Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın memur muamelesini şikayeti olarak ikame edildiğini, ikame edilen davanın memur muamelesini şikayet olarak değil "haczedilemezlik" şikayeti olarak açılması gerektiğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, Menemen İcra Müdürlüğü'nün 2020/2850 Esas sayılı dosyası nezdinde 30/07/2021 tarihinde haciz konulduğunu, haczedilemezlik şikayeti konulu davanın haczin öğrenildiği andan başlayarak 7 gün içinde açılmış olması gerektiğini, davacı vekilinin davacı müvekkilinin 11/10/2021 tarihinde haciz uygulandığını öğrendiğini beyan ettiğini, davanın haczedilemezlik şikayeti olarak açılması gerektiğinden an itibariyle de derdest bir haczedilemezlik şikayeti konulu bir dava bulunmadığından 7 günlük hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davaya konu 2020/2850 Esas sayılı icra takibi davacı/borçlu ile davalı/alacaklı arasında Menemen 2....

DAVA KONUSU : Yetkiye, Faize İtiraz, Borçlunun Kambiyo Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmasına üzerine dosya incelendi. Anayasanın 36.maddesinde; "herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz" düzenlemesi bulunmaktadır; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " hükmü mevcuttur....

Bu durumda İİK'nun 4. maddesi uyarınca söz konusu şikayeti incelemeye Eskişehir İcra Hukuk Mahkemeleri yetkili olup, mahkemece davacının şikayeti yönünden yetkisizliğe ve talep halinde dosyanın yetkili Eskişehir İcra Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan ve kesin nitelikli yetki kuralı göz ardı edilmek suretiyle işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı olduğundan ve bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-3 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesince İİK'nun 4. Maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine oy birliği ile karar verilmiştir....

Dava, TTK'nun 410/2.madde hükmüne göre açılmış, gerektirici sebeplere dayalı genel kurulun toplantıya çağırmaya izin ve yetki verilmesi istemine ilişkindir. Davalı şirketin ikametgahının mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı, 2019 yılında tüzel kişilik kazandığı, şirketin ortaklarının %34 hisseye sahip ...ve ayrı ayrı %33 hisseye sahip davacılar olduğu, davacıların Cezayir vatandaşı oldukları ve orada yaşadıkları; şirketin yönetim kurulunun davacılar ve ...'dan oluştuğu, şirketi temsil ve ilzama tek yetkili kişinin ...olduğu; ...C. Başsavcılığı'nın ...soruşturma nolu dosyası ile davacıların şikayeti üzerine diğer ortak ...ve kardeşi ...hakkında şirket ile ilgili faaliyetlerden dolayı nitelikli dolandırıcılık, hırsızlık suçlaması ile soruşturma yürütüldüğü hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; idarenin icra müdürlüğüne başvurusunun haczedilmezlik şikayeti niteliğinde olup bunun icra mahkemesine yapılması gerektiğini, buna rağmen müdürlükçe yetki aşımı yapılarak haczin kaldırıldığını, yetki aşımı yapılması halinde işlemin süresiz şikayete tabi olduğunu, işlem süresiz şikayete tabi olduğundan şikayetlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaflarının kabulünü ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    Somut olayda, borçlunun icra müdürlüğünce tespiti yapılan araç bedeline ilişkin şikayeti, mahkemece tümden reddedilmiş, ancak kapak hesabına ilişkin şikayeti faiz yönünden kabul edilmiştir. Şikayetin reddedilen değer tespiti kısmına yönelik esas alınan bilirkişi raporlarından, 30.05.2016 tarihli rapora ilişkin delil avansının, mahkemenin 22.05.2015 tarihli ara kararında alacaklı tarafından yatırılmasına karar verildiği ve aynı gün 1.527 TL avansının havale edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, hükmün yargılama giderlerine ilişkin kısmında bilirkişiler için ödenen 1500 TL'nin alacaklı lehine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve söz konusu giderin şikayeti reddedilen borçlu tarafından yapıldığı gerekçesi ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        bulunduğundan reddine, 2-Temyiz istemi; haczedilmezlik şikayeti ile kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin olduğu halde sadece kıymet takdirine yönelik değerlendirilerek reddedildiğinden karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 11.06.2015 tarih ve 2015/10876 Esas-12943 Karar sayılı temyiz dilekçesinin reddine dair kararının kaldırılmasına karar verilerek temyiz incelemesine geçildi....

          Bu durumda, her ne kadar mahkemece, istem, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 82. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti kurallarına göre değil, aynı Kanun'un 128/a maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK.'nun 26. ve 33. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edecek şekilde, istek dışına çıkılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek istemin meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Meskeniyet şikayeti yönünden; Davacı İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, Sarıgazi mah. 662 ada, 6, 17,18 no'lu bitişik parseller üzerinde bulunan yapının, müvekkili ve ailesinin müştereken ve birlikte ikamet ettikleri mesken olduğunu, müvekkilinin meskeni ve eklentilerinin haczedilemeyeceğini ileri sürmüş; Mahkemece davalı vekili Av. T4 adına düzenlenen Üsküdar 11. Noterliği'nin 23/02/2011 tarihli, 07346 yevmiye numaralı vekaletname ve davalı vekili Av.T4'nin 4667 sayılı Yasa'nın 36. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56. maddesine eklenen hüküm uyarınca vekaletname yerine geçmek üzere İstanbul Barosuna kayıtlı Av.Ali Çınar adına düzenlenen yetki belgesine istinaden 27/05/2019 tarihli dilekçeleri ile davayı kabul ettikleri dikkate alınarak meskeniyet şikayetinin kabulü ile davacıya ait Yenidoğan Mahallesi Çiftlik Mevkii 662 ada 6- 17- 18 parsel Sancaktepe/İstanbul adresinde mevcut taşınmazların kaydındaki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu