Somut olayda; alacaklı Düzce İcra Dairelerinde takibe girişmiş ise de, borçlu şirketin adresi K.../İstanbul; diğer borçlu gerçek kişinin adresi ise ayrı bir adli teşkilatı bulunan C.'dir. Dolayısıyla alacaklının takip başlattığı Düzce İcra Dairesi, her iki borçlunun da ikametgahı İcra Dairesi olmadığı gibi, itiraz eden için özel yetkili de değildir. Bu nedenle; diğer borçlunun ikametgahı İcra Dairesi olmayan Düzce İcra Dairesi'nin yetkisinin kesinleşmiş olması, yine ikametgahı Düzce olmayan davacı şirketin yetki itirazında bulunmasına engel değildir. Zira, yetki konusunda tercih hakkını doğru kullanmayan alacaklının bu hakkı artık karşı tarafa geçmiştir ve yetki itirazının dinlenmesi gerekir. Yukarıda ve mahkeme kararında açıklanan tüm bu nedenlerle borçlu/şirketin yetki itirazının kararı usul ve yasaya uygun olup, onanması gerekir....
İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, yapılan takibe yetki itirazının bulunduğunu, borca ve miktara itirazının söz konusu olmadığını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinde haklı olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ilamsız icrada yetki konusunun ilamlı icradakinin aksine HUMK 'nundaki yetki kurallarının esas alınarak kıyasen belirleneceği, İİK'nun 50.maddesi uyarınca genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğu, nafaka alacaklısının mutlaka nafaka borçlusunun yerleşim yeri icra dairesinde takip yapmak zorunda olduğu, ancak bu yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve icra dairesi yetkisizliğini mahkemenin kendiliğinden gözetemeyeceği, borçlunun takip yapılan icra dairesinin yetkisine süresinde yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olması ve ... İcra Dairesi'nin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.Uyuşmazlık konusu takibe konu edilen alacak ......
Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.08.2021 tarih ve 2021/509 D.... 2021/533 K. Sayılı İhtiyati haciz kararının uygulanması sonucunda 25.08.2021 tarihinde malvarlığına haciz konulması nedeniyle muttali olunduğunu, 2)Yetki itirazı yönünden; icra takibine konu senetlerde ihtilaf vukuunda senette yetkili olarak belirtilen adres ... ili olmasına rağmen takibin ... ... Sarayında açıldığını, yetkili icra dairesinin ... icra daireleri olduğunu, 3)İmza itirazı yönünden; senetlerdeki ve 12.03.2018 tarihli protokoldeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, 4)Borca itiraz yönünden; takip konusu senetlerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını ve müvekkilinin karşı tarafa bir borcu bulunmadığını, 5)Faize, faiz oranına itiraz yönünden; talep edilen işlemiş ve işleyecek faiz oran ve miktarına itiraz ettiklerini, müvekkilinin temerrüde düşmesi için ihtarname keşide edilmediğini, bu nedenle yetki itirazının kabulü ile ... İcra Dairelerinin yetkili olması nedeniyle ......
o aşamada imzaya ve borca itiraz etmediğini ve borcu da ödemediğini, hal böyle olunca protesto ile ihtar esnasında itiraz etmediği tüm hususlara takip aşamasında itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu beyan ederek haksız, yersiz ve hukuki mesnetten uzak davanın reddine, haksız yere ve süresi dışında imzaya, borca ve faize itiraz eden borçlunun takibin durdurulması ve iptali davasının reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak ipoteğin tetkikini davaları, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında menfi tespit davası olarak kabul edildiğinden icra takibine ve işbu dosyaya etkisi bulunmamaktadır. Ayrıca ipoteğin terkini dosyasından alınmış bir tedbir kararı bulunmadığından davalıların mesnetsiz itirazlarının reddini talep ediyoruz. Davalıların borcun varlığına ilişkin açıkça bir itirazları bulunmamaktadır. Sadece yetkili icra dairesinin yetkisine ve davalılarca ipotek senedindeki ipotek türü anlaşılmadığından ipotek senedinin kesin borç içermediğine itiraz edilmiştir. ... Tapu Müdürlüğü'nün 28,02.2012 tarih ve ... yevmiye nolu ipotek belgesi ve resmi senedin de yetki şartı ve Üst sınır ipoteğinin varlığı geçerli ve açık olduğundan ve açıkça borca itiraz edilmediğinden bu sebeplerle itirazın reddi gerekmektedir. Davalıların borca açıkça itiraz etmemelerine rağmer borca itiraz ettiklerinin kabulü halinde bile borca itirazlarının reddi gerekmektedir....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçemiz ile birlikte hem yetkiye yönelik itirazlarını hem de borca yönelik itirazlarını ileri sürdüklerine, yerel mahkeme sadece yetkiye yönelik itirazları değerlendirerek karar verildiğini, borca itiraza yönelik itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, mahkemenin her bir talebi menfi yada müspet bir karara bağlamakla yükümlü olduğunu, verdiği kararların da gerekçesini somut olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 50/2. ve 169/a-1. maddelerine göre süresinde yapılan yetki itirazı diğer itiraz ve şikayetlerden önce incelelenerek karara bağlanır. Yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine, süresinde gönderme talebinde bulunulması ve yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi durumunda, yeniden çıkartılacak ödeme emri üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı doğar....
İcra Dairesi olduğunun belirtildiği, takip dayanağı çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve itiraz eden borçlunun adresi itibariyle ... İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı ve yetki itirazında da yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak bildirilmediği, dolayısıyla bu durumda yetki itirazının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilip, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu T6'na ve davacı borçlu şirkete Beyşehir/Konya adresinde ödeme emri tebliğ edilmişse de, senette düzenleme yerinin İstanbul olup, takibin de İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatılmasında usulsüzlük yoktur. Bu durumda; davacı şirket yönünden yetki itirazının reddine ilişkin verilen Mahkeme kararı yerinde olup; davacı/şirketin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiş ise de; Mahkemece davacı Havva T6nın yetki itirazının reddi ile sair borca ve takibe yönelik itirazları hakkında mevcut dosya kapsamında bildirilen deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kabul edilerek sair borca ve takibe yönelik itirazları hakkında yetkili icra müdürlüğünce karar verilmesine ilişkin kararı isabetsiz olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına ......
Davalı, haciz yoluyla ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca, açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece yetki itirazlarının incelenmediğini ve buna ilişkin bir karar verilmediğini, takibe konu senet üzerinde İstanbul Merkez Mahkemeleri yetkili kılındığından genel yetki kuralının uygulanamayacağını, İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ayrıca davanın reddine dair kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : İzmir 4....