Davalı, ödeme emrine itirazında, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş olup, mahkemece, icra müdürlüğünün yetkisi incelenmeden, yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderildiği, bu mahkemece, davanın esastan görülerek karara bağlandığı anlaşılmaktadır. İcra müdürlüğündeki yetki itirazının mahkeme tarafından öncelikli olarak incelenip sonuca bağlanması gerekir. Yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun olarak icra takibinde bulunulması dava şartı olduğundan, mahkemenin icra müdürlüğünün yetkisi konusunda karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 26.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğinden bu talep yönünden inceleme yapılmamıştır. Davalı tarafın usulüne uygun vermiş olduğu cevap dilekçesi ile ilk itirazlardan olan mahkemenin yetkisine itiraz etmiş olduğu görüldü. 6100 sayılı HMK'nın 17.maddesinde yetki sözleşmesi :''Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.'' şeklinde tanımlanmıştır.Madde metninden de anlaşılacağı üzere ancak iki tarafın tacir olduğu durumlarda yetki sözleşmesi yapılabilecektir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/7077 Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresinde yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili ... 22....
Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak ödeme emrine itirazda yetki itirazı bulunmadığını, para borçlarında ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan icra takibinde ve davada Zeytinburnu ilçesinin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca, dosyada kesin yetki hali de bulunmadığını, bu çerçevede, Bakırköy Mahkemelerinin ihtilafta yetkili iken, davalıların ikametine göre Manisa Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin karar verilmesinin isabetli olmadığını, dahası, dava dilekçesinin davalı ...'ya 22.12.2020 tarihinde, davalı ...'ya ise 12.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, cevap dilekçesinin ise 19.01.2021 tarihinde her iki davalı adına verildiğini, ... yönünden cevap dilekçesinin süresinde olmamasına rağmen, savunmalar değerlendirilerek yetki itirazının kabulünün isabetli olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir....
İcra Müdürlüğünün ödeme emrine, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmiş aynı zamanda itiraz süresi içinde 49.461,97 TL asıl borcu icra dosyasına yatırmıştır. Yetki itirazının kabulü ile dosya ... İcra Müdürlüğüne gönderilmiş, ... İcra Müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderilmiştir. Mahkemece yetkili İcra Müdürlüğünün ödeme emri tebliğinden önce borcun ödendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı icra dosyasında işlemiş faizle birlikte 51.268,98 TL'nin ödenmesi talebinde bulunmuştur. İcra takibinden sonra, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemeler yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı icra takibinde işlemiş faiz yönünden de talepte bulunmuş olmakla mahkemece bu yönler dikkate alınarak alacak miktarı ve yapılan ödemeler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin Alanya İcra Dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalı şirket vekili yetki itirazında, davalı şirketin adresinin ticaret sicil gazetesinde görüldüğü üzere İstanbul ili, Esenler ilçesi sınırlarında olduğunu, yetkili icra dairesinin Bakırköy icra daireleri olduğunu belirttiğini, davalı şirketin Alanya İcra Dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı üzerine, davacı şirket, 21.10.2020 tarihli dilekçe ile davalı şirketin yetki itirazını kabul ederek, icra dosyasının davalı şirketin yetkili olarak bildirdiği Bakırköy nöbetçi icra dairesine gönderilmesi talep edildiğini, davalı şirketin yetkiye itirazını kabul etmeleri üzerine, Alanya İcra Müdürlüğü dosyayı Bakırköy İcra Dairesi tevzi bürosuna göndermiş, davaya konu icra dosyası yapılan tevzi sonucunda Bakırköy .... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasına kayıt edildiğini, Bakırköy .. İcra Dairesinin ......
Davalı borçlu T4 vekili icra dairesine vermiş olduğu 29/08/2019 tarihli ödeme emrine itiraz dilekçesinde; taraflar arasında hukuki ilişkinin bulunmadığını, borçlunun yerleşim yerinin Niğde olduğunu, Tarsus İcra Müdürlüğü'nün yetkisiz olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiklerini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın Yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. Maddesinin 2. Fıkrasında; "(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmüne yer verilmiştir. Davalı borçlu vekili, icra dosyasına vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, müvekkilinin yerleşim yerinin Niğde olduğunu belirtmekle yetinmiş, Tarsus İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz ederken yetkili icra dairesini bildirmemiştir....
Davalı-borçlu vekili, itirazın iptali davasında dava dilekçesinin tebliğ edildiği 26.03.2012 tarihinden sonra iki haftalık yasal süre içinde 04.04.2012 tarihli cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, dava konusu takip dosyasında da yasal süresinde verdiği ödeme emrine itiraz dilekçesinde yerleşim yeri Antalya icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri sürerek icra dairesinin yetkisine usulüne uygun olarak itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. İcra Müdürlüğünün bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır....
İtirazın iptali davası, takip konusu alacağa yönelik itirazların iptali ve böylece itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını sağlamak amacıyla açılır. Borçlu, borca itiraz etmeyip sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse bu itirazın ortadan kaldırılması ve takibe devam edilmesi için genel mahkemede itirazın iptali davası açılamaz. Bununla birlikte borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olması halinde alacaklı tarafından yetki itirazının benimsenmesi halinde yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrine ilişkin işlemlerin tekrarlanması ve bunun üzerine varsa borçlunun itirazının iptali yönünde dava ikamesine gidilmelidir....
Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241- 208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır....