Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki yetki itirazı ve takibin iptaline ilişkin şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, yetki itirazının reddine, davacı borçlu yönünden ipotek limiti olan 15.000.000.00 TL'yi aşan kısmı yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın borçlu vekili ve alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353-1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yetki itirazının reddine, diğer taleplerin de reddine, karar verilmiştir....

    Mahkemece, HMK'.nın 6. maddesi uyarınca, ihtilaf taşınmazın aynından veya bir sözleşmeden kaynaklanmıyor ve taraflar arasında yetki sözleşmesi yok ise, kural olarak davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim mahkemesinin genel yetkili mahkeme olduğu , dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının ikamet adresinin ... ilçesi olduğu, taraflar arasında yetki sözleşmesi veya acentalık ilişkisi olmadığından genel yetki kuralı geçerli olup davalı tarafından süresinde yetki itirazında bulunulmuş olması nedeniyle HMK.'nın 6. maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı taraf ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne yaptığı itirazında ... İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu bildirmiştir. İtirazın iptali davaları takip hukukundan kaynaklandığından icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin yapılması dava şartıdır....

      DAVA Davacı borçlu vekili; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 18.06.2020 olarak tespit edilmesi gerektiğini, yetkili temsilcinin vefat ettiğini, şirketin usulüne uygun şekilde temsil edilemediğini, şirket adına açılan icra takiplerinden haberdar olunamadığı için itiraz edilmediğini, ayrı bir temsil ve yönetim kayyımı atandığını, şirket müdürü ...’un şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini, müvekkili şirket temsil eksikliğinin giderilerek böylece, bahse konu icra takibinden ve icra takibinden gönderilen ödeme emrine karşı itiraz başvurusunda bulunması imkânı doğduğunu, ödeme emrinde belirtildiği şekilde bir borcu bulunmadığından, yetkiye, ödeme emrine, borca, faizine ve diğer tüm fer’ileri ile takibe itiraz edilmesi zorunluluğu da hâsıl olduğunu, zaman aşımı definde bulunduklarını, alacaklı tarafça icra takibine dayanak yapılan belgelerin müvekillerine tebliğ edilmediğini...

        İlamsız icra takibinde gönderilen ödeme emrine karşı, borçlu vermiş olduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itirazla birlikte borcun esasına da itiraz etmiştir. Bu itirazdan sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmaması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmesinin 52.maddesindeki yetki şartının da gözetilmeden yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.1.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir....

          sayılı icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına 11.04.2013 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü’nün 19.04.2013 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, itiraz üzerine duran takip ile ilgili olarak davalı alacaklı tarafından İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/967 Esas sayılı dava açıldığını, İstanbul Anadolu 7....

          Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava Bursa 15.İcra Müdürlüğünün 2017/... sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Takip konusu alacağın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça takipte icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir. Davacının borca itirazına ilişkin itiraz sebeplerinin değerlendirilmesinden önce yetki itirazının karara bağlanması gerekmektedir. Bilindiği üzere icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itiraz hadiselere göre değerlendirilip karara bağlanması gereken bir dava ön şartıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22.maddesinde Eskişehir Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılınmıştır. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar TBK 89.maddesine dayanılmış ise de TBK 89.maddesinde de açıkça belirtildiği üzere bu madde taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa uygulanacak bir hükümdür....

            Ltd Şti'nin çekin üzerindeki kaşe ve imzası sahte olup, ciro zincirinin de bu nedenle bozuk olduğunu, imzanın sahteliğinin çek üzerinden anlaşılabilir olup, herkese karşı ileri sürülebileceğini, karşılıksız işlemi yapılmayan çek takibe konu edilemeyeceğinden bu sebeple de takibin iptali gerektiğini beyanla, yetki ve takibe itirazlarının kabulü ile davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın borca ve yetkiye itiraz davasında borca itiraza cevap haklarını saklı tutarak yetki itirazını kabul ettiklerini beyanla, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 36. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2023/159 Esas- 2023/112 Karar sayılı ilamı ile, "Somut olayda; borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği yer olması sebebiyle yetki itirazında bulunan borçlunun yerleşim yerinin İzmir olduğu, muhatap bankanın DenizBank A.Ş....

            B-DAVACI TARAFIN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN ŞİKAYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; İİK.nun 150 maddesi; “Borçlu veya üçüncü şahıs ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilirler. Ancak, rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dava açılması halinde 72. madde hükümleri kıyasen uygulanır," İİK.nun 150/a maddesinde "Ödeme emrine itiraz hakkında 62'den 72. maddeye kadar olan hükümler uygulanır", hükmünü içermektedir. Anılan maddede ödeme emriyle birlikte dayanak belgenin borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan İİK.nun 61/l. maddesi (2). cümlesinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takipleri hakkında da uygulanacağına dair bir hüküm mevcut değildir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2017/5107 esas 2018/6828 karar sayılı ilamı) Bu itibarla, davacının bu yöndeki şikayeti de yerinde değildir....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğinde olup, davacı borçlu takibi 25/01/2019 tarihinde öğrendiğini bildirdiğinden, dava yasal süresinde açılmıştır. İİK'nın 65. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, borçluya usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayanıldığından, gecikmiş itirazdan söz edilmesi mümkün değildir....

            Maddesine göre ödeme emrine itiraz süresinin ödeme emri tebliğ tarihi itibarı ile başlayacağını, İİK'nun emredici hükümleri çerçevesinde itiraz hakkı henüz doğmadan yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu