Borçlunun yetkiye ve borca itirazlarını ödeme emri tebliğinden ( ya da usulsüz tebligat nedeni ile takipten haberdar olduğu tarihten itibaren) yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekli olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz. Yasal sürede yapılan borca ve imzaya itiraz ise icra takibini durdurur. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde yetki hususu İİK’nun 68 vd. maddeleri uyarınca alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvuru üzerine ancak icra mahkemesince değerlendirilebilecek bir husus olup alacaklının bu konuda istemi bulunmaksızın salt borçlunun yetki itirazında bulunması, yetki hususunun incelenmesini gerektirmediği gibi İİK’nun 62. maddesinin emredici hükmüne de aykırıdır. Hal böyle olunca, mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulüne karar verilmesi de doğru bulunmamıştır....
İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğu ve ...İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu itirazında bulunulmuş ancak davacı dava dilekçesinde yetki itirazının kaldırılmasını talep etmemiş yapılan borca itirazın kaldırılmasını istemiştir. Bu yönüyle alacaklı tarafından borçlunun yetki itirazı zımnen kabul edildiği olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. ...İcra Mahkemesince, İİK'nın 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki niteliğindedir. Yasada koşulların oluşması halinde İİK'nın 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. Mevcut davada davalı vekili tarafından... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2182 Esas sayılı takip sayılı dosyasına karşı yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunmuş olup......
İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ve borca itirazın ispatlanamamış olması nedeni ile reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, davacı tarafın imzaya ve borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince 2018/131 Esas sayılı dosya üzerinden verilen 09/04/2019 tarihli karara karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine dairemizce 2019/1676 Esas sayılı dosya üzerinden verilen 31/12/2019 tarihli karar ile "Her ne kadar ilk derece mahkemesince senedin düzenleme tarihinde davacının şirket yetkilisi olmadığı, 30/06/2017 tarihinde davacının şirket yetkilisi olarak göreve başladığından ve hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; takip, şirket ve davacı asil aleyhine başlatılmış olup, takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacı asil takip borçlusu şirketin de yetkilisi olup, bu nedenle yetkili olduğu şirket ve kendi aleyhine başlatılan takiple ilgili imzaya ve borca yönelik dava açmasında hukuki menfaati söz konusu olduğundan, senedin...
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; ödeme emrinin davacıya 16/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borca ve imzaya itirazın İİK'nın 169/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği halde davanın 01/11/2019 tarihinde 5 günlük süreden sonra açıldığı gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2020/1713 esas, 2021/2401 karar sayılı ve 25.10.2021 tarihli kararı ile; İstanbul 24....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; imzaya itirazın kanunda belirtilen 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından mahkemece itirazın esasa girilmeden süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, imzaya itiraz dilekçesinde borçlunun imzaya itirazının kabulü ile birlikte icra takibinin geçici olarak durdurulmasını isterse icra mahkemesinden ayrıca ihtiyati tedbir talebinde bulunması gerektiğini, mahkemece gerekli olan incelemeler yapılmadan hukuka ve kanuna aykırı olarak imza itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek imza itirazının kabulü ile takibin durdurulması yönündeki kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu vekili sözleşmeye itiraz etmemiş, borca karşı çıkmıştır. İİK. 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Sözleşmeye, imzasına, şartlarına cevap dilekçesi ile yapılan itiraz bu nedenle dikkate alınmamıştır. Borcun olmadığına dair bir belge de ibraz edilmediğinden" şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulü ile yetkiye ve borca itirazın kaldırılmasına, Asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir. Davalı borçlu vekili istinaf başvurusunda; yetki ve göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın esasına ilişkin itirazlarının incelenmediğini, İİK. 68. maddesine dayalı bir belge sunulmadığını, mahkemenin hiçbir delil toplamadan karar verdiğini, sözleşmeye ve imzaya itirazının incelenmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Ankara 18....
DAVA KONUSU : YETKİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu dava dilekçesinde özetle; Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2020/18010 E.sayılı d dosyasında davalı-alacaklı tarafından hakkında kambiyo senetlerine mahsusu yolla takip yapıldığını, ikamet adresi Beykoz/İstanbul olup, takipte Beykoz İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, takip dayanağı senet üzerindeki imzanın da kendisine ait olmadığını beyanla, imzaya itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı senedin bizzat davacı-borçlu tarafından müvekkil yanında imzalandığını, aralarında araç alım satım işlemi olduğunu, müvekkili davacının aracına tüm parasını ödeyerek satın aldığını, ayrıca bir sözleşme imzaladıklarını, sözleşmedeki imzanın da davacıya ait olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesini istemiştir....
Davalı alacaklı vekilince; imzaya ve borca itirazın esastan reddine karar verilmiş olmasına rağmen tazminat ve para cezasına hükmolunmamamış olması sebebiyle istinaf talebinde bulunulmuş ise de; somut olayda takip konusu senedin davacıların murisi tarafından keşide edildiği, imzaya ve borca itiraz edenlerin mirasçı-borçlu olduğu, İİK'nun 170/b ve İİK 67/3 maddeleri nazara alınarak kötü niyet ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından davacılar aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1466 KARAR NO : 2021/2413 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİGA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2021 NUMARASI : 2019/53 ESAS 2021/24 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....