Her dava ve şikayet, davanın açıldığı andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/12- 177 E., 2011/300 K. sayılı kararı). İtiraz ve şikayet tarihinden sonra borcun ödenmiş olması, itiraz ve şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. Bu nedenle yargılama devam ederken icra dosyasının infaz edilmesi sonuca etkili değildir. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava, aidat ve sermaye arttırım alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yetki ve borcun esasına yönelik yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak,...Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce...Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa,...Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır....
Şikayet tarihinden itibaren 7 gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir, aksi halde başkaca bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir" düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davalı Denizbank A.Ş. tarafından Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11233 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, Anılan icra müdürlüğünce Alanya 2. İcra Müdürlüğüne yazılan talimat üzerine kıymet takdiri raporu düzenlendiği eldeki davanın bu kıymet takdirine itiraz niteliğinde olduğu, kıymet takdiri Alanya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2019/46 Talimat sayılı dosyası ile yapıldığından kıymet takdirine itiraz davasında Alanya 2. İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle Alanya 2....
İcra Müdürlüğünün işlemlerine yönelik şikayet ve itirazları incelemekle görevli olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın .... maddesi; "İcra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından yapılır” hükmü yer almaktadır. Somut olayda borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine ilişkin bir itiraz olup, itirazı incelemeye yetkili icra mahkemesi İİK'nın .... maddesi uyarınca icra takibinin yapıldığı yer icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesidir. Bu yetki kamu düzenine ilişkin olup kesindir. Bu nedenle, ... İcra Müdürlüğünün 2017/1891 Esas sayılı icra dosyasında anılan takibe yönelik yetki itirazını inceleme görevi de ... İcra Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......
O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddi ile diğer şikayet ve itiraz nedenleri incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de; 4 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte, avalist gerçek kişi borçlular diğer şikayet ve itirazları ile birlikte yetkiye de itiraz etmiş, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir....
Başvuru; genel haciz yolu ile ilamsız takipte tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayet, takibe itiraz ve hacizlerin kaldırılması şikayetine ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının tarafların murisi T1 aleyhinde ev satım sözleşmesinden doğan alacağının tahsili amacıyla 22/07/2020 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığı, murise 27/07/2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, takip borçlusu T1’ün 03/09/2020 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının takipte taraf olarak eklenmediği, davacıların 13/10/2020 tarihinde takibe itiraz ettikleri görülmüştür....
HD. 28.12.2011,363/2892) Somut olayda, mahkemece de, şikayet olunan İ.İ.K.'nun 121. Maddesine göre yetki alıp izale-i şuyu davası açmakla satış istemiş gibi kabul edilmiş ise de, şikayet olunan yetki alıp iki sene içerisinde izale-i şuyu davası açmakla birlikte, izale-i şuyu kararından itibaren İİK’nun 106. maddesinde belirlenen 2 yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunmamıştır. Bu durumda, şikayet olunanın haczinin düştüğü kabul edilerek oluşan uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....
(Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise somut uyuşmazlık hakem heyeti kararına itiraz davası niteliğinde olmayıp icra takibi nedeniyle istirdat davası niteliğindedir. Dolayısıyla kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olmadığı davalının da yetki itirazında bulunmadığı bu şekilde davanın ilk açıldığ.....Mahkemesinin yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8'de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir....