Dosya kapsamından, davacının faturaya dayanan alacağı için yapılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle itirazın iptali davası açtığı, davalının esasa cevap süresi geçtikten ve ilk celseden sonra yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacak davalarında yetki, kesin yetki kuralı olmayıp tarafların süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmaları halinde mahkemece dikkate alınabilecektir. Davalının yetki itirazı suresinde olmadığına göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise,alacaklı İİK.nun 50/2.maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....
Somut olayda alacaklı tarafından İİK. nun 150/ı maddesi göndermesi ile aynı yasanın 149.maddesine göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak borçlulara icra emri tebliğ edildiğine göre, İİK'nun 34.maddesi uyarınca yetki itirazı dinlenemez. O halde, mahkemece, borçluların sair şikayet nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğu,daha sonra borçlu vekilince takibe itirazdan vazgeçildiği, alacaklının itirazdan vazgeçme nedeniyle takibin devamına karar verilmesi talebinin, icra müdürlüğünün borçlu vekilinin vekaletnamesinde takibe itirazdan vazgeçmeye dair yetkisi olmadığı gerekçesi ile reddi kararını şikayet ettiği, mahkemece icra müdürlüğü kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1051 KARAR NO : 2022/1040 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SORGUN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/67 ESAS 2021/144 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sorgun İcra Müdürlüğünün 2021/759 Esas sayılı dosyası ile davalı-alacaklı T4 tarafından müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibinin yetkili olmayan icra dairesinde başlatıldığını, genel yetki kuralları HMK'da düzenlenmiş olup genel yetki kuralına göre yetkili yerin senedin düzenleme yeri veya borçlunun ikametgahının bulunduğu yer olduğunu, İİK'nun 50. maddesine göre para veya teminat borcu için...
Taraflar arasındaki şikayet nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Şikayetçi alacaklı İcra Mahkemesine başvurusunda: takip borçlularının yetki itirazı sebebiyle dosyanın İstanbul ... 5. İcra Müdürlüğüne gelerek 2020/12828 Esas sayılı numarayı aldığı, borçlulardan ...'in yetki itirazında ... Adliyesinin yetkili olduğunu iddia ettiği, ancak İstanbul 7. İcra Müdürlüğünce dosyanın ayrılmayarak ... yönünden de İstanbul ... 5....
DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini(isim ve imzadan imtina eden kişi belli değil) ileri sürerek öğrenme tarihinin 07.07.2021 olarak düzeltilmesini ve müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olduğunu, yetkisiz yerde takip başlatıldığından bahisle Çubuk İcra Müdürlüğü yönünden yetki itirazının kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet/itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakında bilgi alınan, haber bırakılan kişinin kim olduğu yazılı olmadığından tebligatın usulsüz olduğu, yetki itirazı bakımından itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konudaki itirazın Mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ......
Bu durumda, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazı dikkate alınarak, genel yetkili davalının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde icra takibinin yapılması gerektiğinin gözetilerek, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılamanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ilamsız icra takibinde borçluların yetki itirazı nedeniyle takip dosyasının bir borçlu yönünden tefrikinden sonra, takip dosyasının diğer borçlu yönünden de aynı icra müdürlüğüne gönderilmesi isteminin reddi kararını şikayettir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez. Şikayetle icra müdürlüğü işlemlerinin hukuka uygunluğu incelendiğinden, icra mahkemesi şikayet üzerine takip dosyasını getirterek, şikayetle ilgili olan kişileri belirlemeli, bu kişileri duruşmaya çağırıp görüşlerini almalı ve varsa delillerini toplamalıdır. HMK'nın 27. maddesine göre, hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır....
Borçlunun yetkiye itirazı ya da kambiyo vasfına ilişkin şikayetinde, geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta aynı Kanun'un 320/4. maddesi uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmez; taraflar gelmese bile davaya devam edilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemece öncelikle borçlunun yetki itirazının incelenmesi ve bu itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Şayet yetki itirazının kabul edilecek ise borçlu tarafın sair itirazlarına bakılmayacaktır....