İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, belirtilen yetki kuralının kesin yetki olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekriği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 27. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, terekenin borca batık olduğunun tespiti davasında yetkili mahkemenin alacaklının ikametgahı mahkemesi olduğu, ancak bu yetki kesin olmayıp esasa cevap süresi içerisinde ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiği, davalıların ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine yetki itirazı bulunmadığından davaya bakmakla yetkili mahkemenin davanın açıldığı ... Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. (TMK'nın 605/2. maddesi). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczini isteyebilir....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalıların icra müdürlüğüne yaptıkları yetki itirazının iptaline ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Adana 3. icra müdürlüğünün 2008/7685 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz iptalini istemiştir. Davalılar, icra dosyasına yaptıkları itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmişlerdir. Mahkemece, sadece yetki itirazı konusunda karar verilmiş olup, borca aslına yönelik itirazlar konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....
İİK 168/5 maddesinde yetki ve borca itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması gerektiği belirtilmiş olup, davacıya ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının da 04/04/2018 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi sunarak borcu kabul etmediğini belirttiği, buna göre davanın 5 günlük yasal süre geçtikten çok sonra 02/06/2019 tarihinde açıldığı, mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davacı tarafça yetki itirazında 3 yerin yetkili gösterildiği, yetkili icra dairesinin netleştirilmediği, bu nedenle yetki itirazının kabulüne yönelik olarak verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin HMK 353/1- .b-3 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına, davanın süre yönünden reddine Dairemizce oy birliğiyle karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünde yaptığı borca itirazına binaen ,yetkili Kahramanmaraş 3. İcra Müdürlüğünce 15/04/2014 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde, öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi durumunda yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesi zorunludur.Borçlunun yetkili icra müdürlüğünce çıkarılan ödeme emrine , yasal süre içinde yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması halinde takip durur. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz. Hal böyle olunca somut olayda davalı-borçlunun yetkili Kahramanamaraş 3. İcra Müdürlüğü'nce tebliğ edilen ödeme emrine süresinde geçerli bir itirazı olmadığından olayda dava koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....
Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Somut olayda; lehtar ...-.... Yapı lehine Hakkı Kan tarafından tanzim edilmiş takip dayanağı bonoda, yetkiye itiraz edenin avalist olduğu, ... Mahkemelerinin yetkisinin kararlaştırıldığı, icra takibine ... İcra Dairesinde başlandığı, yetkiye itiraz eden avalistin, ... kayıtlı iş yeri bilgilerinde, işveren konumunda olduğu anlaşılmaktadır....
Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçemiz ile birlikte hem yetkiye yönelik itirazlarını hem de borca yönelik itirazlarını ileri sürdüklerine, yerel mahkeme sadece yetkiye yönelik itirazları değerlendirerek karar verildiğini, borca itiraza yönelik itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, mahkemenin her bir talebi menfi yada müspet bir karara bağlamakla yükümlü olduğunu, verdiği kararların da gerekçesini somut olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 50/2. ve 169/a-1. maddelerine göre süresinde yapılan yetki itirazı diğer itiraz ve şikayetlerden önce incelelenerek karara bağlanır. Yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine, süresinde gönderme talebinde bulunulması ve yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi durumunda, yeniden çıkartılacak ödeme emri üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı doğar....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, yetki itirazının kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması sonrasında dairemizin 2012019/1172 E- 2019/ 2314 K sayılı kararı ile istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yetki itirazı yerinde olmadığından borca itiraz nedenleri hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar sonrasında ilk derece mahkemesi tarafından "...Davacının borca itirazına yönelik olarak ise, borçlu derneğin mahkememize başvurusu, derneğin çift imza ile temsil edildiği, bonoda ise tek imzanın bulunduğu şeklinde olup, başvuru bu haliyle İİK'nın 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir....
Davalı borçlu vekili, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın Ankara Mahkemeleri’nde açılması gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiğinden, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar ..., hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....