Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden...
A.Ş.’nin 5 günlük borca itiraz süresi içerisinde 15.8.2019 tarihinde icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı senedin teminat amacıyla verildiğini, takipte istenen işlemiş faiz miktarı ile işleyecek faiz oranının fahiş olduğunu, icra dairelerinde yabancı para alacağına dayalı takip yapılamayacağını ve takipte asıl alacak ile faiz alacağının TL karşılığının ayrı ayrı gösterilmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, borca itiraz incelemesinin devamı sırasında icra takibinin kesinleşmesinden sonra 31.10.2019 tarihinde ise borçlu ...’ın icra mahkemesine başvurarak, takip konusu borcun 03.10.2019 tarihinde alacaklıya haricen ödendiğini ve buna dair ödeme belgesi alındığından bahisle itfa nedeniyle takibin iptalini istediği ve bu şikayetin asıl borca itiraz dosyasında birleştirildiği, İlk Derece Mahkemesince asıl dosyada borca itirazın kısmen kabulü ile 3.533,56 USD’ı aşan işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına, sair borca itirazların, borçlunun tazminat isteminin ve...
Davacı taraf yetki ve borca itirazda bulunmuş olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itirazların incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir....
İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüş ve gerekçesine katılamıyorum....
Bu yönden değerli çoğunluk ile aramızda görüş farklılığı bulunmamaktadır. ... yönünden ise; ikinci kez ödeme emri çıkarılması işleminin iptaline ilişkin kararda ödeme emrine itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğu açıkça belirtilmiş olup ödeme emrine itiraz tebliğ edilmemiş olsa da alacaklı icra memuru işlemini iptal eden bu karar nedeniyle borca itiraz edildiğini ve itirazın iptali davası açmaya yarayacak bilgileri öğrenmiştir. Buna rağmen kendisine yasaya uygun bildirim (tebliğ) yapılmasını beklemesi dürüst davranma kuralına aykırıdır. Bu kararın üzerinden 6 yıldan fazla süre geçtikten sonra dava açılmış olduğundan ... yönünden açılan dava süresinde değildir. Bu nedenle ... yönünden hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan hükmün bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum....
İcra Dairesinin 2020/4975 E sayılı dosyası olduğunun belirtilerek açıldığı, ancak UYAP üzerinden dosyanın incelenmesinde taraflarının farklı olduğu, işbu dosyanın tarafları ile ilgisinin bulunmadığını, davanın, ödeme emrine, takibe, borca yönelik itiraz olduğu, dava dilekçesinin Ereğli İcra Mahkemesine hitaben yazıldığı, Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/2609 esas sayılı dosyasına yönelik şikayet ve itirazların ileri sürüldüğü, şikayet ve itirazları incelemekle görevli mahkemenin icra takip dosyasının bulunduğu icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesi olduğu, bu nedenle davanın yetkili ve görevli olmayan mahkememizde açıldığı anlaşılmakla davanın HMK'nın 114/1- ç ve 115/1- 2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, Mahkemenin yetkisizliğine, görevli ve yetkili Mahkemenin Ereğli (Konya) Nöbetçi icra dairesi olduğuna karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/13545 Esas sayılı dosyasında borçlu davacı adına çıkartılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespitine, TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme günü olan 11/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan ihtiyaç kredisi sözleşmesinde ''Mavişehir Mah. Aziz Nesin Blv. 53- 56 Karşıyaka/İZMİR'' adresinin geçerli tebligat adresi olarak bildirildiğini, sözleşme uyarınca adreste yapılacak değişikliğin bankaya bildirilmesi gerektiğini, davacının takibi öğrendiğini iddia ettiği tarihte borca itiraz etmeyerek sadece tebligatın usulsüz yapıldığını ve yetki itirazında bulunduğunu, bunun dürüstlük ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, yeniden yargılama yapılarak şikayetin ve yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Mahkemesindeki takibe, borca, faize ve fer'ilerine itiraz talepli şikayet dilekçesinin takip alacaklısı/itirazın iptali davası açan tarafa tebliğ olduğu itirazdan haberdar olduğu gerek yerel mahkeme gerekçeli kararı gerekse istinaf yargılaması sonucu da davacı takip alacaklısına tebliğ olduğu, dolayısıyla takip borçlusunun yapmış olduğu ödeme emrine itirazdan davacı takip alacaklısının haberdar olmayacağı düşünülemeyeceğinden, hak düşürücü sürenin mahkememizce re'sen nazara alınması gerektiğindenİtirazın iptali davasının İİK'nun 67. Maddesi uyarınca yasal 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılmış olduğundan davanın reddine " karar verilmiştir....
tarafların tacir olmaması nedeni ile senetteki yetki şartının da geçerli olmadığını, borca, imzaya, faize ve borcun sair tüm fer'ilerine itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla yetki itirazının kabulü ile takibe konu alacak için Kırklareli/Vize İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir....
Takibin İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan 21.03.2018 tarih, 2018/289 D.İş Esas sayılı kararla 23.03.2018 tarihinde başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir....