğundan işlem yapılamadığı, götürülecek borca dönüşen istem bakımından alacaklının kendi yerleşim yeri itibariyle yetkili olan mahkememizden talepte bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına yapılan yetki itirazının iş bu gerekçelerle yerinde olmadığı; yine itiraz eden vekilinin çek lehtarı tarafından dolandırıldığı ve çeke ilişkin olarak tanzim tarihinden önce ödeme yasağı kararı alındığı şeklindeki itirazlarının ise ihtiyati haciz kararına engel oluşturmadığı, zira bu yöndeki itiraz sebeplerinin yargılamayı gerektirdiği ve dosyanın mahiyeti gereği...

                Dairelerinin görevli ve yetkili olduğunu belirttiğini ve itirazında yetki sözleşmesine dayanmadığını, ancak borçlunun dava esnasında dayandığı yetki sözleşmesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, itiraz eden borçlunun, itirazın kaldırılması duruşmasında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceğini ve genişletemeyeceğini, borçlunun, icra müdürlüğüne yaptığı yetki itirazı ile bağlı olduğunu, hem geçerli bir yetki itirazı olmadığından hem de eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, işin yapıldığı yer mahkemesi de yetkili olduğundan Gebze İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunun tartışmasız hale geldiğini, icra dairesinin yetkisinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olmadığını, bu nedenle alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip başlatması halinde icra dairesinin yetkisizliğini kendiliğinden gözetemeyeceğini, davalı/borçlunun takip konusu borcu kısmen kabul ettiğini ve o kısmı aşacak şekilde de ödeme yaptığını, yetki itirazının, borca itiraz ettiği kısma ilişkin kabul edilmesi gerektiğini...

                İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2020/433 ESAS - 2021/637 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

                Davalının, yetki itirazının değerlendirilmesinde somut olayda kira sözleşmesinin taraflarının tacir ve kamu tüzel kişisi olduğu, takibe dayanak 01.01.2019 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 15.maddesinde "bu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Ankara Mahkemesi ve İcra Dairesi yetkilidir" hükmü bulunduğu anlaşılmakla HMK'nın 17.maddesi gereğince yetki şartı geçerli olduğundan davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, yine davalının ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu yönündeki itirazına ilişkin İcra hukuk mahkemesine şikayet yoluna gidilerek şikayetin kabulüne ilişkin delil sunmadığı anlaşıldığından yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının dava nedeniyle yapılan tebliğin usulsüzlüğüne ilişkin iddiasının incelenmesinde, davetiyenin kiracının Ticaret Sicil Gazetesindeki kayıtlı adresine yapıldığı ve tebligatın geçerli olduğu anlaşılmakla itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf...

                UYAP Entegrasyonu