- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sadece yetki yönünden itiraz edildiğini, bu nedenle davanın İcra Tetkik Merciinde görülmesi gerektiğini, davacının talebinin gizli ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılmasına ilişkin olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının sadece yetki yönünden takibe itiraz ettiği, itirazındaki diğer hususun harca ilişkin olup, itiraz niteliğinde sayılamayacağı, müstakilen yetki itirazının İcra Tetkik Merciinde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ve dava dışı Kenan Demir aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının yetki itirazında bulunduğu, ayrıca borca itiraz ettiği, takibe konu senetlerde düzenleme yerinin İstanbul yazılı olduğu, bu nedenle davacı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığı, davacı tarafın takibe konu senetlerdeki imzaya itiraz etmediği, her ne kadar davacı taraf borca itiraz etmiş ise de İİK 169/a maddesi kapsamında ödeme iddiasının kesin delille ispatlanamadığı görülmekle istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, ödeme emrinin 10/01/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 10/01/2016 tarihinde takibe konu bonodaki imzaya ve borca itiraz ettiği, borçlu asilin ise 20/01/2016 tarihinde ıslah dilekçesi vererek yetki itirazında bulunduğu, bu durumda İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, yetki itirazının yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazının süre aşımından reddi ile süresi içinde yapılan borca itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz Sebepleri 1-İstinaf taleplerine ilişkin ret sebeplerinin açıklanmamasının HMK'nın 359/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, 2-Takibe dayanak çekler karşılıksızdır işlemi gördüğünden borcun niteliği değişmiş olup; borcun artık "götürülecek borç" haline dönüştüğünü, bu nedenle alacaklının yerleşim yeri icra müdürlüğünün de yetkili hale geldiğini, 3-İİK'nın 169/a maddesi gereğince borca itiraz isteminin "duruşmalı" olarak incelenmesi gerekmesine karşın taraf teşkili sağlanmadan dosya üzeri karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması olduğunu, üzerine bir de müvekkili aleyhinde avukatlık ücretine hükmedildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü takipte yetki, borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 6, 7, 10, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 477/2. maddeleri, İİK'nın 50/1 ve 168. maddeleri. 3....
İcra Müdürlüğü'nün ...esas sayılı takip dosyası kapsamında takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, borçlu şirketin tüm taşınmazları ve taşınır malları üzerindeki hacizlerin meblağ ve sayısı ve geçen süreler göze alındığında borçlu şirketin borcunu ödemeyeceğinin aşikar olduğunu, borca batık olduğunun sabit olduğunu, takip şeklinin İİK md. 43 kapsamında iflas yolu ile takibe çevirerek borçlu tarafa Örnek 11 Ödeme emri gönderildiğini ve borçlu şirket vekilinin ilgili dosyada yetkiye, borca ve fer'ilerine tümü ile itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ilama dayalı alacaklarda alacaklının genel yetki kuralı ile bağlı olmadığını, borçlunun yetkiye itirazının geçerli olmadığını, takibe konu borcun ödenmediğini, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına, haksız itiraz sebebi ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, alacağın doğum tarihinden itibaren işlemiş tüm fer'ileri birlikte borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine...
nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, davacı borçlu tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz nedeniyle mahkemeye başvurulduğu, yetki itirazının öncelikle çözümlenmesi gereken itiraz olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, zira icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda yukarda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti...
İlk derece mahkemesi kararında; senedin düzenleme yerinin Mersin ili olması sebebiyle yetki itirazının yerinde olmadığı, ödeme iddiasına ilişkin İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerin sunulamadığı, bu iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle yetkiye ve borca itirazın reddine asıl alacağın yüzde yirmisi oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının kabulünün gerektiğini, borca itiraz yönünden ise savcılık dosyasının beklenmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte icra dairesinin yetkili olup olmadığı ve takibe konu bononun ödenmiş olup olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Takibe konu bononun zorunlu unsurları barındırdığı, davanın da süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK'nun 22/09/1976 gün ve 10/1957- 2554 sayılı ve 25/12/1987 tarih ve 1987/506- 1103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde, yetki itirazında bulunana, birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın yetkiye itiraz ettiği, aynı zamanda davacı gerçek kişilerin bonodaki imzalarının borçlu şirketleri temsilen atıldığı iddiasıyla borca itiraz ettikleri, takibe konu bono fotokopisinin incelenmesinde alacaklı tarafın lehtar borçlu tarafın ise keşideci şirket ve avalist olarak imzalarının bulunduğu, takibe konu bonoda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK 17.md kapsamında yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin avalistleri de bağladığı, İİK 169/a maddesi kapsamında davacı gerçek kişilerin borca itirazla ilgili herhangi bir delil sunmadıkları, takip dayanağı bono üzerinde şirket kaşeleri dışına atılan imzaların davacıları sorumlu kıldığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Genel İcra Dairesi'nin 2021/97507 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını,takibe konu bonoda adresinin ... olarak yazılı olduğunu, ayrıca senette ... Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair bir kaydın da bulunmadığını, kambiyo senetlerinde yetkili mahkemelerin, borçlunun ikametgahı, tanzim yeri, ödeme yeri ve tarafların tacir olması halinde yetki sözleşmesinde belirtilen yer icra dairesi olduğunu, tarafların tacir sıfatı olmadığından yetki sözleşmesinin geçerli olmasının mümkün olmadığını, takibe konu senetteki imzanın da tarafına ait olmadığını, bonoların sahte olarak oluşturulduğunu ileri sürerek yetkiye,borca ve imzaya ilişkin itirazların kabulü ile takibin iptali ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. II....