Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle yeni ödeme emrine itiraz edilmemiş olması halinde takip kesinleşir. İİK 67. maddeye dayalı açılan itirazın iptali davası, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak için açılan bir dava olup takibin kesinleşmiş olması halinde itirazın iptali açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. (Yargıtay 15. HD 2017/640 esas, 2017/3350 karar) Somut olayda; davacı tarafından ... 9. İcra Müdürlüğünün...esas sayılı dosyası ile davalı ahkkında icra takibi başlatılmıştır....

    İptal edilen ödeme emrine vaki itirazın sonraki ödeme emrine yönelik yapılmış bir itiraz olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nun 438/son maddesi gereği gerekçesi düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        Hukuk Muhakemeleri Kanununun 19/2. maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." denmiştir. Bu yasal düzenlemeler ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bir çok kararları karşısında, yetki itirazında bulunan borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini de bildirmesi gerekmekte olup, aksi halde yetki itirazı geçerli sayılmaz. Davacı vekilinin icra dosyasına yaptığı borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, sadece yetki itirazında bulunduğunu belirttiği ancak yetkili icra dairesini bildirmediği görülmüştür. Bu bağlamda davacı/borçlu yanca yapılan yetki itirazı geçersizdir....

        İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyada genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresinde yetki itirazı nedeniye dosyanın yetkili ... 22. İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla .... İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetki ve borca itiraz ettiği ve vekaletnamenin takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdrülüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir....

          Borçlu ödeme emrine itiraz süresi içerisinde yetki itirazında bulunmazsa artık ticaret mahkemesinde (iflas davasında) icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri süremez ve ticaret mahkemesi de icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendiliğinden gözetemez. Buna karşılık borçlu ödeme emrine itiraz süresi içerisinde usulüne uygun biçimde yetki itirazında bulunmuş ise bu yetki itirazının kaldırılması da iflas davası ile ticaret mahkemesinden istenir (m. 156,III; m.174). Bu halde, ticaret mahkemesinin ilk önce yetki itirazının incelemesi gerekir (Karş: m.50,II). Ticaret mahkemesi, yetki itirazını yerinde görmezse o zaman yetki itirazını reddederek, iflas davasının esası hakkında incelemeye geçer. Buna karşılık, ticaret mahkemesi icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı haklı bulursa iflas davasının esası hakkında incelemeye girişmeden davayı icra dairesinin yetkisizliğinden dolayı reddeder (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sayfa 1105-1106.)....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin faturadan kaynaklanan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borca dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği için yapılan takibin usulüne uygun olmadığını ve bu hususa itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacının icra müdürlüğünün kararına itiraz ederek takibin devamına karar verilmesini talep ettiği fakat bu talebin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği, davacının bu durumda icra müdürlüğünün kararını şikayet yerine itirazın iptali davasına konu ettiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....

              Şti. yönünden yetki itirazının süresinde olmadığından reddine, bu davacı yönünden borca itirazın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyası her iki borçlu yönünden bir bütün olup, borçlular yönünden icra dosyasının tefrikine karar verilemeyeceğini, aksi bir durumun aynı icra takibinden farklı iki icra takibinin doğması anlamına geleceğini ve hukuken korunmayacağını, bu durumun yasaya ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davacı borçlu şahıs yönünden yetki itirazının reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte yetki itirazına ilişkindir. Somut olayda, ödeme emri davacı borçlu şirkete 27/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davacı borçluya ise ödeme emri tebliğ edilmeden, her iki borçlu tarafından yetkiye itiraz edilmiştir....

              İcra Müdürlüğü 2014/7077 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, vekaletnamenin de takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir. Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, vekil yerine asile tebligat yapılması, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2018/22673 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 29/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, takip dosyasına yasal süre içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, alacaklı vekilinin yetki ve borca itiraz dilekçesine istinaden dosyanın Develi İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, takibin durmuş olmasına rağmen Develi İcra Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine yeniden ödeme emri gönderildiğini, dosyada vekil olması nedeni ile ödeme emrinin vekil olarak kendilerine çıkartılması gerekirken müvekkiline çıkartıldığını, müvekkilinin 15/10/2020 tarihinde durumu kendisine haber vermesi üzerine haberdar olduğundan bahisle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 15/10/2020 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek yapılan usulsüz tebligat nedeni ile 15/10/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, itirazın reddi ile takibin durdurulmasına, karşı tarafın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine...

                UYAP Entegrasyonu