İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK’nın 62. maddesinde ise ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği, İİK’nın 65. maddesinde de ödeme emrine gecikmiş itirazın ne zaman ve nasıl yapılacağı düzenlenerek, burada da borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceği, ancak borçlunun, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini bildirmeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere 2004 sayılı İİK’da sürelerin hangi hâllerde nasıl başlayacağına ilişkin farklı düzenlenmeler öngörülmüş, bir kısmında öğrenme tarihi esas alındığı hâlde bir kısmında da sürelerin başlangıcında tebligat esas alınmıştır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/5024 esas sayılı dosyasında takip başlatılmış, ancak davalı borçlu tarafın yetki itirazı üzerine ve alacaklı vekilinin de yetki itirazını kabulü üzerine dosya yetkili ... 13. İcra Müdürlüğünün 2015/830 esas sayısına kaydedilmiştir. Davalı borçlu yetkili icra müdürlüğünde yaptığı 13.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrine, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İtirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesince borçluya ödeme emri çıkarılıp tebliğ edilmesi, ödeme emrine borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmiş olması ve itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren 1 yıl geçmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davalı ...'in aleyhindeki İstanbul İcra Dairesindeki icra takibine yönelik borca ve yetkiye itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek yetkili olduğu bildirilen Tuzla İcra Dairesince ödeme emri çıkarılmış ancak bu ödeme emrinin davalılardan Yılmaz Olgan'a tebliğ edildiği, davalı ...'e ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu görülmüştür. Bu durumda, davalı ... yönünden itirazın iptali davası koşullarının somut olay bakımından gerçekleşmediği gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
İİK.nun 67/1.maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İlgili madde hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında herhangi bir yol öngörülmemiştir. Dosyanın incelenmesinde, davalı yenileme dilekçesinin tebliği üzerine icra takibine itiraz etmiş, icra müdürlüğünce itiraz süresinde yapılmadığından reddine karar verilmiştir. Davalı bunun üzerine şikayet yoluna başvurmuş... İcra Hukuk Mahkemesince ödeme emri tebligatının usulsuz olması nedeniyle öğrenme tarihinin 22.06.2012 olduğunun tespitine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 01.03.2022 Tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/127 Karar Sayılı Kararı Bonoya dayalı takipte genel yetkili icra adresinin borçlunun yerleşim yerinin, birden fazla borçlu varsa borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinin, borcun ödeneceği yer icra dairesinin, ödeme yeri gösterilmemişse keşide yeri icra dairesinin yetkili olduğu, borçlunun yerleşim yerinin Adıyaman olduğu, davacıların dava dilekçesinde Adıyaman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, ödeme emrine itirazın yasal süre içerisinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne, Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, Adıyaman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İcra Müdürlüğünce Adıyaman İcra Müdürlüklerine gönderilmesine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. B. Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesinin 17.11.2022 Tarihli ve 2022/57 Esas, 2022/267 Karar Sayılı Kararı Bakırköy 10....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/4708 Esas sayılı takip dosyasına sunulan 13.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde borçlunun hakkındaki takipten 12.02.2015 tarihinde haberdar olduğu belirtilmektedir. Borca itiraza ilişkin olarak sunulan dilekçede muttali olma tarihi 12.02.2015 olarak beyan edildiğine göre, 20.02.2015 tarihinde yapılan başvuru yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen yedi günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 7 maddesinde "davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabilir" denilmekte olup, takip borçlularından Ayhan Akyikit'in yerleşim yeri olduğu için Küçükçekmece İcra Dairesinde takip başlatıldığını, bu borçlu tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmemiş olup, icra dairesinin yetkisinin kesinleştiğini beyanla, yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 16/11/2020 gün, 2020/188 E. 2020/440 K. sayılı kararla; "1- Davacının yetki itirazının KABULÜ İLE, davacı borçlu T1 Şti. Yönünden Küçükçekmce İcra Dairelerinin YETKİSİZLİĞİNE, 2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı borçlu şirket yönünden dosyanın tefriki ile yetkili Kayseri İcra Dairesine gönderilmesine" karar verilmiştir....