İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2022 NUMARASI : 2022/257 ESAS 2022/704 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/121343 esas sayılı dosyasından müvekkiline karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, müvekkiline ise şu aşamaya kadar herhangi bir tebligat gönderilmediğini, eldeki icra dosyasında müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu dosyada senetler üzerindeki mevcut imzanın müvekkiline ait olmadığını, kefil olarak belirtilen Kenan Oğuz'un müvekkilinin ismiyle ve hatta imzasını taklit ederek ve Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlenen...
Davalı borçlu borca itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte yetki itirazında bulunmuştur. İcra Müdürlüğüne sunulan yetki itirazı konusunda mahkemece öncelikli olarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. İcra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davalarında dava şartı olduğundan mahkemece bu itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
kararından kendiliğinden dönebileceğinin belirtildiğini, bu kararda birçok çelişki ve zorlama bulunduğunu, alacaklı vekilinin şikayet yolunu izlemesi gerektiğini, icra müdürlüğünün ikinci vermiş olduğu kararın müvekkili belediyeyi hak kaybına ve zarara uğrattığını, itiraz dilekçesinde borcun tamamına itiraz ettiklerini, ancak ikinci karar tensip tutanağında kısmi itiraz gibi yorumlanmaya çalışıldığını belirterek şikayetin kabulü ile icra takibinin devamına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İİK. nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK. nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanunun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK.'nun 19/2. maddesine göre; “Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” Somut olayda borçlu vekili, itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisiz olduğunu belirtmekle yetinip, yetkili icra dairesini göstermediğinden usulüne uygun olarak yapılmış bir yetki itirazının varlığından söz edilemez. O halde, mahkemece; borçlunun yetki itirazının geçerli olmadığı dikkate alınarak alacaklının, borca itirazın kaldırılması talebinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi ve yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle Diyarbakır İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, mahkemece;borçlunun yetki itirazı incelenmeksizin ve bu konuda hüküm kurulmaksızın borçlunun, takibe konu bononun ön yüzünde şirket kaşesi dışında açıkta imzasının bulunması nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduğu gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir....
da açılan itirazın iptali davasında, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek suretiyle yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunup bulunmadığını belirlemesi, daha sonra, kendisinin yetkili olup olmadığını tespit etmesi gerekirken, davacının icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi ya da tetkik merciinden yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesi gerektiği, bu iki yol kullanılmadan bu davanın açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Zira, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olmakla takip durmuş ve bu itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmakla yetki itirazı askıda beklemektedir....
nin 02/08/2012 tarihinde yetki itirazı ve borca itiraz etmesi nedeniyle icra takibi durdurulmuş olup, sanığın Birinci Haciz İhbarnamesine itiraz tarihi olan 24/07/2012 tarihinde takip borçlusu hakkında kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından üçüncü şahıs konumundaki sanığa gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi de geçersiz olduğu, ayrıca birinci haciz ihbarnamesine 24.07.2012 tarihinde 3. şahıs Hasan Sever İnş. Müt. Taah. Tic. Ltd. Şti....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ilamsız icra takibinde, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2019/14286 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı Seçkinevler Site Yönetimi adına yetkilisi T1 tarafından borçlu Seçkinevler-1 Site Yönetimi adına yetkilisi Vasfi Demiroğlu aleyhine 20.444,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiği, takibin konusunu site ortak alan giderleri payı bakiyesinin oluşturduğu, 7 örnek ödeme emrinin borçluya 07/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11/12/2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz dilekçesi verdiği, 11/12/2019 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği ve şikayetin yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır....