GEREKÇE: Dava, İİK'nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı temlik ve ibra sözleşmesine dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, yetki sözleşmesi uyarınca icra dairesinin yetkisiz olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, "......
Dava, dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. .../... İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Müdürlüğünün bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, icra dairesinin yetkisine de itiraz bulunduğuna göre, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenip, yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı takdirde dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi, icra dairesinin yetkili olduğunun kabul edilmesi halinde ise, mahkemenin kendi yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Bkz....
MAHKEMECE: " İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....
MAHKEMECE: " İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....
Ayrıca borca itirazlarımız ile müvekkil şirket adresi Kağıthanede yer aldığında icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olup yetki itirazımız nedeniyle dosya ...Adliyesi İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, ... 37. İcra Müdürlüğü ...E. sayılı icra dosyasından müvekkile gönderilen ve 14/09/2022 tarihinde şirkete tebliğ olan ödeme emrine itirazlarımızı tekrar ettiklerinin ödeme emrine itirazımızda belirttiğimiz üzere takip dayanağı belgeler ödeme emri ekinde müvekkil şirkete gönderilmediğini, davacı şirket tarafından belirtilen hususlar gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı şirketin iddia ettiği şekilde araç kiralama bedellerinin ödenmemesi söz konusu değildir. Müvekkil şirket ödemelerini zamanında yapmıştır....
Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin 99.903,83 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 31/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/01/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün gösterilmediği, sadece davalı şirketin işyeri adresinin İstanbul olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğu, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığı, yetki itirazının usulüne uygun olduğu kabul edilse dahi davacı şirketin merkezinin İzmir ilinde bulunduğu, mahkememizce yapılan ticari defter incelemesinde saptandığı üzere taraflar arasında ticari satıma ilişkin...
Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, davacıların yetki itirazı ile teminat senedi itirazlarının bulunduğu, takibe konu senette İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki sözleşmesi olduğu, HMK kapsamında tacirler arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğinden iş bu yetki sözleşmesinin geçerli olduğu kanaatiyle davacıların yetki itirazının reddine, takip konusu senedin teminat senedi olduğu itirazının da, davacılar tarafından sunulan sözleşmede senede açıkça atıf yapılmadığı, senette teminattır kaydının bulunmadığı haliyle bu itirazın İİK md. 169/a kapsamında ispat edilemediği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; İtirazın REDDİNE," karar verildiği görülmüştür....
Tahliye takibinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 274. maddesi hükmüne göre; “İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur.” İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesinde ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' şeklinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre; tahliye emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılması gerekir. Dolayısıyla tahliye emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.)....
Dava takibe konu faturalardan dolayı bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu vekili icra dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde ''...icra takibine dayanak teşkil eden faturalara ilişkin bedeller makbuz karşılığı alacaklı tarafa ödenmiş olup, müvekkilimin iş bu faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmamaktadır'' şeklinde beyanda bulunmuş olup, sözkonusu itiraz dilekçesinde icra takibine konu faturalarda belirtilen malların teslim alınmadığına yönelik herhangi bir itiraz mevcut olmayıp, ödeme definde bulunulmuştur. Davalının makbuz karşılığı yaptığı belirtilen ödemelerin ise bilirkişi incelemesine göre davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve alacaktan mahsup edildiği anlaşılmıştır....
Mahkememizce dosyadaki deliller incelenmek suretiyle depo emrine esas gelecek duruşma tarihi itibariyle alacağın miktarı konusunda rapor düzenlenmesi için dosya resen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 19/04/2021 tarihli rapor ile davalının yasal süre içerisinde mevzuata uygun bir biçimde itiraz etmemesi nedeniyle icra takibinin kesinleştiği, takip tarihi itibariyle davalının 1000,00 TL borcu bulunduğu bildirilmiştir. 17/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile 30/06/2021 tarihli duruşma günü itibariyle depo emrine esas alacak tutarının 1974,71 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Davacı vekili katıldığı 4 no'lu celsede; "depo emrine ve icra takibine konu alacak tarafımıza ödenmiştir, davanın konusu kalmamıştır, depo emrine konu vekalet ücreti icra takibinden kaynaklanmaktadır, bu nedenle mevcut davada vekalet ücreti ve yargılama giderini müvekkil lehine hükmedilsin," şeklinde beyanda bulunmuştur....