A.Ş. ile yapılan yetki tespitinin davalı şirket işletmesi için geçerli olduğunun tespiti amacıyla davalı Bakanlığa müracaat edildiğini, davalı Bakanlığın 22.10.2015 tarih ve 75014829.103.02/23632 sayılı yazısı ile olumsuz yetki tespiti yaptığını, dava dışı ... Gübre Sanayi ve Tic. A.Ş. işçilerinin aynı gün hiç ara vermeden davalı şirket işçisi olarak çalıştıklarının ve olumlu yetki tespitine ilişkin davanın derdest olduğunun gözardı edilerek olumsuz yetki tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, dava sonucunun beklenmesi gerektiğini iddia ederek davalı Bakanlığın 22.10.2015 tarih ve 75014829.103.02/23632 sayılı olumsuz yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kabulü ile davalı Bakanlığın olumsuz yetki tespitine ilişkin işleminin iptaline karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, davalılar temyiz etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK'nın 17. maddesinde düzenlenen yetki kuralının kesin yetki değil, münhasır yetki olduğunu, kesin yetki hallerinin, HMK'da açıkça düzenlenmiş olup, hukukun temel prensibi gereği kısıtlayıcı hükümlerde kıyas yapılamayacağını, Yargıtay'ın pek çok kararında belirtildiği üzere, aksi kararlaştırılabilen bir durumun kamu düzeninden olamayacağını, bu nedenle, Yargıtay'ın da yerleşik içtihadına göre yetki itirazında bulunulmadığı takdirde resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, aynı şekilde, borçlu/davalı yetki itirazında yetki sözleşmesine dayanmamışsa yine yetki sözleşmesinin dikkate alınmayacağını, geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, sözleşmedeki yetki itirazının resen nazara alınmasının mümkün olmadığını, borçlu/davalının ortada bir yetki sözleşmesi olduğunu bilmesine rağmen icra müdürlüğüne yaptığı yetki itirazında, ikametgahının Beykoz/İstanbul olduğunu söyleyerek, icra takibinde İstanbul Anadolu İcra...
Nitekim madde gerekçesinde de, yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararının mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyeceği ve işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir. Belirtmek gerekir ki, toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir....
Yetki başvuru tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilmiş olsa da açılan dava neticesinde hakkında verilen işe iade kararı kesinleşen ve işe başlayan sendika üyesi 23 işçinin de yetki tespitinde dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, davacı Sendikanın yetki başvuru tarihi itibarıyla toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi için gereken yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı tartışmasızdır. 4. Diğer taraftan, ayrıntıları Dairemizin 26.11.2020 tarihli ve 2020/7861 Esas, 2020/17017 Karar sayılı ilâmında açıklandığı üzere başvuru tarihi itibarıyla yetki tespitine konu işyerinden farklı işkolunda yer alan bir işyerinin dikkate alınması gerektiğine dair itiraz, itiraz konusu işyeri bakımından işkolu itirazı niteliğindedir ve bu itiraz mevcut yetki uyuşmazlığında ileri sürülemez....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 2709 sayılı ......
alma şartlarından herhangi birininin kaybedilmesi" durumunun da söz konusu olmadığı, zira davacı tarafından yetki belgesinin alındığı tarih itibari bahsi geçen şartın yetki belgesi alma şartlarından birisi olmadığı, bu durumda Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nde 23.10.2012 tarihinde yapılan değişikliğin davacıya ancak A1 yetki belgesinin yenileneceği zaman uygulanabileceği sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Konusu para ve teminat alacaklarına ilişkin davalarda yetki, genel yetki kuralına göre çözümlenir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırt edilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile; ihtiyati hacizde yetkinin İİK madde 258/1’in doğrultusunda İİK madde 50 hükmüyle düzenlendiğini, yetki konusunda HMK hükümlerine başvurulduğunu, HMK madde 19'a göre yetki itirazının ne zaman ve nasıl ileri sürüleceğinin, yetkinin kesin olduğu ve kesin olmadığı hallerin ayırımı yapılarak düzenlendiğini, bir yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olup olmadığının onunla ilgili kanun hükmündeki ifadenin mutlak olup olmamasına ve o yetki kuralının konuluş amacına göre belirlendiğini, kamu düzenine ilişkin yetki kurallarından bazıları kesinken, bazılarının kesin olmadığını, belirli dava ve işlere yalnız kanunun kesin olarak belirttiği yerde bakan mahkemenin yetkisinin kesin yetki olduğunu, kesin yetki hükmü bulunan bir davanın ancak kesin yetkili mahkemede açılabileceğini, kamu düzenine ilişkin ancak kesin olmayan yetkide birden fazla yetki kuralının olduğunu, davacının bu iki yetkili mahkemeden birinde dava...
(b) B2 yetki belgesi: Tarifesiz olarak uluslararası ve yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, ....b) D2 yetki belgesi: Tarifesiz olarak yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, ... verilir.”, 8. maddesinde, “...(1) ğ) 14/9/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ile 5/10/2007 tarihli ve 26664 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Seyahat Acentaları Yönetmeliği hükümlerine göre kurulmuş seyahat acentalığı belgesine sahip olanların, yaptıkları organizasyonlarda verecekleri hizmetlerin kapsamına karayolu taşımacılığını da dahil etmeleri halinde; gerçekleşecek taşıma yurtiçi ise B2 veya D2, uluslararası ise sadece B2 yetki belgesi alarak taşıma yapmaları veya bu taşımaları söz konusu yetki belgesi sahiplerine yaptırmaları şarttır.” , 13. maddesinde, “...(2) B türü yetki belgeleri için; ... b) B2 yetki belgesi için başvuranların, ticari olarak kayıt ve tescil edilmiş özmal otobüslerle toplam 90 adet koltuk kapasitesine ve 50.000 Türk Lirası...
Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak istisna olarak, bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusudur. Kesin yetki halleri, genel yetkiye istisnadır. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Ayrıca 6100 sayılı H.M.K m.19/2 hükmünde şöyle denilmiştir: “......