Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak borca itirazın inceleme usulüne ilişkin İİK 169/a maddesinde böyle bir düzenleme olmadığından HMK.nun 150. maddesinin uygulanması söz konusudur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/1. maddesinde de; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlular vekilinin icra mahkemesine yaptığı teminat iddiasına yönelik başvurusu, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun yetki itirazını düzenleyen 50. maddesi gereğince yetkiye ve borca aynı anda itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinin öncelikle yetki meselesini karara bağlayacağı yönünde amir hüküm bulunmakla öncelikle davacı yanın yetki itirazı değerlendirilmiş; bu doğrultuda takip dosyasında bulunan çekin incelenmesi neticesinde çekin tanzim yerinin ve borçlunun adresinin Of olduğu, yetkili Mahkemenin ise belirlenmeyerek "T.C. Mahkemelerinin yetkili olduğu" yönünde düzenleme yapılmış olduğu görülmüştür....

    Başka bir anlatımla davacının yukarıda sözü geçen maddede öngörülen prosedüre uymadığı, giderek kurum ünitesine itiraz etmeksizin doğrudan mahkemeye başvurduğu, açık-seçiktir. Hal böyle olunca, ve özellikle kurum ünitesi itiraz komisyonu kararının iptaline yönelik bir davanın açılmadığı ortadadır....

      Anılan yasal düzenlemelerden kesin yetki düzenlemesinin sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır Somut olayda, ... İcra Müdürlüğünde davalı borçlu hakkında yapılan icra takibinde davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmeksizin sadece borca itiraz edilmesi üzerine ... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleşmiştir. Ancak, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmez. Bu nedenle, uyuşmazlığın ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....

        İcra Müdürlüğü’nün 2017/33899 Esas sayılı dosyasında diğer itiraz sebepleri ile birlikte yetki itirazı da olduğundan, birleşen dosyaya konu İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nün 2017/27124 Esas sayılı icra dosyasında ilamsız icra yoluyla yapılan takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği,yetki itirazının sözkonusu olmadığı,kamu düzenine ilişkin resen incelemeyi gerektiren bir yetki de sözkonusu olmadığı gözetilerek birleştirme kararı verilen dava dosyası tefrik edilerek her bir icra dosyalarına ayrı ayrı itiraz sebeplerine göre tarafların itirazlarının değerlendirilerek yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren İSTANBUL 16....

        Şti. tarafından davalılar aleyhine 20.3.2018 tarihli 300.000,00 TL lik alacağa dayanılarak takip yapıldığı,davalıların itiraz ettiği görülmüştür.Takibe dayanak ödeme dekontu sunulmuş, ... ... 2018/1300 sayılı dosyası itirazi kayıt teminat açıklamasıyla 20.4.2018 tarihinde 100.000,00 TL ve 200.000,00 TL gönderildiği görülmüştür. ... ... Müdürlüğünün 2018/1300 sayılı dosya sureti celp edilmiş,... ... ... LTd. Şti. tarafından ..., ..., ... aleyhine 5.000.000,00 TL lik senede dayanılarak takip yapıldığı , taraflar arasında açılmış davaların olduğu görülmüştür....

          ferileri ödemeden borca itiraz ettiğini, itirazların yerinde olmadığını belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          O halde mahkemece; davacı T2 ile davalı lehtar T4 tacir olduklarına ilişkin iddia nazara alınarak, varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanmak suretiyle, keşideci borçlu T2 ile lehtar T4 6102 sayılı TTK’nun 12. maddesi anlamında tacir olup olmadığının yöntemine uygun şekilde araştırılarak ve gerektiğinde ilgili merciden sorularak, oluşacak sonuca göre yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ve buna göre öncelikle yetki itirazının karara bağlanması, yetki itirazının sonucuna göre dava dilekçesinde davacılar vekili tarafından açıkça borca ve faize de itiraz edilmiş olması sebebiyle bu itirazlar değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin söz konusu senetten kaynaklı olarak borçlu sıfatının bulunmadığını, bunlara dair kökleşmiş ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları bulunduğunu, yerel mahkemenin gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin borçlu sıfatının bulunmadığı bir kambiyo senedi ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatılmış olmasının da hukuka aykırı olduğunu, söz konusu borca süresi içinde itiraz edildiğini ancak yerel mahkemece itirazları nazara alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Bu kararın borçlu tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.04.2011 tarih ve 2010/26060 Esas, 2011/6988 Karar sayılı ilamı ile, mahkeme kararının özetle; dava dilekçesinin HUMK.nun 179. maddesine uygun olduğu, öte yandan, İİK.nun 169/a maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi uyarınca, icra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gerekli kararı vereceğinden öncelikle, mahkemece yetki itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde olmadığının kabulü halinde ise borca itiraz yönünden HUMK.nun 409.maddesi uygulanarak sonuca gidilmesi yerine, olayda uygulama yeri olmayan HUMK.nun 179. (HMK 119) maddesine dayalı olarak dava dilekçesinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. İcra mahkemesince 29.07.2011 tarihli celsede dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu