Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacının, ölen eşinden dolayı 4/c kapsamında dul aylığı, ölen babasından dolayı 4/b kapsamında yetim aylığı almaktayken Şubat 2014 tarihinde kurum tarafından, davacının her iki aylığı birlikte alamayacağı nedeniyle, bağlanmış ve ödenmekte olan 4/b kapsamındaki yetim aylığının kesilmesine karar verilmiş olduğu ve bu tarihe kadar yapılan ödemeler için geriye doğru 5 yıllık borç tahakkuk ettirilip cebri icra yoluyla tahsil edildiği, davacının daha sonra kuruma yapmış olduğu 30.06.2021 tarihli başvurusuna üzerine 01.11.2016 tarihinden geçerli olarak 09.07.2021 tarihine kadar yetim aylığı bağlanarak birikmiş aylıkların davacıya faizsiz olarak ödenmiş olduğu, 01.02.2014- 01.10.2016 tarihleri arasında Bağ-Kur yetim aylıklarının ise ödenmediği anlaşılmaktadır....

Bu durumda, ilgililere fazla ve yersiz yapılan ödemelerin, fazla ve yersiz ödeme yapılan ilgililerle aralarında müşterek ve müteselsil sorumluluk bulunmayan ve asıl borçlu ile ilgisi sadece aynı dosyada işlem görmekten ibaret olan üçüncü kişilerin aylıklarından tahsilini öngören ve 2.10.1998 gün ve 23481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce İlgililere İstihkaklarından Fazla veya Yersiz Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsili Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde ve buna bağlı olarak davacıya bağlanan yetim aylığından; babasına haksız yere ödenen dul aylığı tutarlarının mahsubuna ve bakiye alacağın da aylıklarından kesilmek suretiyle tahsiline ilişkin işlemde hukuka ve 5434 sayılı Yasanın 121. maddesi hükmüne uyarlık bulunmamıştır....

    ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2018/75 2020/220 DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30/08/1977 tarihinde kocasının, 02/09/1979 tarihinde babasının, 27/07/2004 tarihinde ise annesinin vefat ettiğini, kocasının emekli sandığı, babasının ise Bağkur emeklisi olduğunu, babasının ölümünden sonra annesinin aldığı maaşın 2004 yılında annesinin ölümüyle müvekkiline yetim aylığı olarak bağlandığını ve bu süreden sonra dul ve yetim aylığını birlikte almaya başladığını, müvekkilinin çalışmadığını ve kendi çalışmasından dolayı emekli aylığı almadığını, SGK'nun haksız ve kanunsuz olarak müvekkilinin yetim aylığını 2015 Yılı Ağustos Ayı'nda durdurduğunu ve müvekkilinin 19.098,00 TL borçlu gösterildiğini, bu işlemin davacıya bildirilmediğini ve gereken tebligatın da yapılmadığını, müvekkilinin durumu öğrenmesi ile SGK Başkanlığı'na 02/10/...

    < Ameliyat sonucu erkek iken kadın olan mahkemece cinsiyeti kadın olarak tashih edilerek nüfusa da tescil edilen davacının emekli maaşı almakta iken ölen babasından dolayı kendisine yetim aylığı bağlanması için yaptığı başvurunun, 5434 sayılı Kanunda erkek iken cinsiyet değiştirerek kadın olan kız çocuklarına yetim aylığı bağlanacağı yolunda açık bir hüküm bulunmadığından bahisle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; ...İdare Mahkemesince, yargı kararı ile kadın olduğu saptanarak nüfusa tescil edilmiş olan davacının, artık erkek olarak kabul edilemeyeceği ve yasaların kadınlar için tanıdığı tüm haklardan yararlandırılması gerektiği, şu anda yetim aylığı bağlanabilmesi için gerekli koşullara sahip bulunan davacıya yetim aylığı bağlanmamasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline; diğer taraftan davacı yetim aylığı bağlanması için 30.1.1989 tarihinde başvuruda bulunmuş olduğundan, yetim aylıklarının, başvuruda bulunduğu 30.1.1989...

      Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 05/01/1973 tarihinde ölen ve 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olan eşinden 01/04/1973 tarihinde dul aylığı bağlandığı, davacının babasının 02/03/1981 tarihinde ölümü üzerine 07/04/1989 tahsis talep dilekçesi üzerine yetim aylığı bağlandığı, ancak durumun farkedilmesi üzerine bağlanan yetim aylığının iptal edilerek 21/12/1994-17/12/20015 tarihleri arasında fuzulen ödenen yetim aylıklarının faiziyle birlikte davacıdan tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 506 sayalı Yasanın 68/VI. maddesi gereğince davacının babasından yetim, eşinden dul aylığına hak kazanması halinde iki aylığı bir arada almasının yasal olarak mümkün bulunmadığı, bunlardan yüksek olanın bağlanacağı açıktır....

        Bu hükme göre, 10 yıllık hizmeti olupta vefat eden Sandık iştirakçilerinin yetimlerine yetim aylığı bağlanabileceği, anılan süreden az hizmeti bulunanların geride kalanlarına yetim aylığı bağlanamayacağı açıktır....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı Türkan Kazbaş vekili, gerek sigortalıya gerekse hak sahiplerine ilişkin koşullar değerlendirilirken sigortalıların öldüğü tarihte geçerli olan mevzuatın esas alınacağını, davacının babasının 30/12/1991 tarihinde öldüğünü, 01/10/2008 gününden önce vefat etmiş ana-babalardan 506 sayılı Kanuna göre yetim aylığı alma şartları arasında yurt dışında emekli olmamak koşulu olmadığından 01/10/2008 tarihinden önce ölen ana ve babalarından 506 sayılı Kanuna göre yetim aylığı alanların yurt dışında emekli olsalar bile SGK'dan yetim aylığı alabileceklerini ve kanun koyucu tarafından aranan tek şartın evli olmama, evli olmakla beraber sonradan boşanma veya dul kalarak Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmama, buralardan gelir ve aylık almama olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

          Emekli Sandığı Kanununun 66'ıncı ve 67'inci maddelerinde, dul ve yetim aylığı bağlanacak haller, belirtildikten sonra, dul ve yetim aylıkları başlıklı yirminci kısmında, dul ve yetim aylıklarının hesaplanması, yararlanacak kişiler ve yararlanabileceği durumları (yaş, evlilik, cinsiyet vs.) ayrıntılı olarak açıklanmış olup; aynı Kanunun 118'inci maddesinde de, 116 ve 117'nci maddelerin, ilgililerin herbirinin istihkakları hakkında ayrı ayrı uygulanacağı, sandığa müracaat etmemenin makbul veya mücbir bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki maddeler hükümlerinin uygulanmayacağı, hükmüne yer verilmiştir....

            Kanunun ölüm aylığı bağlanması ve kesilmemesi için aradığı şart davacı/karşı davalı ile boşandığı fiilen eşinin birlikte yaşamamasıdır. Birlikte yaşama varsa aylık bağlanmaz, bağlanan aylık da birlikte yaşamanın gerçekleştiği tarihten itibaren kesilir ve birlikte yaşamadan itibaren yersiz ödenen aylıklar geri istenir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Davacı/birleşen dosyada davalı T1' un davalı kurumdan dul ve yetim aylığı almakta iken boşanmış olduğu eşi ile fiilen birlikte yaşadığı T3 Kontrol memurlarınca yapılan detaylı araştırma neticesinde düzenlenen 26/11/2020 tarihli 2020/412915/43 sayılı araştırma ve inceleme raporu ile tespit edilmiş olup, dava1ı/birleşen dosyada davalı kurum tarafından 23/04/2018 ile 23/12/2020 tarihleri arasında toplam 58.370,27- TL dul/yetim aylığı ve bayram ikramiyesi ödemesinin yersiz olarak ödendiğinden bahisle iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....

            Müteveffanın ölümüyle birlikte, davalı Kurumdan sadece müteveffanın eşi Şükran Demiral eşinden dolayı ölüm aylığı talebinde bulunduğu ve kendisine 28.07.2001 Tarihinde eşinden dolayı ölüm aylığı bağlandığı, dava dosyasında mevcut kayıt ve belgelerden anlaşılmıştır. Davacının o tarihlerde babasından dolayı yetim aylığı talebinde bulunduğuna dair bir kayıt mevcut değildir....

            UYAP Entegrasyonu