ferileri ödemeden borca itiraz ettiğini, itirazların yerinde olmadığını belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2017/33899 Esas sayılı dosyasında diğer itiraz sebepleri ile birlikte yetki itirazı da olduğundan, birleşen dosyaya konu İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nün 2017/27124 Esas sayılı icra dosyasında ilamsız icra yoluyla yapılan takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği,yetki itirazının sözkonusu olmadığı,kamu düzenine ilişkin resen incelemeyi gerektiren bir yetki de sözkonusu olmadığı gözetilerek birleştirme kararı verilen dava dosyası tefrik edilerek her bir icra dosyalarına ayrı ayrı itiraz sebeplerine göre tarafların itirazlarının değerlendirilerek yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren İSTANBUL 16....
borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin söz konusu senetten kaynaklı olarak borçlu sıfatının bulunmadığını, bunlara dair kökleşmiş ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları bulunduğunu, yerel mahkemenin gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin borçlu sıfatının bulunmadığı bir kambiyo senedi ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatılmış olmasının da hukuka aykırı olduğunu, söz konusu borca süresi içinde itiraz edildiğini ancak yerel mahkemece itirazları nazara alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
O halde mahkemece; davacı T2 ile davalı lehtar T4 tacir olduklarına ilişkin iddia nazara alınarak, varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanmak suretiyle, keşideci borçlu T2 ile lehtar T4 6102 sayılı TTK’nun 12. maddesi anlamında tacir olup olmadığının yöntemine uygun şekilde araştırılarak ve gerektiğinde ilgili merciden sorularak, oluşacak sonuca göre yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ve buna göre öncelikle yetki itirazının karara bağlanması, yetki itirazının sonucuna göre dava dilekçesinde davacılar vekili tarafından açıkça borca ve faize de itiraz edilmiş olması sebebiyle bu itirazlar değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda ödeme emri borçluya 17.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu yasal 7 günlük süresi içinde 24.06.2009 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Buna göre, icra mahkemesinin itirazın süresinde olmadığına dair kararı yerinde değildir. Öte yandan, borçlu borca itirazları yanında yetkiye de itiraz ettiğinden, borçlunun borca itirazından feragat etse dahi, geçerli ve sürede bir yetki itirazı olduğundan takip durmaya devam eder. İtiraz üzerine duran takipte takibin devamı alacaklının İİK 66 ve devamı maddeleri koşulunda icra mahkemesinde itirazın kaldırma kararı ile yapılabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak işlem takibin devamına dair icra dairesi kararına yönelik şikayetin kabulü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermekten ibarettir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin borca itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmadığını, yasal itiraz süresi geçtikten sonra 01/03/2021 tarihinde dava dilekçesinden ayrı olarak itiraz dilekçesi göndermiş olduğunu, süresi içerisinde yapılmayan yetki itirazına muvafakatlerinin olmadığını, her ne kadar yetki itirazında yetkili icra dairesinin İznik olduğu gösterilmişse de takibin başlatıldığı Bursa İcra Daireleri de T.B.K. 89. Maddesine göre seçimlik haklarından dolayı yetkili olduğunu, ayrıca söz konusu icra takibinde borca yapılan itirazın haksız ve borcun tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu belirterek, davanın reddine, takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının reddine, davacının borca, faize ve borcun fer'ilerine yönelik itirazları ile tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiştir....
Bu kararın borçlu tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.04.2011 tarih ve 2010/26060 Esas, 2011/6988 Karar sayılı ilamı ile, mahkeme kararının özetle; dava dilekçesinin HUMK.nun 179. maddesine uygun olduğu, öte yandan, İİK.nun 169/a maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi uyarınca, icra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gerekli kararı vereceğinden öncelikle, mahkemece yetki itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde olmadığının kabulü halinde ise borca itiraz yönünden HUMK.nun 409.maddesi uygulanarak sonuca gidilmesi yerine, olayda uygulama yeri olmayan HUMK.nun 179. (HMK 119) maddesine dayalı olarak dava dilekçesinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. İcra mahkemesince 29.07.2011 tarihli celsede dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir....
Takip dayanağı bono üzerinde düzenleme yerinin Bakırköy olduğunun yazılı olduğu ve yukarıda yazılı yetki kurallarına ilk derece mahkemesi kararında da değinildiği halde takipte Bakırköy İcra Dairesi yetkili olmasına karşın, yetki itirazının reddi gerekirken, gerekçe ve varılan sonuç bakımından çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir. Yine, yetki itirazının kabulü üzerine yasada ödeme emrinin iptaline karar verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı halde, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde, takip yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/12183 Esas sayılı dosyası ile hakkında kambiyo takibi başlatıldığını, yetki, imza ve borca itiraz ettiğini, Konya 2....
İcra Müdürlüğünün 2021/10521 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında ödenmeyen kira borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibte borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde kiracı olduğunu kabul ettiğini, kiracılığa dair bir itirazda bulunmadığını, davalı borçlunun toplam 36.000,00 TL borcu ödemediğini, borçlu tarafından icra dosyasına yapılan itiraz neticesince takibin durduğunu, borçlunun borcu olmadığını ispat etmesi gerektiğini belirterek davalarının kabulü ile davalının yetki ve borca itirazlarının kaldırılması ile taşınmazdan tahliyesine, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....