WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine 01/12/2018 tanzim tarihli 01/01/2019 vade tarihli bir adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının yasal 5 günlük süre içerisinde borca itirazla birlikte yetki itirazında bulunduğu, takibe konu bonoda düzenleme yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığı, ayrıca senedin zorla imzalattırıldığı iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği bono üzerindeki imzaya itiraz bulunmadığı, borcun ödendiği hususununda iddia ve ispat edilemediği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlulardan otomatik dönem tahakkuku, işlemiş faiz ve KDV olarak toplamda 265.740,76-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde sunulan 29/07/2023 tarihli dilekçe ile ile takibe, borca, işlemiş faize, yetkiye, faiz oranı ve KDV talebine, tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihlerine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının şartlarından biri de geçerli bir icra takibinin bulunmasıdır. Davalı tarafça, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, yetkili icra dairesinin Uzunköprü icra daireleri olduğu savunulmuştur. İİK'da yetkili icra dairesinin neresi olduğu belirtilmemiş, İİK'nın 50....

    DAVA KONUSU : Yetkiye ve borca itiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine alacaklı tarafından başlatılan ve Karşıyaka 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklının icra mahkemesine başvurarak yetki itirazının kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre, HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde, takibe konu akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olduğu belirtilmiştir....

      Olayda davacı alacaklı, davalının icra takibinde yetkiye ve borca yaptığı itiraz neticesinde seçim hakkını kullanmış, itirazın kaldırılması için mercie müracat etmek yerine mahkemeye başvurmuştur. İcra ve İflas kanunun 50. maddesinin 2. fıkrasındaki "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." düzenlenmesi yetkiye itirazın yalnızca icra tetkik merciince inceleneceği anlamına gelmez. Hem yetki hem esas yönünden yapılan itiraz halinde davacı alacaklı dilerse tetkik merciine dilerse mahkemeye dava açabilir. Mahkemeye itirazın iptali davası açıldığında bu davanın görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasal ve yöntemine uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir....

        Maddesi gereği "Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler." hükmü göz önünde bulundurulduğunda takibe konu senedin keşidecisi olan davacı takip borçlusu ve lehtarı olan davalı takip alacaklısı sermaye şirketi tacir olup, bono metninde belirlenen yetki şartı geçerlidir. Dolayısıyla takipte İstanbul İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan yetki itirazının reddi gerekmiştir. Davacının borca itirazı incelenmekle, müvekkilinin davalı takip alacaklısına borcu olmadığı, takibe konu senedin İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2018/4152 esas sayılı dosya borcuna karşılık verildiği, bu nedenle derdestlik itirazları olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizce takip dosyası ile derdest olduğu iddia edilen İstanbul 1....

        Davacı borçlular tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, davacıların imza itirazı ve borca itirazları bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, bu konuda 19/11/2018 tarihli tensip zaptı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacıların borca itirazı konusunda ise hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacıların bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacıların yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Tensip zaptı ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm oluşturulması doğru görülmediği gibi, bu husus nihai kararla değerlendirileceğinden, yetki itirazı konusunda verilmiş bir kararın varlığından da bahsedilemeyecektir....

        Sok., No:3, Çiğli/İzmir olduğundan, takipte Karşıyaka İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, HMK'nın 6. maddesi uyarınca takipte İzmir İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, yetki itirazının haksız bir şekilde reddedildiğini, takibe konu çeke ilişkin banka kaşesinde 23.750 TL olarak belirtilmesine rağmen, icra takibinde asıl alacak miktarının 25.000 TL olduğunu, bu talebin de reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169, 169/a. maddelerine dayalı yetki itirazı, takibe konu alacağın dayanak çeke göre fazla istendiği ve borcun bulunmadığı iddiasıyla borca itiraz istemine ilişkindir. Dava konusu icra takibinde ödeme emri davacıya Çiğli/İzmir adresinde tebliğ edilmiş ise de, takip dayanağı çekin İzmir'de keşide edildiği ve muhatap bankanın bulunduğu yer İzmir olduğundan, takipte İzmir İcra Müdürlüğü yetkilidir....

        Davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığı, icra takibine konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla yetkiye, borca ve faize itiraz etmiş, kararda usulsüz tebligat şikayeti ve yetki itirazına ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacının tüm talepleri değerlendirilmeden verilen karar, usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda, HUMK’ nun 9 ve İİK’ nun 50 maddeleri uyarınca yetkili icra müdürlüğünün davalının ikametgahı icra dairesi olan Gebze İcra Daireleri olduğu, davacının yetkisiz İcra Müdürlüğü’nde takibe geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu şirket vekili, icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde yalnızca icra dairesinin yetkisine itiraz edip borcun esası hakkında herhangi bir itirazda bulunmamıştır. İİK’ nun 50/2.maddesi uyarınca yalnızca icra dairesinin yetkisine yapılan itirazların incelenmesi İcra Hukuk Mahkemesinin görevi dahilindedir. Bu durumda mahkemece, borca yönelik bir itiraz olmadığı ve yetki itirazının da İcra Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu